İzel - Düşer O
Hepinize selam..
Bayramınız kutlu olsun bebeklerim.
Güzel okumalar 💗
🩹
Heyecandan bayılacaktım resmen.
Aylar sonra Akayla yan yana gelip aynı masaya oturacaktık.
Odamdaki boy aynasından üzerimdeki elbiseye bir kez daha baktım. Üzerime siyah kaşkorse, uzun kollu, siyah bir elbise giymiştim. Boyu dizlerimden bir karış yukardaydı. İki yanında ipten büzgü vardı.
Sarı saçlarımı düzleştirip sırtıma doğru atmıştım. Yüzümde ise kapatıcı, maskara ve gloss vardı.
"Balım yetmedi mi kendini incelediğin?" Diye soran Kayra'ya döndüm.
Bugün beni yalnız bırakmamak adına bize gelmişti. Asla bugünün nasıl geçeceğini merak ettiği için değildi.
"Of Kayra, çok gerildim." Dediğimde kalktı ve elbisemi hafifçe düzeltti. "Ay ben bile heyecan yaptım." Dediğinde gülümsedim.
Bu ilişki üçümüzü de çok yoruyordu.
"Tamam, inelim aşağıya. Gelmek üzeredir." Gözlerim Kayra'yı süzdüğünde gözüme ne kadar güzel geldiğini fark ettim.
Çok seviyordum bu kızı.
Üzerinde pembe, uzun kollu bir crop altında ise siyah bir tayt vardı. Odadan çıkıp içeriye girdiğimizde koltukta oturan babamı ve masaya yaptığımız yemekleri koyan annemi gördük.
Sabahtan beri eski sevgilime hazırlık yapıyorduk.
Kapı çaldığında kalbim hızla atmaya başladı. Resmen boğazımda atıyordu.
Babam bakışlarını bize çevirdiğinde boğazımı temizledim ve arkamda kuyruk gibi asla benden ayrılmayan Kayra ile kapıya yürüdüm.
Parmaklarım kapının kolunu sardı ama açmak çok zor geldi. Kayra gözlerime bakıp beni yatıştırmak istercesine gözlerini açıp kapattı ve bende derin bir nefes alarak kapıyı açtım.
Karşımdaki adam eğik başını kaldırarak gözlerimizi buluşturdu.
Yutkundum.
Üzerinde siyah bir gömlek altında yine siyah bir pantolon ve onların üzerinde siyah deri ceketi vardı. Bu siyahlığa tezat sol elinin arasında renk renk çiçekleri olan bir buket tutuyordu.
Saçları yine her zamanki gibi dağınıktı ve yüzü hep olduğu gibi tertemiz, traşlıydı.
Parmaklarım karıncalandı.
Kollarımı boynuna sarmamak için kendimi kastıkça kastım.
Onun da kahverengi gözleri bütün vücudumu dakikalarca süzdü. Saçlarıma, elbiseme, gözlerime uzun uzun baktı.
İkimizde anlaşmışız gibi siyah giymiştik.
Boğazımı temizleyip kendime gelmeyi umarak kapıyı biraz daha araladım. İçeriye girip önünde duran terlikleri giyene kadar hiç konuşmadık. Yanımda duran Kayra ise ne zaman olduğunu anlamadığım bir anda gitmişti.
Sesimi sonunda bulabildiğimde konuştum. "Hoşgeldin." Dedim yalnızca. Bakışlarını gözlerime çıkardığında ellerinde tuttuğu çiçeği bana uzattı.
Çok güzellerdi.
Gülümsememek için çok zor duruyordum. "Çok hoşbuldum." Aylarca ondan böyle güzel şeyler bekledikten sonra şimdi ayrıyken yaşamak çok acıtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarabandı | Texting
JugendliteraturEla; Olmuyor diyorum neden anlamıyorsun? Akay; Çünkü çok seviyorum, Ela. Ela; Sevmek bu değil gerizekalı, sevmek yara bandı olarak kullanmak değil.