OWWWW NELER OLUYORRE🙀
------Soğuk hava yüzüme vururken montuma daha da sığındım. Gecenin bir yarısı bu Allah'ın belası karnım açıktığı için markette gidiyordum.
Hayır evde yemek vardı. Hatta annem onları yemeyip dışarıdan yemek almaya gittiğimi görse boğazıma yapışırdı. Ama ben midesine sahip çıkamayan bir eşektim anacum.
Hızla evimizin önündeki bakkala girdim.
"Selamın aleyküm Fırat amca." Dedim girer girmez. O ise bana gülümseyerek selamımı almıştı.
Dolaba doğru ilerledim ve bakınmaya başladım. Tam o sırada bakkalın kapısı bir anda açılmış ve biri içeri dalmıştı.
Anında olduğum yere çöktüm ve rafların arasından adama baktım. Kesin hepimizi tarıyacaktı. Adam uzun boyluydu ve yüzü gözükmüyordu.
"Hayırdır oğlum kimsin?" Dedi Fırat amca. Tuttum seni Fırat amcam. Götümün korkusu olmasa ben sorardım.
"Amca boşver beni az durup gidicem." Dedi adam nefes nefese.
"Ne lan burası pavyon mu bir arkadaşa bakıp çıkıcam gibi höyt." Anında yerimden fırlarken bir elimi ona dogru hayırdır anlamında tutarken konuşmuştum.
Allah'ta belamı verseydi de o götle kalkmasaydım ayağa.
Adam bir an bana dönüp üzerime yürümüştü. Ve yakamı kavrayıp kendine doğru çekti.
"Bana bak seni buraya gömerim duydun mu!" Diyerek tıslamıştı adeta. Bu ne ayol gelen geçen yakamı kavrıyor şeyinizi kopartıcam artık. Demek istesem de diyemezdim..
Gözlerimi belerterek ona bakmıştım. Bu abi beni buraya gerçekten gömerdi. "Abi valla sana demedim ben onu Fırat amcaya dedim." Can havli ile.
Arkadan Fırat amcaya bakarken bana şaşırmış bir halde bakıyordu. Üzgünüm tonton ya sen eleneceksin ya ben. Ve eminim sen benim için kendini feda edersin.
Adam ise siyah gözleri ile bana bakarken bir anda bırakmıştı yakamı. Ben zar zor kendimi toparlarken o Fırat amcanın yanına doğru gitmişti.
"Benden zarar gelmez abi. Az burda durmam lazım sonra çıkıcam merak ettme." Dedi daha insani bir şekilde. Şokla onu dinlemiştim. HANİ BANA İNSANCILIK??
Bir anda bana dönünce kafamı 180° çevirip cips reyonlarına dönmüştüm. "Ayak kokan mı yoksa iflahımı bellicek kadar acı olan cipsi mi alsam acaba?" Demiştim düşünceli bir sesle. Yersen.
Ardından gülmeye benzer bir ses duymuştum. Ama o kadar azdı ki sanki hıh demiş gibiydi. Kafamı yan tarafa çevirdiği de adamın bana bakmadığını gördüm. Ama dudaklarında hafif bir tebessüm vardı.
Vaayyy soyguncumuz gülebiliyormuş ha??
Sonunda gözlerimi ondan almıştım. 5 dakikalık market yolcuğum yarım saat sürücekti nerdeyse.
Birkaç şey alıp bir de içicekle kasanın yanına gitmiştim. Fırat amca hafif somurtkan bir tavırla aldıklarımı poşete koymuştu.
"Aa olmaz ki böyle Fırat amcam benim. Tamam söz birdahakine sen beni öne sürersin." Demiş ve yanaklarını sıkmak için öne doğru eğilmiştim. Ama o geri kaçmıştı.
Red mi yedim lan ben?
Kaşlarımı çatıp daha çok yaklaşmıştım. Ama nafile ben geldikçe o kaçıyordu. En sonunda reyonlarda ki sakızların hepsini kendimle birlikte geri çekince Fırat amca yaklaşmıştı.
Ama yanaklarını sıktırmak için değil, benim ağzıma sıçmak içindi..
Anında poşetimi alıp geri çekilmiştim. "Seni hergele! Topla şunları çabuk!" Diyerek kızmıştı Fırat amca.