RED, GOLD AND SEABLUE

02

Günışığıymış!

Gerçekten de D vitamini eksikliği çekseydi de yatıp ölmeyi tercih ederdi!

Eğer Henry güneşin ta kendisi ve Alex de bir günebakan olsaydı bile, Alex yönünü aya döner, gündüz kapanır, gece açardı!

Kendini daha iyi nasıl açıklayabilirdi, bilmiyordu!

Tabi bu bilginin Zahra için bir önemi yoktu.

Lanet girsin ki Alex kendini gerçekten, fiilen ateşe vermeye kalksa bile "Önce yediğin haltı düzelt, sonra istersen kibriti senin için yakarım!", derdi.

Alex bu durumu düzeltmeden, daha az önce söylediğinin aksine, öylece yanıp kül olmasına bile izin vermezdi.

Yenilgiyle omuzlarını düşürdü ve yanına alacağı kıyafetleri seçmeye başladı.

"Biliyorum canım. İşte bu yüzden düzeltmen gerek."

Üzgün olduğunu söylediğinde annesinin söylediği şey buydu.

Şey...

Haklıydı. Bu Alex'in sebep olduğu bir karışıklıktı. Tabi ki biri sorarsa herkese Henry'nin onu ittiğini söylemeye devam edecekti!

Lütfen!

"Pabuçumun prensinin suratı kremaya bulansın istedim!", diyecek hali yoktu!

Bir an Henry'nin krema kaplı yüzünün hatırası gözünün önüne geldi. Burnuna bulaşan kek ve ağzının kenarından çenesine uzanan yumuşak krema... Damlamadan hemen önce uzanıp yalayıverme isteği...

Suratına çarpan kıyafetler ve kafasına inen birkaç askıyla o kadar çabuk kendine geldi ki daha şimdi ne düşündüğünü unutmuştu.

Onları geri asıp almaya karar verdiklerini yerleştirirken biraz sakinleşti.

Pekâlâ...

Yapabilirdi.

Sadece bir gün.

Katlanabilirdi. Sadece bir günlüğüne Henry, Henry değilmiş de en yakın arkadaşlarından biriymiş gibi davranabilirdi.

Hazırladığı küçük seyahat çantasının fermuarını çekti ve kendini ikna ettiğine emin bir şekilde Beyaz Saray'dan ayrılmak üzere çıktı.

҉ ҉ ҉

"Sikik herif!"

Mümkün değil!

Alex'in sadece rol için bile olsa Henry'yle arkadaş olmasının, ona katlanabilmesinin hiçbir yolu yoktu!

Haşmetmeapları önce James Bond edasıyla sahneye girmiş, sonra şovunu yapıp istediğini almış, bunu yaparken de Alex'e laf sokmuş ve gitmişti.

Meryl Streep'e taş çıkartan bir oyunculuk! İnsanları etkilemek için her ne yapıyorsa!

Mecbursun, dedi içindeki ses.

Mecburdu.

İç çekti.

Asıl oyunculuğu onun sergilemesi gerekecekti.

Elini öteki avucuna alıp sertçe masaj yaptı. Karıncalanıyordu.

Henry'nin eli ona değdiğinden beri...

Daha önce hiç tokalaşmamışlar mıydı?

Tokalaşmışlar mıydı?

İklim konferansı...

Bundan önceki tek fiziksel temasları bu muydu sahiden? Yani düğünde omzunu kavradığını falan hatırlıyordu tabi, ama kat kat kumaş söz konusuydu.