PLAN

159 11 54
                                    

EMRE MERTOĞLU'NDAN

1.5 yıldır bu kampta gizli görevdeydim.Amacım,Siyah'ı ve dosyaları yanıma alıp kampı patlatmaktı.Ancak Alaca'yı kaçırmaları albayın emriyle hedefimi değiştirmişti.Artık sadece Alaca'yı ve alabilirsem bonus olarak dosyaları almam gerekiyordu ama albayın bunu bilmesine gerek yoktu.Başkanın odasına gelmiştim.Başkanla konuşup kızı dövmesini engelleyecektim.Alaca her ne kadar güçlü olsa da bu kadarına dayanamazdı çünkü ne zaman gideceğim belli değildi.Fırsat kolluyordum.

Kapıyı tıklattım."Gir" sesini duyunca içeri girdim."Başkanım." Dedim.Şerefsiz dosyalarla ilgileniyordu.Sanırım dosyalar yeniydi çünkü şimdiye kadar hiç dosya bulamamıştım kampta."Hoşgeldin Turkuaz.Ben de dost kamptan gelen dosyaları inceliyordum."dedi.Artık dosya geldiğine göre gitme zamanım epey yaklaşmış demektir."Ne hakkında başkanım?"dedim meraklı bir şekilde.

"Oyalı'daki dost kamp vardı ya,işte oraya askerler baskın yapmış.Bütün silah,mühimmat,uyuşturucu ne varsa ele geçirmişler.Yoldaşlarımızı saymıyorum bile.Sarı ise silahların parasını geri istiyor.Ben de asla vermeyeceğimizi,daha önce kampın güvenliğini iyileştirmeleri gerektiğini söylediğimi hatırlattım."dedi.Osman Ağa onların kasasıydı.Yani Osman Ağa'nın adamları buraya baskın yaparsa kaçabilirdik.Tabii ki bu salakların buna kafası basmayacağı için rahattım.

"İyi yapmışsınız başkanım.Haklısınız.
Başkanım ben sizden bir şey istemek için geldim.Biliyorsunuz sizden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim.İlk isteğim olacak ama lütfen yapın."dedim umutla."Söyle bakalım Turkuaz.Ne istiyorsun?"dedi."Başkanım bodrumdaki kızı dövmeyin.Kız çok güçsüz.Bugün de döverseniz ölebilir.2 günde ölmesin.Bırakın kendi kendine acı çeksin.Vicdanıyla yüzleşsin.Hem böylece babasına nefreti açığa çıkar.Belki onu aramıza bile alabiliriz."dedim.Aslında hiçbir zaman böyle bir şeye izin vermezdim,veremezdim ama güven vermem gerekiyordu."Tamam,haklısın.Uzun zamandır birini dövmediğim için biraz fazla vurmuşum sanırım."dedi şerefsiz.

"Başkanım bir de izniniz olursa kızla bizzat ben ilgileneyim.Siz de işlerinize yoğunlaşırsınız."dedim.Düşünceli bir şekilde bir yandan dosyaya bakarken bir yandan da olumlu anlamda kafa salladı."İzninizle çıkıyorum.Bir emriniz var mı?"dedim.Albayı arayıp son durumu anlatacaktım."Tabii" dedi yine dosyaya bakarak geberesice.Bağırıp çağırasım vardı küçücük kıza nasıl yaparsın bunu diye.

Aranızda 5 yaş var ama neyse

Shut up iç ses.

Kampın dışına çıkıp avlanacağımı söyledim.Alışkın oldukları için hiçbir şey söylemediler.Kimsenin görmediğinden emin olup çorabımdaki tuşlu telefonu çıkarttım.Albayın numarasını tuşladım ve aradım.Tekmil verdim."Binbaşı Emre Mertoğlu emret komutanım."dedim hafif fısıldayarak.Sonuçta yerin kulağı vardır.

"Rahat asker.Nasılsın?Bir gelişme var mı?"dedi albay."Albayım kızı dövmeye devam ederse kızın dayanamayacağını söyledim.Dün kızı dövdü.Ama bu ilk ve son olacak."dedim etrafı kolaçan ederek."Aferin asker."dedi albay gururla.

"Komutanım bir de Oyalı'daki baskının haberi geldi.Yani biliyorlar ama korku sezmedim.Kısacası güvenliği arttırmayacaklar.Kendisini ulaşılamaz zannediyor şerefsiz.Bir de kızla artık ben ilgileneceğim.Çok büyük ihtimalle Osman Ağa buraya gelecek ve baskın yapacak.Ben de o kargaşada sıvışırım."dedim.Kendimden emin bir sesle.

"Tamam asker.En kısa zamanda seni burada görmek istiyorum,istiyoruz.Timin seni çok özledi.Özellikle Fatih."dedi muhtemelen sırıtarak."Sen de mi brütüs?"dedim sahte şaşkınlıkla.Kahkaha attı."Neyse şimdi kapat ve kampa geri dön.Hiçbir şey olmamış gibi devam et."dedi."Emredersiniz komutanım."dedim ve kapattım.Telefonu geri yerine koydum ve etrafı izlemeye başladım.Hiç kuş bulamadım.Az önce kartal görmüştüm ama ıskaladım.Umutsuzlukla geri dönecekken ağaçta saksağan gördüm.Tam kafasından vurdum.Alaca'ya güzel bir yemek yapacaktım.Kampa gelince mutfağa geçtim.

Alacalı GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin