SİGARA

148 9 35
                                    

Bölüm Şarkısı:Kalben:Yara

Bacağım adeta yanıyordu.Gözlerimi açmaya çalıştım.Her yer aşırı beyazdı.Gözlerimi kıstım.İğrenç hastane kokusu...Doğrulmaya çalıştım.Annem ağlayarak"Anneciğim?Nasıl hissediyorsun kendini birtanem?"dedi annem."Bacağım çok acıyor.Sanki morfinsiz kesiliyormuş gibi."dedim.Annemin eli saçlarımda gezindi.

Annem saçlarımı okşarken"Merak etme birtanem.Doktoru çağırdık gelecek birazdan."dedi ve saçlarımı okşamayı bırakıp elimi tuttu.

"Neden ağlıyorsun anne?"dedim elini okşarken."Doktor sana açıklar kızım."dedi başı eğik bir şekilde.O sırada kapı açıldı ve doktor önlüklü yaklaşık 35 yaşlarında bir kadın odaya girdi."Nasılsın Alaca?"dedi gülümseyerek.

"İyiyim.Kaç gündür buradayım ve annem neden ağlıyor?"dedim.Sorumu umursamayarak"Bacağındaki kurşun için seni ameliyata aldık.Ameliyat iyi geçti ve bacağın iyileşti fakat annen bir de ne olur ne olmaz diye check up istedi."dedi ciddi bir ifadeyle.

"Sonuçlar ne?Neden bu kadar ciddisiniz?"dedim."Kan kanseri nüksetmiş.Yani uzun bir süre tekrardan bizimlesin."dedi.Bakışlarımı yere çevirdim.Mermerin desenini incelemeye başladım.

"Şuan üniversite için hazırlandığını biliyorum ama ara vermek zorundasın."dedi.Tekrar yüzüne baktım."Tamam."dedim sakin bir ifadeyle.

"Kemoterapiye başlamak istiyor musun?"dedi.Tekrardan mermere odaklanmıştım.Annem"Başlayalım."dedi.

"O zaman bugünden başlayalım değil mi?"dedi doktor muhtemelen bana bakarak.Annem de "Evet" dedi.Doktor bir şeyler daha söyleyip odadan çıktı.

Her zamanki gibi benim yapmam gereken seçimleri başkaları benim yerime iznim olmadan yapıyordu.Bunu beni sevdiği için yaptığını biliyordum ama her şey gibi sevginin de fazlası zarardı.

Artık her gün başımın zonklamasını ve midemin deli gibi bulanmasını,bayılmayı istemiyordum.Ama başka bir yolu da yoktu.Bir yandan kemoterapi görür,bir yandan da YKS'ye çalışırdım.

12.sınıfın sonuna kadar kanser belası bitmezse mezuna kalmak zorunda olacaktım.Bu yüzden savaşmak zorundaydım.

"Bu günler de geçecek.Geçtiği zaman başka dertlerin olacak.Eski derterini hatırlayamayacak kadar uğraşacaksın onlarla.Sonra asker olacaksın.Aşık olacaksın.Evleneceksin.Çocuğun olacak.Ama geçecek.Mutlaka geçecek.Belki bu dünyada sadece senin acı çektiğini düşüneceksin.Ama hayır.Öyle bir dünya yok.Herkesin kendince acıları var.Kimilerin dersleri düzelmiyor,kimilerinin dış görünüşü düzelmiyor,kimilerin parası yok.Kimileri depresyonda.Kimileri aşk acısı çekiyor.Kimileri vatanını korurken ölüyor.İnsanlar ölür Alaca."bu Emre'nin sesiydi.Ona döndüm.

"Biliyor musun?Şuan anlıyorum.Belki de geç olmuştur.Belki de bu kadar engelin sebebi yapmamam gereken şeyi işaret ediyordur."dedim."Ne demek istiyorsun?Seni anlamıyorum Alaca.Kamptaki Alaca ile şuan karşımda duran Alaca aynı kişi değil."dedi.

"Bir farkındalık yaşadım çünkü."dedim."Neyse boşver hadi kantine gidelim."dedim kolumdaki serumu sökerken."Ne yapıyorsun sen?"dedi."İyi tamam dur bi tuvalete gideceğim.Sana da şaka yapılmıyor.Yalnız odadan çıkman lazım."dedim.

"Tamam ben de bi annemin yanına uğrayayım."dedi.Nasıl yani annesi benim için hastaneye mi gelmişti?"Annen mi?Niye gelmiş ki?Hiç zahmet etmesine gerek yoktu."dedim.

Gülümseyerek"İşyerine gelmesin mi?"dedi."Annen...Benim doktorum olan kadın mı?"dedim.Kadına 35 yaşında demiştim.Kafasını olumlu anlamda salladı."Kesin evlatlıksın.Nasıl bu kadar genç gösteriyor?"dedim.Gülüştük."Neyse hadi git artık."dedim.

Alacalı GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin