Regulus Black: Siyah Gül

20. Bölüm

20. Bölüm: «İspiyoncu»

Koridorların şemasını bitirdikten sonra şakam için gerekli noktaları belirlemiştim.

Odağımı hem şema kağıdında tutuyor hem de ortak salona giriş kapısını gözlüyordum. Regulus'u başım ağrıyor diyerek kütüphanede yalnız bırakmış burada şaka planı yapıyordum. Eğer gelip beni köşedeki masada bir parşömene eğilmiş halde bulursa sanki profesörlerinki yetmezmiş gibi çok fena azarlardı .

Aslında sabah erken kalkıp hemencecik Mcgonagall'ın ödevini yapacaktım. Ödevler benim hiç bir zaman saatlerimi alan zor şeyler değildi. Dersimi iyi dinliyordum ve aklımda tutuyordum bu sayede yarım saatlik konsantrasyonla  50 santimlik bir ödev yazmam zor olmuyordu. Tabi Regulus bunu anlamıyordu. Her seferinde benim içinde bir ödev hazırlayıp veriyordu. Genelde kendim sabah erkenden hallettiğimden kendi yazdıklarımı veriyordum ama bazen uyuya kaldığımda yazamasam da yine de gururumdan onun yazıp elime tutuşturduğu ödevleri asla vermiyordum. Başkasının yaptığı ödevi vermek kim olursa olsun uçurumdan gözü kapalı atlayıp birinin seni tutmasını beklemek gibi geliyordu, bu kişi Regulus olsa bile uçurumdan atlayamam kusura bakmasın.

Aniden giren siyah saçları görmemle parşömenleri toplayıp arkama sakladım. Regulus beni görüp çatık kaşlarıyla buraya gelirken arkamda tuttuklarımı yere attım ve ayağımla masanın altına  ittim.

"Laresa ne yapıyorsun burda?"

Bakışlarımın halsizmiş gibi görünüyor olmasını umuyorum.

"Başımın ağrısı geçmedi, uyuyamadım da. Madam'a gideceğim sanırım."

"Neden masanın yanındasın o halde?"

"Kaybolan tüy kalemim vardı ya. Masanın üzerindeki kalemi ona benzettim ama değilmiş. Az önce sahibi de geldi zaten." ona yalan söylemek hoşuma gitmiyordu ama sahip olduğum  karakteri kabullenmek istemiyorsa ben ne yapabilirdim ki?

"Bu aralar çok sık hasta oluyorsun beslenmene dikkat etmelisin."

"Annem İmperius mu yaptı sana?" elimi yanağına koyunca gözlerini devirip kolumdan çekiştirmeye başladı.

"Nereye?"

"Madam'a tabi ki! Sana yemek listesi çıkarsın sadece onları yersen toparlanabilirsin."

Mızmızlandığımda kolumu daha sıkı tuttu. Oflayıp onu beni götürmesine izin verdim.

...

"Bu ne böyle?" 

Şaka planı... Küçük Potter'a ait olmalı.

Gülümseyip planı inceledim. Kusursuz kroki ve kusursuz plan. Her şey çok  net görünüyordu. Yapılması için yazdığı büyüler üst seviye ve çok akıllıcaydı.

"Evet Mr. Crouch neden burada dikiliyorsunuz acaba?"

"Profesör Slughorn'a vermem gereken bir şey var."

"Pekala banverirseniz bende ona ulaştırabilirim"

Profesör Mcgonnagal'a kağıdı uzatırken masumca gülümsedim.

"Bu Laresa'ya ait."

...

"Gerçekten ince işlemiş."

"Bu planı tasarlayabilecek bir Seherbaz şuan bile bakanlıkta var mı veya her hangi bir meslekten biri?" Mcgonnagal'ın dediğiyle ona dönüp yanıt verirken binasının bir üyesinin böyle övgüler almasından ötürü koltukları kabarmış ve halinden memnun bir tavır takınmıştı.