32.Bölüm

669 56 36
                                    

32.Bölüm: «Konuşalım»

Gece geç bir saatti, ortak salonda kimse yoktu. Farkındalıklarını kazanmalarına bile gerek yoktu.

Regulus ilk çekilen olduğunda gözlerini kızın gözlerinden çekti. O da acelesi varmış gibi ayağı kalkmıştı zaten.

"Özür dilerim Laresa?"

"Ne diyorsun?" diyen kızdan daha çok utanarak sadece bakışlarını değil başını da çevirdi.

"Sana sormalıydım..."

"B-ben hiç bir şey anlamıyorum. Yarın konuşalım."

Regulus batırdığını hissetti. Eğer acele etmeseydi kızın kendisinden hoşlanmasını sağlayıp onun hislerinden emin olduktan sonra adım atmalıydı ancak bir anlığına ne yapacağını şaşırmış bir çuval inciri berbat etmişti.

Laresa'nın arkası dönük uzaklaşırken bir eliyle yüzüne dokunduğunu yanaklarında gezdirdiğini fark etti ve üzgün bir şekilde kendi de yukarı yatağına çıktı.

...

Laresa şaşırtıcı bir şekilde rahat bir uyku çekmişti. Zihni durgundu sakindi ve yeniden çalışmaya başlamıştı. Dünü hatırlayınca eli dudağına gitmiş uyumakta zorlanmasnın sebebi olan tüm o düşüncelerin hepsinin üzerinden kısaca bir kez daha geçmişti.

Kararlıydı. Bir şeyleri açıklığa kavuşturacaktı. Umarım bu yolda kırılmazdı. Bir yanı Regulus'un cevaplarının kendisini tatmin edeceğini nasılsa onu uzun zamandır tanıdığını söylesede diğer yanı sadece umuyordu çünkü karşısındaki kim olursa olsun her zaman tanımadığı bir tarafı çıkabileceğinin farkındaydı.

Sakince hafta sonları okul kıyafetlerine nazaran daha rahat ancak bir forma gibi genelde okulun tamamının giydiği o ilk baharın etkisinin başladığı bu günlerde terletmeyecek kadar ince üşümesine izin vermeyecek kadarda kalın olan o kumaşı üzerine geçirdi. Yatakhane yarı yarıya boştu. Dolu olsa da o sıralar yatakhane arkadaşlarıyla arası pek iyi değildi bu yüzden konuşmaya da pek hevesli olmayacaktı.

Regulus'un inmeyip onu bekleyeceğini mi yoksa kahvaltıda zaten karşılaşacaklarından orada karşılaşmayı tercih ettiğini kestiremedi bu yüzden yatahanedekileri de rahatsız etmemek adına en iyisinin kahvaltıya inmek olacağına karar verdi.

Yaptığı kararın doğruluğunu da hemen anladı. Aradığı kişi pek suratsızca masaya doğru yürüyordu.

"Günaydın Reg."

Oğlan başını kaldırıp tedirgince kıza baktı. Bakışları o kadar dikkatliydiki kızın tepkisini ölçme istiyor bunu yaparken tek bir mimiğini bile kaçırmak istemiyordu.

"Bana kızgın mısın?"

"Konuşmamız gerekenler bir-iki cümleye sığamayacak kadar önemli ve zaman istiyor. Önce bir şeyler yiyelim tamam mı?" diye ifadesiz bir sözle konuşan Laresa'nın ardından söyleyecekleri bir şey kalmamıştı. Masaya oturdular ve normal olmayan bir normallikle kahvaltılarını yaptılar.

...

Barty'nin ikimizi dikkatle süzüyor olması yumurtanın yarı yolda inmekten vazgeçip olduğu yerde üstüne binecek başka ağırlıkları beklemesine sebep olmuştu.

Hele "Dün barıştınız mı?" diye sorduğunda tepkisiz kalmak benmim için ayrı bir çileydi.

"İkiniz niye bu kadar sus pussunuz?"

"İki günün birikmişleri başımı ağrıtıyor ayrıca yanımda oturan beyefendiyle sorunlarımız öyle kolay çözülebilir mi sence?" diye normal olduğumuzu ve beni rahat bırakmasını ifade etmeye çalıştım.

Lakin çabam Barty'i başımdan savmamda çalışsa da Regulus garibimin boğazını tıkamıştı. Bana farklı bir bakışı vardı. İlk defa gördüğüm bir bakış...

Barty, Regulus'a su doldururken gülerek "Dün sabrın taşınca iyice korkuttun Reg'i herhalde." demiş ve suyu uzatmıştı.

Bende güldüm. Garip davranıyordu. Eğer ilk adını atan kendiyken pişman falan olduğunu söyleyecekse gerçekten bende korkabilirdi. Uzun zamandır bağırmayan biri olarak ses tellerimin sağlığını bügunlere saklamıştım. Okuldaki herkes duyana kadar bağırsamda sorun olmazdı.

Kahvaltımı bitirince yanımda getirdiğim hırkamı giydim. Hızımı Regulus'un kalktığımızı anladığında son lokmalarını bitirebileceği şekilde ayarlamıştım.

"Bir süreliğine bahçede olacağız. Kütüphaneye çıkın biz de geliriz."

"Niye aniden kaçar gibi gidiyorsunuz ki?"

"Barty sonra." dedi Regulus yeniden sesini bulmuş gibi.

"Sorunları kaçarak değilkonuşarak halletmeyi alışkanlık edinmeye ve edindirmeye çalışıyorum" dedim Barty'e, Regulus'u es geçerek.

Şükür ki daha fazla kurcalamadan bizi salmıştı.

"Amacım işin içine fazla mantık katıp bir şeyleri yok saymak değil ancak mantığımızında işin ucundan küçücükte olsa tutması gerek." diye açıklama yaptım sonra ki söyleyeceklerimizin açıklaması mahiyetinde.

"Regulus, pişman mısın?"

"Bilmiyorum Laresa, sormadığım için pimanım ve sonraki olacaklardan korkuyorum."

Başımı salladım. "Benden hoşlanıyor muydun?"

"Evet..."

Yine kafamı salladım. Bunlar tahmin ettiğim cevaplardı. Asıl tavrımı etkileyecek sorular bundan sonraydı.

"Ne zamandan beri?"

"Ne zamandan beri bilmiyorum ama partinin olduğu gün fark ettim."

Eğer tamamen arkadaş olarak gördüğüm bir erkek bana farklı bir gözle bakarak uzun süre geçirseydi bu hiç hoşuma gitmeyen bir davranış olurdu. Ya bana, benim hakkımda ne düşündüğünü söylemeliydi ya da içinde tutmayı tercih etse bile yavaş yavaş kendini benden uzaklaştırmalıydı.

"Gerçekten özür dilerim Laresa! Sen Darrel'ın çıkma teklifi ettiğini söylediğinde geç kaldığımı düşündüm, daha önce fark edemediğime pişman oldum. Rızanı almam gerekse de çaresizlikten ne yaptığımı fark edemedim."

Eğer dün beni öptüğünde Darrel ile çıkıyor olsaydım ona çok kızacaktım. Yaptığı yanlıştı. Birini öperken bunun onun hoşuna gidip gitmeyeceğini anlamanın tek yolu itilmeyi beklemek değildibundan önce yapılabilecek çok daha sağlıklı yöntemler vardı.

Dün gece yorgunluktan uyuyakalana kadar düşünmüştüm. Bir kaç saniyeliğine beynim durmuş olsa bile yatağıma girdiğim andan itibaren ne yaşandığının çok iyi farkına varmıştım. Daha önce fark etmemiştim ya da daha doğru bir ifadeyle yanlış olduğunu düşündüğümden geriye itelediğim hislerimi görmüştüm. Daha bir gün önce farkına vardığına göre de mantığımda bir yerde onaylıyordu.

Regulus'u öpmek beni rahatsız etmiyordu, onun kız arkadaşı olma fikri de gayet güzeldi. Zaten bunca zamandır yanımda başka birini düşünmezken hiç bir şeyi fark etmeyen aklım neredeydi?

Mantığım sırf yaptığı yanlış yüzünden onu reddederdi ancak kaç yıldır arkadaştık ve benimde bir kalbim, hisseden ruhum vardı her şeyi mantığa bırakıp küçük tavizler vermemek olmazdı.

Regulus'un gözlerinin içine baktım. Kaçmaması için başımı eğip sağa sola hareket ederek göz temasını sürdürdüm.

"Reg, seninle sevgili olma fikri beni rahatsız etmiyor." diyerek gülümsedim.

"Gerçekten mi?" diyip gülümsemişti.

Bende gülümsemi genişletip " Eh dün ilk adım atan sen olduğuna göre bugün de bu işe adını koymanı bekliyorum." dedim.

"Benimle çıkar mısın?"

~~~

863 Kelime

Regulus Black: Siyah GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin