39.Bölüm

1K 100 38
                                    

İyi okumalar

İlker'den

Üçüncü katın merdivenlerini neredeyse koşar adım çıktığımda soluk soluk soluğa kalmıştım. Kapı açıldığında karşımda sinir bozucu gülümsemesiyle Ali duruyordu. Onun keyifli duran yüzüne  sert bir yumruk geçiresim vardı fakat kendimi tuttum. Gözünün hala ısrarla Demir'de olması deli ediyordu beni.

"Demir nerede? Çağır konuşacağım! " Sesimi bilerek gür çıkarıyordum. Ellerimi kapı eşiğine dayayıp Ali'nin gözünün içine baktım. "Sana diyorum Ali, Demir'i çağır ya da çekil içeri gireyim. "

"Demir içeride değil. Fırına gitti ekmek alacak. Ben yorgun gelince dayanamadı kendisi almak istedi. " Yapmaya çalıştığı şeyi görüyordum, aptal değildim ama yine de bu benim delirmeme engel değildi.

"Kes ya, başlatma fantezine. Kapat kapıyı, ben aşağıda beklerim gelmesini. "

"Fantezi mi? " Kısık kahkahası apartman boşluğuna dolduğunda ellerim çoktan kaşınmaya başlamıştı. " Olanı söylüyorum.  Hem sana ne Demir'den oğlum artık. Git sevgilinin peşine düş! "

"Lan sana mı kaldı benim kimin peşine düşeceğimi sorgulamak. Demir hakkında aklından geçen fikirleri de bir tarafına sokarım. Hayale kapılma Ali! "

Ali ağzını açıp bir şey diyeceği esnada merdivenlerden elinde ekmekle ağır ağır çıkan Demir göründü. Gözleri doğrudan beni bulduğunda kapıdan uzaklaşıp merdivene doğru adımladım. "İlker! Senin ne işin var burada? "

Şaşkın bakışlarını izledim bir süre. Üzerinde gri eşofmanı ve lacivert kapişonlu hoodiesi vardı. Kafasına da siyah bir şapka geçirmişti, oldukça spor duran görünüşünü baştan ayağa süzdüm. Sanki dört yılın özlem patlamasını yaşıyordum. Ellerim, tenim, vücudumun her zerresi ona temas etmek için yanıyor gibiydi.

Merdivenleri çıkıp kapıya yürüyünce ikinci kez düşünmeden boynuna sarıldım. Öyle sıkı sarıldım ki kimse onu kollarımdan alamaz gibi hissediyordum. "Demir konuşalım. " dedim boynuna değen dudaklarımla. Kokusunu içime çekerken nasıl ondan senelerce ayrı kalabildiğime hayret ediyordum. Özlemek sözü şu an hissetiğim şeyin yanında çok hafif kalırdı.

Ellerim ensesindeki ufak tutamları istemsizce okşarken Demir kendini benden hafifçe uzaklaşırtı. Yüzündeki afallamış ifâdesiyle doğrudan gözlerimin içine baktı, sanki gerçek olup olmadığımı anlamaya çalışır bir hali vardı. "İlker sensin değil mi? Hayal falan görmüyorum?"

Ellerim yanaklarını kavradığında onun da benim gibi gözlerinin dolduğunu fark ettim. Uzanıp yanağını sıkıca öptüm. "Gel benimle Demir, hayal mi gerçek mi anlatayım sana! "

Kapıda durmuş bizi izleyen Ali umrumda değildi ama Demir, dikilmiş öylece bize baktığı için rahatsız hissetmişti anlaşılan ki yüzümde gezinen bakışlarını Ali'ye çevirdi.

"Anahtarım var, beni bekleme. Geç gelirim belki, uyu sen. "

"Bence sen Demir'i hiç bekleme kardeşim. O bir daha gelmez buraya! " Bunları söylerken Demir'in elinde duran ekmek poşetini çekip Ali'ye uzattım.Öfkesini saklamadan bana bakıyordu. Bir kaç saniye geçmeden yumuşattığı bakışlarını Demir'e çevirdi. "Beklerim sen gelene kadar. Uyumam. " Kapıyı kapatıp bizi yalnız bıraktığında hızla Demir'e döndüm, bakışlarımız buluşunca uzanıp ellerini tutmak istedim. Ama Demir kendini geri çekip merdivenlerden inmeye başladı. Arkasından beklemeden onu takip ettim.

Geniş omuzları, benden biraz daha uzun boyuyla önümden yürürken onu özgürce izliyordum şimdi. Dışarısı epeyce soğumuştu, rüzgar sertçe esmeye başlarken ben hala hızlı hızlı yürüyen Demir'i takip ediyordum. Tek kelime etmeden bir kaç dakika daha önümden yürümeye devam etti, sonra aklına bir şey gelmiş gibi arkasına dönüp bana baktı.

Bir kaç adımla yanıma yaklaşarak ceketimin düğmelerini ilikledi ve rüzgardan korumak için yakamı çekiştirip hafifçe yukarı kaldırdı. "İnce giyinmişsin. Hasta olacaksın. " Bakışları bana değmeden ceketimde dolandı. Yüzü çok solgun görünüyordu, tekrar yürümeye başlayacak olduğunda elini kavrayıp onu durdurdum. "Demir!" dedim fısıltıyla. "Bana bak, gözlerime. "

Bakışları ağır ağır yüzüme çıktığında dolan gözleri canımı acıttı. Böyle sokak ortasında ya da bir kafede rahat edemeyeceğimi anlayıp yoldan geçen bir taksiyi hızla durdurdum. "Atla bana gidiyoruz. " Dedim aceleyle. Ellerim hala ellerindeydi, sanki bırakırsam kaçıp gidecekmiş gibi korkuyordum.

Tek kelime etmeden kafasını onaylar gibi salladı. Taksinin arkasına yerleşirken ellerini tutmaya devam ettim,kapıyı açıp eve girene kadar da hiç bırakmadım.

Gemileri Yaktım(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin