15.Bölüm (Geçmiş)

1.3K 124 36
                                    

Hello

Otobüsten iner inmez , taksiye atlayıp mahalleye geldim. Bavulumu eve bırakmadan soluğu İlker'in apartmanlarının önünde almıştım. Beni eve almayacağını bildiğimden İlhan'ı da çağırmış, yalvar yakar kapılarına gitmek için ikna etmiştim.

"Oğlum bu çocuk seni affetmez lan! O haltı yemeden önce düşünecektin Demir. "

"Çok mu kızgın? Hiç mi yumuşamaz lan? Mahvolurum oğlum ben, yaşayamam İlkersiz. " İlhan aramızdaki ilişkiyi en başından beri bilen tek ortak dostumuzdu. Diğerlerine söylemeyi aklımızın ucundan bile geçirmemiştik. Gerçi İlhan da bizim birbirimize olan -onun deyimiyle hülyalı- bakışmalarımızdan anlamış, bizim itiraf etmemizi beklemeden ilk o sormuştu.

"Kızgın olmaktan öte kırgın oğlum. Yani öğrenince on yaş çöktü çocuk. Harbi şerefsizsin oğlum sen! Bak ben bile kinlendim sana şimdi! "

"Deme öyle lan. Biliyorsun ailemi, çok katılar. Sizin yaptığınız şeylerin çeyreğini yapamadım ben, size izin verilirdi ben paşa paşa  boyun bükerdim. "

Oflayarak, istemeye istemeye zile basarken ellerim titriyordu. Kendimi nereden başlayıp İlker'e anlatacaktım bilmiyordum. Ama bir şekilde bana hak verecekti, vermeliydi. Biz birbirimiz olmadan nefes bile alamazdık.

"İlker benim İlhan, açsana bi " Demir kapı açılıp binaya girdiğimde İlhan yukarı gelmek yerine anlaştığımız gibi , "İşin zor kanka, Allah yardımcın olsun"  diyerek evine geri dönmüştü.

Asansör kapısı açılıp indiğimde İlker ellerini göğsünde bağlamış İlhan'ı bekliyordu. Bakışları beni bulunca kapıyı kapatmak için hızla hareketlense de ondan önce davranıp ayağımı eşiğe koydum. "Bi'dinle beni. Yalvarırım İlker iki dakika ya. "

Beyazları kızarmış gözleriyle bana öyle bir bakışı vardı ki, ölsem de unutamayacağım bir andı. Kendime hiç o an kadar kızdığımı hatırlamıyordum. Onu bu hale soktuğum için her şeyden nefret ediyordum.

"Demir ben sana ne dedim? Ne ölüme, ne dirime! Şimdi siktir git kapımdan. " Böyle rahat konuştuğuna göre İbrahim amcalar evde değildi. Yoksa babasının olduğu yerde İlker asla küfür etmezdi. Bunun rahatlığıyla ayağımı eşikten çekip kendimi içeri attım. Kapıyı sertçe kapayıp İlker 'ı kolundan tuttuğum gibi odasına soktum. "Bi dinle lan, bi dinle! Haklısın ama yapma oğlum. Böyle kestirip atma! "

Odada deli gibi volta atıp duruyordu, saçlarını çekiştiren ellerine baktım. Bu hali canımı yakıyordu. Yolar gibi çekiştirdiği saçlarına kıyıp dokunamıyordum ben. Yanına gidip ellerini tuttum. Avuçlarımın arasına alıp defalarca titreyen parmaklarını öptüm. "Gözünü seveyim saçlarına eziyet etme İlker'im. Bana vur, sinirini benden çıkar. Hak ettim. " Sesim gittikçe kısılırken, elleri hala avuçlarımın içindeydi. Çekmeye çalıştıkça daha sıkı tutuyordum.

"Lan bırak beni! Sana kıyabilsem yemin ederim ağzını burnunu kırarım ama yapamıyorum. Allah da benim belamı versin ki seni köpek gibi seviyorum. "

Gözlerinden süzülen yaşları dudaklarımla durdururken, içim gidiyordu. Yanaklarını, şişmiş gözlerini öpüp yatağa oturttum. "Köpek gibi seven kim? Sen mi ben mi oğlum?  Ölüyorum sana. "

Söylediklerime iç geçirip ellerini avuçlarımın arasından çekti."Demir bunları söylüyorum diye sanma ki seni affettim. Bitti her şey bunu aklına sok! "

"Deme öyle, babamlar döner dönmez bu söz işi bitecek İlker. Beni resmen tuzağa düşürdüler, ne olduğunu anlamadan kendimi söz gecesinin içinde buldum. O yüzüğü hiçbir zaman parmağıma takmam, takamam. "

Gözlerimin içine kırgın bakışlarını diken çocuğun önüne düşen saçlarını kulağının arkasına itip alnına dudaklarımı yasladım. "Ne olur bana son bir kez şans ver İlker, affet ne olur. " Ayağa kalkıp  penceresine doğru ilerlerken her hareketini izliyordum, bana sırtını dönerse bundan sonra ne yapardım hiç bilmiyordum.

Gemileri Yaktım(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin