22.Bölüm (Geçmiş)

1K 113 35
                                    

Ben geldim... Oy vermeyi ve yorumu unutmayın olur mu? İyi okumalar 😘



İlker'den

"Oğlum, artık yeter. Günlerdir doğru düzgün yemek yemiyorsun,hasta olacaksın! Kendine eziyet etmeyi geçtim artık bize de eziyet ediyorsun! "

"İstemiyorum anne, zorla mı? Geçmiyor boğazımdan, ne yapayım? "

"Baban aşk meşk işleri olduğunu anladı. Sorup duruyor,geçiştiriyorum. Böyle olmaz İlker, kendini topla artık! "  Günlerdir adeta yatağın içinde yaşıyordum. Odamdan dışarı adım atmak, insan yüzü görmek istemiyordum. Babam yönelimimi biliyordu ama Demir'i söylemeye cesaret edememiştim. Bilse ne tepki verirdi bilmiyordum ama mahalleden, hele de en yakın arkadaşlarımdan biriyle yıllardır sevgili olduğumu öğrense tepkisiz kalmayacağına emindim. Ve bu tepki çok da sakin bir tepki olmazdı. Burnunun dibinde, burası gibi geleneksel mahallede böyle bir şeye cesaret etmeme eminim çok kızardı.

Annem az önceki gergin halinin aksine sakince yatağıma oturdu. Bana laf anlatmaktan yorulduğunu görüyordum. Elleriyle saçlarımı okşadı, rengi kaçtığına emin olduğum yüzümü bir kaç saniye üzüntülü gözlerle inceledi. "Kabul aldığın üniversiteyi epey araştırdı baban. Gitsin, bu fırsatı kaçırmasın diyor. "

Dört ay önce hocaların tavsiyesiyle yurt dışındaki bir kaç üniversiteye yaz okulu için başvurmuştum. Demir'e haber vermemiştim çünkü hocaların gazına gelip belgeleri göndermiştim fakat gitmeyi hiç düşünmemiştim. Ama Demir'in sözlendiğini öğrendiğim gün  kızgın ve kırgınlığımdan gözüm dönmüş ,belgelerimi isteyen üniversitelerden birine geleceğime dair mail atmıştım.

Ailemi , Demir'i bırakıp kilometrelerce uzağa gitme fikri bana çok uzaktı. Bir anda verdiğim kararın bu kadar çabuk bana geri dönüşü olacağını düşünmemiştim. Ama şimdi günlerdir girdiğim buhrandan dolayı uzaklaşma fikri bana o kadar da imkansız gelmiyordu. Nefes alamıyordum. Sanki bir el boğazımı sıkıp duruyor, beni nefessiz bırakıyordu.
"Bilmiyorum. Üç ay bile olsa mahalleden, sizden uzak kalmak bana zor geliyor. "

Annem gözlerime bakıp şefkatle yanağımı okşadı."İyi gelecek sana. Ben de hiç istemiyorum senden ayrı kalmak oğlum ama Demir'den uzaklaşman lazım. Bu akşam nişan var diye duyurdular bile. "

Hala aptal bir iyimserlik içindeydim. Demir gitmeyeceğim demişti, gitmezdi. Bana bu yıkımı ne pahasına olursa olsun yaşatmazdı. Gözlerimin önünde ,nişan yüzüğünü parmağına geçirecek kadar vicdansız olmazdı. Bu ümitle masamın üzerinde duran belgelere bakarak, "Yok gitmeyeceğim buradayım. " dedim dalgınca.

Annem odadan sen bilirsin diyerek çıkarken,bir taraftan da yanlış yapıyorsun bakışı atıyordu. İçimde susmayan gerçekçi tarafımda bana aynını söyleyip duruyordu. Ama ben kulaklarımı tıkayıp Demir'i bekledim. Bu gece Çağla'nın yanına değil benim yanıma gelecekti.

Saatler ilerleleyip güneş batmaya yüz tuttukça ümitlerim de içimde yavaşça soluyordu. Kulağım kapıda, gözüm sürekli telefondaydı. Demir'den gelecek tek bir kelimeyle günlerdir eziyet olan hayatım, normale dönecekti.

Hayatımı birine bu kadar bağlamam acınasıydı biliyordum ama elimde değildi. Demir benim için sadece aşk değildi. Çocukluğum, gençliğim, ergenliğim... Hepsiydi. Demir'i kaybetmek bunların hepsini kaybetmek gibi geliyordu bana. O yüzden haber alamadığım her dakika canımın acısı katlanarak artıyordu.

Saatlerdir çıkmadığım yataktan kalkarak açık olan penceremden mahalleyi izlemeye başladım. Sokakta oynayan çocukların neşesine takıldı bakışlarım. Bir zamanlar ben de onlar gibi kaygısızdım. Tek derdim cebimde bakkaldan cips alacak kadar paramın kalıp kalmadığıydı.

Bir kaç dakika daha bakışlarım sokakta oyalandığında Demir'in oturduğu apartmanın kapısı açıldı. Önce takım elbiseli Onur abi göründü bahçede ,hemen arkasından karısı Çiğdem abla. Bir kaç dakika sonra da babası ve annesiyle birlikte Demir çıkınca bakışlarım hızla üzerinde gezindi. Lacivert bir takım elbise giymiş ,elinde de zoraki tuttuğu belli olan renkli bir çiçek buketi vardı.

Ayaklarımın bağı çözülürken, hemen yanımda duran masaya dayandım. Damarlarımdaki kan birden çekilmiş gibi hissediyordum. İnanamayan gözlerle kendimi toparlayıp yeniden baktım karşımda apaçık duran kabusa. Oradaydı işte! Haftalardır reddettiğim gerçeklik tüm çıplaklığıyla yüzüme çarptı. Ümit eden aptal tarafım ne kadar da acınasıydı!

Demir ve ailesi nişan için giyinmiş kuşanmış gidiyorlardı. Kafasını kaldırıp bu tarafa bakacak cesareti bile yoktu. Tüm gün ondan bir haber beklerken, demek ki o nişan hazırlıkları yapıyordu.

Mutlu olmadığını biliyordum ama her şey onun elindeyken , başka bir yol için mücadele etmek varken ; elinde çiçek, üzerinde takım elbiseyle ikimizi de mutsuz etmeyi seçmişti. Arkalarından dakikalarca kederle baktım. Bu öyle bir yıkılıştı ki, bir daha ömrümce kimseye güvenemeyecekmişim ki hissettim. İçimden giden sadece Demir değildi, onunla beraber bu akşam çocukluğumun geçtiği bu mahallede gitmişti.

Buz gibi olmuş elim ayağımla masamın üzerinde duran belgelere takıldı bakışlarım. Belli ki gitme vaktim gelmişti. Kim bilir , giderdim ve belki de gittiğim yerden bir daha bu mahalleye geri dönmezdim...

Umarım bölümü sevmişsinizdir

Gemileri Yaktım(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin