(Jisung)
Gözlerime vuran ışık ile yavaşça gözlerimi açtım.
Dün akşam en son Minho'yla bir yere gittiğimizi hatırlıyorum. Şu anda evimdemiydim? Ama burası hiç benim odama benzemiyordu. Benim odam buradan daha büyük.
O sırada aklıma dün akşamki kutu geldi. İçinde resimler ve notun olduğu kutu.
Tekrar modum düştü.
Yatakta oturur pozisyona geldim ve etrafıma bakındım. Bu oda çok tanıdık geliyordu ama bir türlü hatırlayamıyordum.
Neresiydi burası?
Yataktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp odadan çıktım.
Amerikan bir mutfakla karşılaştım. Mutfaktan güzel kokular geliyordu.
Orada duran kişiye baktığımda onun Minho olduğunu gördüm. Benim geldiğimi duymuş olacak ki arkasını döndü.
Minho: Günaydın Jisung. Otursana.
Mutfak ve salon arasında duran ufak yemek masasını işaret etti.
Hiç bir şey söylemeden direkt oturdum. Normalde şu anda Minho'yla büyük bir tartışmaya girmiş olurduk. Fakat şu anda kendimi yorgun hissediyordum. Bu yüzden hiç tartışacak halim yoktu.
Minho: Bu gün bir sakinsin sanki?
Elindeki tahta kaşıkla tavanın içindeki şeyi karıştırıyordu. Bana hiç bakmadan söylemişti.
Jisung: Yorgunum.
Sesim hâla uykulu çıkıyordu.
Minho: O zaman biraz daha uyu. Kahvaltıyı sonra yiyebilirsin.
Jisung: İstemiyorum.
Minho karıştırmayı bıraktı ve tavadaki şeyi tabaklara döktü. Ardından eline alıp benim yanıma doğru adımladı.
Minho: Bu gün izinlisin. İşe gitmene gerek yok. Birazcık kafanı dağıt.
Jisung: Olmaz. Yapmam gereken işler var.
Tabakalardan birisini önüme diğerini de karşımda duran sandalyenin önüne koydu. Ardından o sandalyeye kendisi oturdu.
Minho: İşlerini başkalarına verdim. Şu anda işin falan yok.
Jisung: Şirkete gitmek istiyorum.
Minho: Bende gitmemeni istiyorum.
Jisung: Benim ne yapacağıma karışma hakkını kim veriyor sana Minho?
Elindeki çatalı bıraktı ve gözlerini benimkilere kilitledi.
Minho: Sen.
Jisung: Sana hiç bir zaman umut vermedim Minho.
Minho: Odandaki resim öyle söylemiyor ama.
İşte şimdi sıçış. Ben bunu açıklayamam. Ya da açıklayabilirim. Yalanla?
Jisung: Felix'inbenisinir etmek için getirdiği bir şey sadece.
Minho: Öyle mi? O yüzden mi masanın üstünde duruyor?
Jisung: Evet. Her gün kendime bakıp ne kadar yakışıklı olduğumu hatırlıyorum.
Minho zort.
Minho: Benim ne kadar yakışılı olduğumu hatırlıyor musun peki?
Ben zort.
Jisung: Bazen senin o fotoğrafta olduğunu bile unutuyorum.
Minho: Peki öyle olsun Jisung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Not My Hero -Minsung-
Fanfiction{MY HERO -MİNSUNG- FİCİNİN 2. KİTABIDIR} {İLK KİTABI OKUMADAN OKUMAYINIZ}