Jeongin: Jisung!
Odamın kapısını hızlıca açıp içeriye dalan Jeongin'le yerimden sıçradım.
Jisung: Ne oldu Jeongin?
Jeongin: Şirketin bütün sistemleri çökmüş! Ayrıca şirketin hesabından da yüklü bir miktarda para çalınmış!
Jisung: NE!?
Jeongin: Changbin seni 1 numaralı toplantı odasına çağırıyor.
Jisung: Hemen geliyorum.
Jeongin odadan çıktığı gibi odamda duran kasaya doğru ilerledim. Duvarda asılı odan resmi yerinden çıkardığımda kasa tam karşımda duruyordu. Changbin şirketin bütün önemli dosyalarını bu kasaya koymuştu. Kasa neden benim odamda diye sorgulamayın lütfen.
Kasanın şifresini girdim ve kasayı açtım. İçinden gerekli dosyaları aldım ve kasayı ger kapatıp resmi geri yerine taktım. Hızlıca odamdan çıkıp 1 numaralı toplantı odasına ilerledim.
Kapıyı çalmadan direkt içeriye girdiğimde daha Changbin'in ve Yeonjun'un odada olmadığını gördüm. Odada Jay, San, Minho, Jeongin ve ben vardık. Hızlıca kendi yerime oturdum. Jeongin ben oturduğum gibi bana bir dosya uzattı. Ondan alıp incelemeye başladım.
Şirketin hesabındaki paranın %68'i çalınmıştı. Bu çok kötü. Ayrıca Changbin'in kişisel hesabına da erişip oradan da para çalmışlardı. Boşuna mı şirketin bir katını yazılımcılara ayırdık? Bunlar olurken onlar ne yapıyorlardı?
Jay: Ne düşünüyorsun Jisung?
Dosyadan kafamı kaldırıp sağ çaprazımda Jay'e baktım.
Jisung: Durum berbat. Yazılımcılarla konuştunuz mu?
San: Konuştuk. Dışarıdan kimsenin sisteme girmediğini söylüyorlar. Bu işi içeriden biri yapmış. Bu yüzden fark etmemişler.
Jisung: Changbin ve Yeonjun nerede?
Jeongin: Changbin polis ile görüşüyor. Yeonjun' a ise ulaşamıyoruz.
Klasik Yeonjun. Kim bilir nerede uyuyordur?
Odanın kapısı açıldı ve içeriye Changbin girdi. Ardından da bir kaç polis.
Changbin: Polisler hepinize bir kaç soru soracak.
Kapıya en yakın oturan kişi ben olduğum için ilk önce benim yanıma geldiler.
Polis: Dün akşam neredeydiniz?
Jisung: Evimdeydim.
Polis: Bunu kanıtlayabilecek bir şeyiniz var mı?
Jisung: Kamera kayıtlarını verebilirim.
Polis: Şimdi verseniz iyi olur.
Cebimden telefonumu çıkardım. Evin kamera sistemlerine telefondan girebiliyordum.
Jisung: Hangi saat aralıkları lazım?
Polis: 23 ve 24 arası.
O saat aralıklarını kesip telefona kayıt ettim.
Jisung: Telefon numaranızı verirseniz atabilirim.
Polis cebinden telefonu çıkardı ve bana telefon numarasını verdi. Bende direkt videoyu polisin telefonuna attım.
...
Polisler hepimize dün akşam nerede olduğumuzu sordular ve gittiler. Dün akşam burada olan tek kişi Minho'ydu. Ama o da odasından hiç çıkmadığını kanıtladı. Yani suçlu bizden biri değildi. Zaten bizden biri olduğunu da hiçbir zaman düşünmedim.
Changbin: Şirketimiz çok büyük bir para kaybı yaşadı ve bir süre elimizde olan parayla idare etmek zorundayız.
Jay: Şu anda ne kadar paramız var?
Changbin: 500 bin dolar. Bu parayla ne kadar süre idare edebiliriz Jisung?
Kafamdan hızlıca bir hesaplama yaptım. En çok para şirketin elektrik faturasına gidiyordu. Yani bu parayla 1 haftadan daha kısa bir zaman idare edebiliriz.
Jisung: 1 haftadan daha az.
Jeongin: Bu cuma Kai Bey ile bir toplantımız olacak. Eğer reklamı düzgün yaparsak buradan büyük bir para kazanabiliriz.
Changbin: Güzel. Reklama başlandı mı?
Changbin hepimizin üstünde gözlerini gezdirdi.
Changbin: Reklama başladı. Değil mi?
Yine kimseden ses çıkmayınca elini sertçe masaya vurdu.
Changbin: Kimse daha çalışmalara başlamadı mı!?
San: Grafik bölümüne geçen hafta söylemiştim ama daha oradan haber gelmedi.
Changbin: O zaman gidip kontrol et San! Toplantı bitti. Herkes bu işe odaklansın şu anda.
Changbin sertçe yerinden kalktı ve odadan çıktı. Arkasından da kapıyı hızlıca kapattı. Jeongin de hemen peşinden gitmek için yerinden kalktı.
Masada hepimiz birbirimize bakmaya başladık.
Jay: Şimdi şirket batıyor mu?
San: Sanırım evet.
Minho: Hayır batmıyoruz. Eğer bu reklamı düzgün bir şekilde yaparak kurtulma şansımız var değil mi Jisung?
Jisung: Evet. Buradan yüksek bir miktarda para gelebilir.
Minho: O zaman hadi ne duruyoruz? Hızlıca bu işi bitirelim.
Minho oturduğu yerden kalktı. Ardından biz de kalktık. Masada duran önemli dosyaları aldım ve odadan çıktım.
Jisung: Bu dosyaları bırakıp geliyorum.
Minho: Tamam.
Odama doğru ilerledim ve içeriye girdim. Odama girdiğimde içeride Wheein vardı ve duvardaki tabloyu yerinden çıkarmaya çalışıyordu.
Jisung: Wheein? Ne yapıyorsun?
Wheein: Ah hoş geldin Jisung. Bizde seni bekliyorduk.
Jisung: 'Biz'?
Wheein: Evet 'biz'.
Arkamdan kapı kapandı. Refleks olarak arkamı döndüm ve o'nu gördüm.
Jisung: Soobin? Ne işin var senin burada!?
Soobin: Sessiz ol Jisung. Seni götürmeye geldim.
-Of çok kısa oldu ya. 609 kelime. Şuana kadar yazdığım en kısa bölüm-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Not My Hero -Minsung-
Fanfic{MY HERO -MİNSUNG- FİCİNİN 2. KİTABIDIR} {İLK KİTABI OKUMADAN OKUMAYINIZ}