~~Uyan Artık~~

17 4 0
                                    

Ben geldimmmm

Naber, nasılsınız? Ben mutluyum valla. Neden mi? Çünkü tatilll.

Bir hafta da olsa tatil tatildir. Neyse fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Önce oy verip yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.

~~Sanay

Sabah kalktığım gibi elimi yüzümü yıkayıp hızlıca giyinerek odadan çıkmak üzereydim ki Aysal "Kahvaltı etmeden nereye gidiyorsun bakalım. Otur şuraya." diyerek önümü kesince el mecbur dediğini yaptım. Kahvaltımı ise yapabildiğim kadar hızlı bitirmeye çalıştığımdan sürekli boğulacaksın diye söylendi ama ben onu dinlemeden bu şekilde yemeye devam ettim. Her şey iyi güzel gidiyordu fakat son lokma boğazıma takılınca elime iç şunu diyerek suyu tutuşturdu, bir yandan da sırtıma vurarak yaşlı teyzeler gibi "Ben sana demiştim. O kadar hızlı yenir mi? Ölüyordun az kalsın" diye söylenmeyi de ihmal etmedi. Sonunda lokmayı yutmayı başarınca hızlıca yerimden kalktım ve "Şom ağızlı!" diye bağırarak son sürat koridora çıktım.

Ben merdivenlere doğru koşarken o da arkamdan bağıra bağıra söyleniyordu. Kattaki hizmetliler ise ne olduğunu anlamaya çalışır gibi tuhaf tuhaf bir bana bir Aysal'a bakıyorlar. Koşmayı bırakıp sakin ama hızlı adımlar ile yürürken bir yandan da göz göze geldiklerime baş selamı veriyordum. Merdivenleri çıkıp Agir'in odasının önüne gelince derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım. İçeriden gelen gel sesi ile de kapıyı açarak içeri girdim.

Tam da düşündüğüm gibi Kraliçe Mira yatağın kenarında oturuyordu. "Kraliçem." selam verdim ve yanına ilerledim. "Ben çok erken mi geldim? Bilgen nine tedavi için burada olur diye düşünmüştüm." kraliçe yorgun bir gülümseme sundu bana "Yok tatlım çok erken gelmedin. Bilgen hala kütüphanede araştırma yapıyor. Diğer krallıklar ve kabilelerden de olabildiğince çok kitabı topladı. Bu süreçte Agir'in doktoru sensin." anladığımı belirtmek için kafamı salladım. Demek tedaviyi bana bıraktı.

Yatağın diğer tarafına geçtim ve komedinde duran makası elime alarak sargıyı kesmeye başladım. Kesme işlemi bitince sargı bezini biraz çekiştirerek de olsa elime aldım ve kenara bırakıp kapta duran suya yöneldim. Suyu elimde toplayarak yaraya bastırdım. Bir süre suyun şifasını kullandıktan sonra onu tekrar kaseye koyarak Agir'e döndüm. Büyüye başlayacağım sırada kraliçenin bana doğru gelirken sendelediğini fark edince ani bir refleks ile onu tuttum.

"Kraliçem iyi misiniz?" kraliçe kafasını olumlu anlamda salladı ama iyi olmadığı her halinden belli oluyordu. "Kraliçem renginiz solmuş, iyi değilsiniz. Vücudunuz da güç kaybetmiş belli. Gidin dinlenin biraz. Hadi." kraliçe başını iki yana salladı. "Ben iyiyim. Uykusuzum biraz, bir şey olmaz. Sen dün yaptığın büyüyü yaparsın bir şeyim kalmaz." Cümlesini hemen bitirdikten sonra gelen gurultu sesi odada yankılandı. Bu böyle olmayacak. Kraliçeyi yatağa oturttum ve ben de karşısına geçtim.

"Kraliçem yemek de yememişsiniz. Olmaz ki böyle. Bakın vücudunuz bitkin haldeyken onu iyileştirmek için sürekli olarak büyü kullanırsanız sizin için iyi sonuçları olmaz. Bunu benden daha iyi biliyor olmalısınız. O yüzden şimdi hizmetlilerden kendiniz için güzel bir kahvaltı isteyin, sonra da güzel bir uyku çekin. Eğer ondan sonra da kendinizi kötü hissediyor olursanız o zaman bana gelin." gözleri tereddütle Agir'e kaydı. Dediklerimi yapmak istiyor ama oğlunu da yalnız bırakmak istemiyordu. Ellerini tuttum. "Merak etmeyin, ben onun yanında kalırım."

Bana döndüğünde gözlerindeki minnet her şeye değerdi. Ona kapıya kadar yardım ettikten sonra merdivenin başında duran muhafızlara seslenerek ona odasına kadar eşlik etmelerini istedim. Bu kadar bitik bir durumdayken tek gitmesine razı olamazdım ama Agir'i de o şekilde bırakamazdım. Kraliçe muhafız eşliğinde odasına ilerlerken ben de kapıyı kapatarak içeri girdim. Agir'in yanına geçince içinde olduğu bu durum yine içimi sızlattı ama elimdeki umuda sıkı sıkıya tutundum. Ellerimi yarasının üstüne koyarak odaklandım ve büyüyü yapmaya başladım.

Işınbike - Yeni DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin