Hee'nin Ağzından
Karşımda yanakları ıslanmış arkadaşıma baktım. Ay ışığı yüzüne vuruyordu bu yüzden ıslak yanakları parlıyordu. Bakışlarımı yerdeki kumlara çevirdim. Kumsal sessizdi kavgamıza sadece bir kaç köpek şahit oluyordu. Fakat onların bizi taktığı söylenemezdi.
"Hiç komik değil Hee."
Sinirle güldüm. O kadar şey söyledikten sonra bu kız hala şaka yaptığımı mı sanıyordu.
"Aptal mısın? Dediklerimi anla artık sen bir hiçten başka bir şey değilsin."
"Yeter artık! Yeter!"
Yanağımdaki acıyla gerilemek istedim fakat yerdeki kumlar inadına sanki beni tutuyorlardı. Hareket etmeme izin vermeyişlerine sinirle ayaklarımı kumdan kurtarmak için ikisini teker teker kaldırdım.
"Ahh... Şimdi anlıyorum niye bu kadar sinirlendiğini sevdiğin çocuk beni seçtiği için bu kadar kızgınsın."
"Aşağılık kızın teksin."
Sinirle gülümsedim. İnadına söylediğim sözler karşısında dik durmasına şaşıyordum fakat en sonunda pes ediceğini biliyordum. Ağlaması olacakların kanıtıydı. Bir kaç ay önce tanışmamıza rağmen yakınlaşmıştık. Ve ben kimseyle yakın olamazdım. Kimseye güvenilmeyeciğini iyi biliyordum çünkü. 2 çocukluk arkadaşım vardı fakat onlar koredeydiler.
Bana bunu öğreten babamdı. Kendisinin ne kadar kötü bir insan olduğunu öğrendiğimde ona güvenmeyi bıraktım. Annem öldüğünde ise insanlarla olan bağlantımı sonsuza kadar kopardım. Duvarlar ördüm çevrime. Ve duvarlar arasında da gayet mutluydum.
Omzuma çarparak geçen kıza aldırmadan gülmeye devam ettim. Ben çok fazlı acı çekmiştim. Ve hiçbir zaman o göz yaşları gözümden düşmemişti. Eminim ki duvarlarımın arasındaki Hee o gözyaşlarıyla boğuluyordu.
Ama ne olursa olsun direnmiştim. 1 ay önce tanıştığı birisine zayıflığını gösteren bu kız kesinlikle salağın tekiydi. Güçsüzdü.
Ayaklarımı kuma daha çok gömmek istedim fakat buna engel olan bir şey vardı. Ay ışığıyla parlayan deniz beni kendine çekiyordu. O kadar kusursuzdu ki... Ayakkabılarımı çıkarıp kenara fırlattım ve soğuk su da yavaşça ilerlemeye başladım. Su seviyesi boynuma kadar geldiğinde durdum ve kafamı denizin içine soktum.
Ay ,su altından daha bir parlakta. Gözlerimi kapadım. Biraz su altında kaldıktan sonra yüzeye çıkıp ciğerlerimin havayla dolmasına izin verdim.Sessizce kumsaldan ayrıldım.
Sahilin park alanın da bekleyen şoför beni gördüğünde endişeyle yanıma geldi.
"Küçük hanım iyi misiniz?"
"Evet kapıyı aç."
Eğildi ve kapıyı açtı. Bu aptal Amerika sinirime dokunuyordu. Babamın benden her sıkıldığında gönderdiği yer sinirimi bozuyordu. Sinirle nefes alıp verdim.
Aniden fren yapınca az kalsın öne doğru uçuyordum fakat kemerim bunu engellemişti.
"Arabada kal."
Şoföre emir verdikten sonra kemerimi açıp sinirle arabadan indim.
"Bana bak geri zekalı düzgün sür şu arabayı ya da ehliyetini yak dünyaya iyilik yaparsın."
Arabadan benim yaşlarımda siyah saçlı ve güzel yüzlü bir çocuk indi. Arabasına baktığınızda zengin olduğunu direkmen anlardınız. Ya da birinin şoförüydü fakat hiçbir şoför böyle şık ve yakışıklı olamazdı. Onu süzdüğümü anladığında alayla sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPRESSIVE -Askıda-
Fanfiction"O gün anlamıştım uçaktayken. İnsanlara ve konuştukları kişilere bakıp sonra kendi yanındaki boş koltuğa baktığında anladım ben seni Hee. Neler hissettiğinden çok ne istediğini anladım. Sen sana değer verip seni kollayacak birisini istiyorsun. Ağlad...