Oyun

202 22 2
                                    

Önceki bölümde:

"Tamam."dedim kendimden emin bir şekilde.

Jungkook'u kendime aşık edicektim. Yani edicektik.
------------------

"Nasıl tamam kabul ediyor musun?"Dedi Suga şaşkınlığını saklayamayarak. Pembe saçları terden ıslanıp anlına yapışmıştı. Karşımdaki altı oğlanın arkadaşlıkları için savaştığı gerçeği gerçekten etkileyiciydi.

"Ne yapmam gerek?"dedim utancınla karışık endişemle. Endişeli olmamın tek sebebi kaybetme korkusuydu. Bu oyunun sonunda Jungkook ya bana aşık olmazsa ve o kızı sevmeye devam ederse. Hayal kırıklığım ve yalnızlığımla baş başa kalıcaktım.

"Bu akşam bir parti var oraya benimle birlikte geliceksin."dedi Suga dern nefeslerinin arasından kafamı salladım ve son kez onlara bakıp yanlarından ayrıldım. Jungkook çardakta o kızla oturuyordu. Kızlar ise bana doğru geliyorlardı.

"Nereye kayboldun hemen merak ettik."Jae endişeli gözlerini üstümde gezdiriyordu ben ise gözlerimi Jungkook ve yanındaki sürtüğe dikmişti. İçten gülümsemesini sadece bu kız görüyordu demek. Onunla oynayıp beş para etmez bir kıza aşıktı demek. "Önemli bir durum yok kantine gidelim orada size anlatıcam."Bu oyunu gizlice yürütmeniz lazımdı ama en yakın arkadaşlarımdan bu durumu saklayamazdım.

Kantinde boş bir masaya oturduktan sonra kısaca olayı anlattım."Bu iş hiç kolay değil ama yardım edip elimizden geleni yapacağız."dedi Jessi.

"Teşekkür ederim yanımda olduğunuz için."dedim kendimi tutamayarak. Geldiğinden beri çok değişmiştim. Daha birkaç gün olmasına rağmen az dolsa insanlara karşı nazik mi olmuştum sanki. Bana bunu yapan Jungkook karşı hissettiğim duygular mıydı. Bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum.

"Bu gece parti var orada oyuna başlayacağız. Suga'ya eşlik edicem."dedim kafamı iki elimin arasına alarak. İkisinden de anladıklarını belirten homurtular çıktığında kafamı tamamiyle masaya koydum ve düşünmeye başladım. Jungkook'la uçakta tanışmıştık. Yakınlaştığımız aklıma geldiğinde yüzüm istensiz olarak kırmızının tonunu aldı.

"Hadi kalkalım okulu asıp seni hazırlayalım. O sürtüğü ezicek kadar güzel olmalısın."dedi Jae kendinden emin bir şekilde. Jae hırslıydı ve altından kalkamayacağı oyun yoktu. Biraz da onun hırsına güveniyordum.

Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Sınıfa çıkıp çantalarımızı aldık ve okuldan dışarı çıktık çıktık. Bahçede ilerlerken Suga'yı gördüm ve yanına gittim. "Biraz gelsene." Jungkook'un bakışlarını üstümde hissediyordum. Tabi o kızında. Söz konusu Suga olduğunda kız hiçbir şeyden çekinmiyormuş gibi konuşmaya başladı. "Ne konuşacakmışsın Suga ile?"

Alayla söylediği sözler yüzümde tek bir mimiğin bile oynamamasını sağlamıştı. İma ettiğini anlamayacak kadar salak değildim. "Özel bir mesele var. Seni ilgilendirmiyor yani."dedim ifadesizce. Sertleşen suratı ne kadar Suga'ya gidemezsin dermiş gibi baksada yanında Jungkook olduğu için kendini tutuyor gibiydi.

"Hemen dönerim." dedim Suga havadaki gerginliği dağıtmak için fakat pek faydası olduğu söylenemezdi. Kızla birbirimize nefretle bakmaya devam ediyorduk sadece. Elimi kavrayan bir el hissettiğimde kendime geldim. Suga beni çekiştirip başka bir tarafa çekti.

"Fazla cesaretin var sevdim."Suga önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken."Jungkook'u kıskandırmaya çalışıyorum yanlış anlama."dedi. Anlayamazdım zaten. Suga bir sevgiliden çok abi izlenimi veriyordu. Güvenebileceğim bir abiydi sanki benim için. Kafamı salladım bu halime güldü ve elime bir kağıt tutuşturdu.

IMPRESSIVE -Askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin