İlk yorum yapan: @colorfulside yorum yaptığın için teşekkürler. Yine ilk yorum yapana ithaf var. İyi okumalar...
---------------
Ondan ayrılıp gözlerine baktım. Bana kendimi bile unutturan gözlerine baktım. Jungkook'a aşık değildim ama her saniye ona olan sevgim ve hoşlantım artıyor gibiydi. O ise bana kesinlikle aşık değildi. Hoşlanıyordu belki ama aşk...
O,hıyarda ne buluyordu bilmiyordum. Ama benden daha çok seviyordu onu. "Seninle oynamıyorum. Sadece senden vazgeçemiyorum."
"Gidelim artık."
Arkamı dönüp arabaya doğru ilerlemeye başladım. Hata yapmıyordum dimi bu oyunu oynayarak. Hem hata yapsam bile insanlar arada böyle hatalar yapabilirlerdi. Birisini kendine aşık etmeye çalışabilirdi. Birkaç şeyi göze alarak bunu yapabilirlerdi. Kendi kendime gözlerimi devirdim. Diğer ihtimali düşünmek bile istemiyordum. "Küs değiliz dimi?"
"Hayır."Güven verici bir şekilde gülümsedim. Onu tersliyemiyordum ki. Bağırıp çağırmak istiyordum ama yüzüne bakınca her şeyi unutuyordum. Elimdeki siyah çantayı biraz daha sıktım. "Çantayı biraz daha sıkarsan patlayacak."
Güldüm ve kafamı cama çevirdim. İyi yönünden düşünmeliydim. Birkaç gün önce onun beni sevmediğinden emindim bana duygusuzca bakıyordu. Ama şimdi hoşlandığından eminim ve o gözler bana duygusuz bakmıyor.
"Akşam...."
"Bu gece gelme Jungkook."dedim sadece. Gelmemeliydi. Gelemez. Unut Hee. Bu gece o yok.
Sonunda geldiğimizde parıldayan iki katlı kocaman eve baktım. Müzik sesleri arabanın içinden bile duyuluyordu. Birkaç kişi kapının önündeydiler. Jessi Suga'ya güzel bir parti ver demişti. Ama sanırım bu durumu biraz abartmıştı. Kapıda bir güvenlik vardı ayrıca davetiye bastırmıştı. Hatta V ile davetiyenin siyah renk olması konusunda kavga etmişlerdi.
"Merhaba Bay Jeon."
Jungkook güvenliğe kafasıyla selam verip içeri girdi. Arabayı otoparka park ettikten sonra. Direkmen eve çıkan asansöre bindik. "Hazır mısın?"
"Daha önceden de büyük paritlere katıldım Jungkook."
Kaşlarını alayla kaldırdı. "Bir sürü partiye katılmış olabilirsin ama Suga'nın partilerine katılmadın."dedi bilmişçe. Asansörün kapısı açıldı sigara içki ile karışmış parfüm kokusu burnuma doldu. Köşede yiyişen çiftler vardı. Bir kaç kişi kusuyordu. O kadar kalabalıktı ki...
İnsanlar zıplıyor ve dans ediyorlardı. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Hıyarla bir kez göz göze geldik. Bakışlarımı başka tarafa çevirdim ve bu seferde Neul ile göz göze geldim. Gözlerimi devirdim ve homurdanarak ilerlemeye başladım. Neul'ü görüyordum. Yüksek topukluları onu uzun gösteriyor olmalıydı. Kalabalığı yararak geldi ve önümde durdu."Bugün seninle uğraşamam Neul."
Ellerini kaldırdı ve sırıttı. Yanımdan geçerken fısıldadı."Sana yardım edicem."dedi ve hemen uzaklaştı. Anlamsızca kaşlarımı kaldırdım ama o çoktan gitmişti bile. Jungkook yanıma geldi ve tam bir şey diyecekken hıyar koluna girdi."Sevgilim üst kata çıkalım mı?" Jungkook'a bakmaya başladım. Gözlerinin içine. Onları ayırmaya çalışıyordum ama onların arasını bozucak ya da onları etkileyecek hiçbir şey yapmıyordum sadece Jungkook ve kendim için bir şeyler yapıyordum. Yüzümdeki hayal kırıklığı ve üzüntüyü saklamaya gerek duymadan gözlerine bakmaya başladım."Ş-şimdi olmaz b-birazdan."dedi kekeleyerek. Hemen araya girdim. Kararını değiştirmemesi için acele etmem gerekiyordu."Grubun yanına gidelim."dedim onu kolundan çekiştirip ilerlerken. Hıyar arkamızdan gelmeye başlayınca Jungkook'u ilerlemesi için ittim ve hıyarın önünü kestim."Sen gelmesen iyi olur iyiliğin için söylüyorum BTS seni pek sevmiyordu."
Sinirle yüzüme baktı ve arkasını döndü. Sırıtıp dilimi ısırdım ve onun gittiği ters yönde yani BTS'e doğru ilerlemeye başladım."Ya! Sana parti ver dedim. Barı evine taşı demedim ayrıca davetiye mi bastırdın. Düğününü mü kutluyorsun Suga!!!" Jessi, Suga'ya bağırıyordu. Bu hallerine kıkırdadım. Hıyar pes etmemiş olacak ki görüş alanıma girdi. Masaya geldiğinde sessizlik oluşurken Jungkook'un dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Jungkook'un kısa süre içinde gözleri parlarken içimden hıyara karşı ölüm planları hazırlıyordum. "Bu kızın saçını sen mi yolacaksın yoksa ben mi?"dedi Jessi kulağıma. Neul hıyarın arkasından yaklaştı ve kafasını masaya çarptı. Ağzımdan küçük bir kıkırtı çıkmasına engel olamadım. "Bakın küçük sürtük burda kızlar." Neul bağırdığında çalan müzik durmuştu arkasındaki boya küpü kızlara bir bakış attım. "Okulda ineklerden çok senin yüzünü görüyorum."dedi Neul. Yardım edicem derken bunu kastediyordu sanırım. Neul ile hala düşmandık ama arada ikimizinde iyi tarafına denk geliyordu ve sadece birbirimizi kullanmakla yetiniyorduk.
"Ve ben çok çabuk sıkılırım."
"Jungkook!" Hıyar cırladığında hepimiz yüzümüzü buruşturduk. "Alice her zamanki gibi Jungkook'a sığınıyorsun." Hıyarın ismini istesemde öğrenmiştim. Ama yine de o hıyardı. Jungkook ayağa kalkıp Neul'u kolundan tutup geri savurdu. "Ona zarar verdiğini bir daha görürsem. Kendini ölmüş bil."dedi. Gözleri öfkeyle parlıyordu. Bir an ben bile korkmuştum. Beni de böyle koruduğu zamanlar olacak mıydı. "Burdan gitsen iyi olacak."dedi Alice'e Jungkook. "Sen bır..."
"Suga'nın partisini bırakamam." Sırıtarak ayağa kalktım. Suga müziğin devam etmesi için işaret ettiğinde yüksek ses yine kulaklarıma dolmuştu. Hıyar ağlayarak yanımızdan ayrıldığında V'nin yanına oturdum. "Nasılım ama?"dedim kolunu dürterek. Gülerek yanağımdan makas aldı. "Bir dahaki planın ne?"dedi yanımıza gelen Jimin. "Bilmem. Hiçbir zaman plan yapmıyorum."dedim omuz silkerek. Kafasını sallayıp yumruğunu uzattı. Yumruklarımızı tokuşturduktan sonra V ile anlamadığım maç sohpetine girdiler. Etrafta gözlerimi gezdirirken yeni çocuğunda burda olduğunu fark ettim. Çocuğa acıyordum çünkü Neul peşini bırakmayacak gibi duruyordu.
Önümden geçen garsonu durdurup elinde taşıdığı tepsiden bir içki aldım. "Bugün ayrı bir eğelenceli."dedi bağırarak Jae. Onun kafası çoktan iyiydi. Etrafta koşuşturuyor Jimin'in küpeleriyle V'nin burnuyla oynuyordu. Jessi'nin saçlarını çekiyordu. Jessi ,Jae'yi ne kadar zapt etmeye çalışsada başarısız oluyordu. Sonunda Jessi'den kurtuldu ve koşarak kalabalığın arasına karıştı. Crooked çalmaya başladığında ellerimi çırpıp ayağa kalktım. V'nin yanından ayrılıp Jungkook'un önünde durdum. Elinden tutup ayağa kaldırdım ve kalabalığın ortasına çektim. Zıplayan pek çok insana artık bizde dahil olmuştuk.
Gülüyorduk eğleniyorduk... Jae'nin dediği gibi bugün ayrı bir güzeldi. Bugün ayrı bir mutluydum. Jungkook ile kavga etmemize rağmen daha iyiydik. En önemlisi de şu am hıyar etrafımızda dolaşmıyordu. Kollarımı Jungkook'un boynuna doladım. Herkes zıplayıp şarkıya eşlik ediyordu. GD'nin harika sesi kulaklarımızı dolduruyor daha da neşelenmemizi sağlıyordu. Jungkook kulağıma yaklaştı. "Akşam gelicem güzellik. Artık benim için boynunun kokusu şart." Kalbim hızlanırken ellerim titriyordu. Yüzüm kızardığı için kafamı göğsüne batırdım. Sarmaş dolaştık ve bu benim hoşuma girmişti. Tek eksik vardı o da hıyarın bu halimizi görmesini isterdim. Ama dedikodular eminim onun kulağına giderdi. Neul'un dediği gibi okulda ineklerden çok Alice'in yüzünü görüyorduk.
Jungkook'u kendime bağlıyordum bende gittikçe ona bağlanıyordum. İkimiz içinde sonuçları iyi olurdu umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPRESSIVE -Askıda-
Fiksi Penggemar"O gün anlamıştım uçaktayken. İnsanlara ve konuştukları kişilere bakıp sonra kendi yanındaki boş koltuğa baktığında anladım ben seni Hee. Neler hissettiğinden çok ne istediğini anladım. Sen sana değer verip seni kollayacak birisini istiyorsun. Ağlad...