Selam, Selam,Selam!!
Size, bugüne kadar yazılmış en uzun Zifiri Sular Çiçeği bölümü ile geldim. Sekiz bin kelimelik bölümümüz ile doya doya okuyunuz efendim...
Bölüm sonunda buluşmadan önce, bu bölüme gerçekten çok emek verdim. Lütfen yıldıza basmayı ve satır aralarını doldurmayı unutmayın.
Bu bölümü başından sonuna dikkatli okumanızı istiyorum. Bir bulmaca gibi düşünün. Size ufak ipuçları bıraktım. Yalnızca Elis'in ve benim bildiğim ama Elis'in gizliden belli ettiği şeyler var. Bakalım kimler anlayacak. (✯ᴗ✯)
Zifiri sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar🌸
Lindsey Stirling- Carol of the Bells🎧
Toygar Işıklı- Yargı "İçimdeki Çığlık/Kalbimdeki Sancı"🎧
Dedüblüman- Sakladığın bir şeyler var🎧 (sözleri için, son sahnede açmanızı tavsiye ederim :))
🧜🏻♀️
Karadayken çoğu gece, kabuslarımdan sonra uyanıp kan ter içinde sayıklarken ruhumda hissettiğim bir şey hep beni tetiklerdi. Bu aslında değişirdi. Çoğu zaman içimdeki sıkıntı bariz bir eksiklikten doğarken bazen yalnızca oturup ağlamak için dua ederdim. Bazen çok öfkeli bazen ise saçma derecede mutlu kalkardım.
Okyanus halkı o güne nasıl başlarsa ben de öyle başlardım.
Küçükken, hatta henüz daha okula bile gitmediğim zamanlardan birinde uykusundan amansız bir kabusla uyanan küçük bedenimi hatırlıyorum. Kabuslarımda dakikalarca kopan çığlıklar hala kulaklarımda çınlarken ürkmüş ve ellerimi kulaklarımla kapatmıştım.
Hasta olduğum için iki gündür suya girmeyen bedenim kaşınıyor ve kuruyarak dökülüyordu. Anneme söylemiyordum. Zaten o da hiçbir zaman fark etmiyordu. Paytak adımları ile kimseyi uyandırmamak için sessizce dışarı süzülen küçük bedenim her şeyden bir haber dalgalı okyanusa yaklaşırken o yaşımda bile sudan korkamamak beni şimdi neredeyse gülümsetecek.
Parmak uçlarımın su ile buluştuğu gibi içime dolan o hissi, ya da bir anda boşalan zihnim dün gibi aklımda aslında. Soğuktan tir tir titrerken bile istediğim tek şey yüzmek. Hep yüzmek. Daima yüzmek. Saniyeler dakikalara evrilirken dalgalanan okyanus yavaşça durulmuştu. Bir süre sonra, rüzgara rağmen dümdüz olduğunda ise yeniden bir kabus görme korkusuyla kıyıya oturmuş ve kalkmamıştım.
Orada nasıl uyuyakaldım, oradan nasıl kaldırıldım, yatağıma nasıl yatırıldım ve kupkuru bir şekilde yorganımın altından çıktım anlamamıştım.
Evet... O, değil mi?
O. Çünkü o benim muhafızım. Çünkü daha doğduğum günden itibaren beni korumaktan bir an olsun vazgeçmemiş.
İçimde bir taraf, tüm nefretime ve tüm hırsıma rağmen onu tüm bu olanlardan hep ayırıyor. Çünkü onun canı çok yanmış. Çünkü o kaybetmiş, o biliyor. O, kalbin açı çekmesinin ne demek olduğunu belki benden bile iyi biliyor.
Ama bana bu acıyı çektireceğini bilerek oyununu oynuyor.
Onu öptüğüm gün sol göğsümün üzerinde beliren küçük sembolde gezindi parmaklarım. Bir deniz yıldızı...
Okyanusta bağlılığı ifade eder deniz yıldızları. Ve ben hissediyorum; Bu okyanustaki en büyük hatamı, o gün ona bağlanarak yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİ
Viễn tưởng"Arkanı dönme, daha değil." Sinirlerim iyice gerilirken gözlerimin kapalı olması elimi kolumu daha da bağlıyordu. "Bir insansın, değil mi?" diye sordum aklıma gelen ihtimalle. "Yani, sesin ve tenin insan gibi ama yüzün başka bir şeye mi benziyor?" K...