Selam ballarım! Kısa bir açıklama ile geldim. Lütfen bu uzun ve soluksuz bölüme geçmeden önce okuyun.
Sezon finalinden önceki son bölüme geldik. Çoğunuz haklı olarak her bölüm artık Elisin mührü kırmasını, deniz kızı olmasını ve çok güçlü olmasını istediniz. Bunu sizin kadar ben de çok istiyorum...
Ama biraz gerçekçi konuşmak gerekirse, ki biliyorum bu bir fantastik kurgu. Zaten gerçeklikten yeterince uzağız ama bu demek değil ki, her şey ütopik ve mucizevi geçsin. Ben kitaplarımda her zaman gerçek hayattan bir şeyler yansıtmaya çalışırım. Bu bir fantastik kurgu da olsa böyle. Elis, en başından beri bizim gibi normal bir hayat yaşayan bir kızdı. Bir anda deniz kızı olduğunu öğrenerek okyanus yaşantısına girdi ki normalde bu bile bir insanı delirtebilecek uçuk bir şey. Bunu bile yavaş yavaş işlemeye ve hem Elis'i hem de sizi evrene alıştırarak ilerlemeye çalıştım. Elis daha okyanusu, bu yaşantıyı, kendini çözemeden mührü kırıp deniz kızı olsa bile böyle bir gücü normal bir psikoloji ve tecrübesizlik ile yönetebilmesi imkansız. Evet; Çok hırpalandı, üzüldü, acı çekti, kandırıldı... Ama bunlar bizim bile günlük hayatımızda yaşadığımız şeylerken Elisin, düşmanlarla dolu bir evrende yaşaması normal değil mi?
Çok güçlü olacak mıyız, belki. Herkesi dize getirecek miyiz, belki... Ama ben hep savunurum. Acı tecrübeler yaşamadan kazanılan güç kalıcı değildir. Hata yapmadan ve üzülmeden büyüyemeyiz. Elis de büyüyor. Hatalar ve acılar ile.
Ki Elis zaten en başından beri çok güçlü bir karakter. En azından psikoljik olarak bile öyle. Tek başına herkese baş kaldırıp hiç bilmediği bir yerde, insan bedeni ile Talay'ı terk etti. Tek başına abisini bulabilmek için ölümü göze aldı. Sirena'nın karşısına bile kaybedeceğini bile bile çıktı. Kandırıldı, yine de güvende olmak için sessiz kalmadı. Hesabını sordu.
Uzun lafın kısası; Evet ben de o kazansın istiyorum ama zamanı gelince. Tecrübesiz bir insan kızı, yüz yıllık bir deniz kızını güç ile yenemezdi. Bu asla yenemez demek değil, yalnızca zamanı gelene kadar alınan destekler kızımızı güçsüz yapmaz.
Sizi kocaman öptüm. Kafanızı şişirdiğim için özür dilerim ama bu açıklamayı yapmak zorunda hissettim.
Şimdi,
Adele-Skyfall🎧
Zifiri Sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar 🪷
🧜🏻♀️🧜🏻♀️
Kendime gelebilmek için bir şeylere tutunmam gerekiyordu. Ayaklarımın altında durmadan titreşen zemini hissetmeye çalıştım. Hala durmadan kanlar sızan avuç içimi ve alnımdaki acıyı hissetmeye çalıştım.
Kazanmak için bin bir türlü şeyi düşündüğüm savaşı bize kazandıracak her şey ayağımıza kadar gelmişti. Yan yana dizilen onlarca Zifiriyi gördükçe içimde büyüyen kontrol edilemez bir şeyler uçuşuyor ve arasında sıkıştığım kollardan kaçıp kurtulmak istiyordu.
Irkım yaşıyordu.
Benim ırkım. Yaşıyordu.
Onlarca siyah saç, kömür karası göz bir aradaydı. Bakışlarından bile güç akan onlarca Zifiri... Hepsi evleri için, okyanus için, ırkları için savaşmaya gelmişti.
İntikam için gelmişlerdi.
Bir tarafım yalnızca kahkahalarla özgürlüğe koşmak isterken diğer bir tarafım hala tüm bu olanların hesabını sormak istiyordu. Kim biliyordu, ne zamandır biliyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİ
Fantasia"Arkanı dönme, daha değil." Sinirlerim iyice gerilirken gözlerimin kapalı olması elimi kolumu daha da bağlıyordu. "Bir insansın, değil mi?" diye sordum aklıma gelen ihtimalle. "Yani, sesin ve tenin insan gibi ama yüzün başka bir şeye mi benziyor?" K...