Selam! Belki bu sefer biraz hüzünlü bir selam...Bu bölüm benim için zaten çok özel ve zor bir bölümdü fakat daha da özel olacağı bir durum oldu. Bu bölümü tam bitireceğim vakit, hayatımda gerçekten de önceden değer verdiğim biri tarafından çok acı bir şekilde kalbim kırıldı. Biribirimizin hayatından bir daha giremeyecek şekilde çıktık.
Ben sanırım Elisten daha şanslıyım ki bu bölümü yazarken hem onun için hem de kendim için fazlaca ağladım...
Bölümün sonunda sizin için kendi gözyaşlarımla yazdığım cümleler var :)
Hissederek okuyacağınızdan hiçbir zaman şüphem olmadı.
Bölüm boyunca bıraktığım şarkıları dönüşümlü dinlemenizi tavsiye ederim. Ben öyle yazdım...
Şimdi o zaman... Zifiri Sulara iyi yolculuklar, hüzünlü okumalar💔
Cem adrian- Sana sarılınca 🎧
Dedüblüman- Rüya gibi 🎧
Krobak- Broken 🎧
Emre Aydın- Duymak istiyorum 🎧🧜🏻♀️🧜🏻♀️
(Seneler önce- Kara)
"Elis, geri getir çabuk onu!" küçük kız elinde tuttuğu kağıt parçasıyla hızla koşarken içinde bulunduğu durumu oyun sandığından olsa gerek kıkırtıları tüm sahilde yankılanıyordu. Çıplak ayakları sıcak kumların üzerinde hızla ilerlerken kirlenmiş beyaz elbisesi rüzgarda uçuştu.
Küçük kızın peşinden hızla dışarıya koşan kadın öfkeyle bağırdı. "Beren'in ödevi o, geri getir hemen!"
"Ama o da benimle oyun oynasın o zaman biraz!" diye bağırdı küçük kız omzunu silkerek. "Kovalambaç, bir de saklambaç ve birde yüzme yarışı!" Küskünce çattığı kaşları hemen arkasından duyduğu dalga sesleri ile düzeldi. Kızın yüzü yeniden gülümsedi.
Kadın sinirle dudaklarını birbirine bastırdığında içeride ağlayan kızının seslerini duyması öfkesini daha da arttırdı. "Seninle oynamak zorunda değil, ayrıca Beren daha küçük ve suyu sevmiyor!" Kadın hızlı adımlarını Elis'e doğru atarken Elis annesinin ona doğru gelmesini bir oyuna çevirerek koşmaya devam etti.
"Elis, dur! Suya doğru gitme!" diye bağırdı kadın korkuyla.
"Anne, bana bir şey olmaz ki. Ben yüzebiliyorum." Diye seslendi Elis de annesinin korkmaması adına.
"Kağıt!" diye bağırdı kadın. "Kağıt ıslanacak." Küçük kız bir an için duraksadı. Küçüktü, birinin onun için endişelenmesinin ne anlama geldiğini bile bilmeyecek kadar belki de. Ama bir şekilde her zaman bilmesi gerektiğinden fazlasını bilirdi.
Omuzları düşen kız, "Peki." Dedi sessizce. "Al annecim." Adımları karaya doğru ilerlerken bir anda beklenmedik şekilde yükselen bir dalga küçük kızın elindeki kağıdın üzerine geldi.
Elis korkuyla elini çektiğinde suyun içine düşen kağıt saniyeler içinde yok olurken küçük kahverengi gözleri pişmanlıkla irileşti. "Özür di-"
"Sus, sus Elis!" diye bağırdı kadın öfkeyle. "Bir kere olsun uslu uslu otur, bir kere olsun söz dinle! Bıktım artık, anlıyor musun bıktım!" Kadının öfkeli çığlıkları okyanusta yankılanırken küçük kızın omuzları mümkünmüş gibi daha da düştü. Ağlamak istiyordu, burnunun ucu yanıyordu. Kafasını, suçunun farkındalığı ile eğdiğinde annesi bunu umursamadı. "Böyle yaparsan zaten kimse seninle oynamak istemez. Sen onlara ayak uyduramazsın, bulduğun her fırsatta suya kaçarsan arkadaşların da seninle oynamaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİ
Fantasy"Arkanı dönme, daha değil." Sinirlerim iyice gerilirken gözlerimin kapalı olması elimi kolumu daha da bağlıyordu. "Bir insansın, değil mi?" diye sordum aklıma gelen ihtimalle. "Yani, sesin ve tenin insan gibi ama yüzün başka bir şeye mi benziyor?" K...