BURASI NERESİ?!?

18 3 4
                                    

iyi okumalar

Kör eden beyaz loş ışıkla gözlerimi açtığımda boynum tamamen tutulmuştu. Kafamı yerden kaldırdığımda sıralar ve tahta yoktu. Odada sadece üst üste koyulmuş beyaz yorgan ve yastıklar vardı. Ben hariç kimse uyanmamıştı. Ensemi okşayarak etrafı inceledim. Heryer beyazdı. Sonra telefonumu kontrol etmek için elimi cebime atttım. Ama orda yoktu. Bizi uyuttuktan sonra almış olmalılardı.

Gerçekten az önce ne olmuştu? Nereye gelmiştim böyle? Ne kadar süredir uyuyordum? Sorulacak çok soru vardı ama cevapları bilinmezlikteydi. Ben bunları düşünürken siyah saçlı çoçuk kıpırdanmaya başladı. Aniden kafamı ona çevirdim. Çocuğun gözleri yavaş yavaş açıldı. Sonra birden yattığı yerden kalktı ve etrafa bakındı. Onun hareketlenmesi diğerlerinde uyanmasına sebep oldu. Herkes tek tek uyanırken verdikleri tepki aynıydı korku ve endişe. Sarı saçlı kız bir anda bağırmaya başladı.
"Noluyo!!!!!??? Neden buradayım???? Kurtarın bizi!!! Aaaahhhhhh!!!!!!!"
Sarı saçlı çocuk kızı susturmaya çalışarak:
-shhh! sessiz ol çok dikkat çekiyorsun.
Siyah saçlı çoçuk iç çekerek oturduğu yerden kalkıp kulağını kapıya dayadı.
Sonra bize dönerek "ses gelmiyor. " dedi. Ve tekrar yanımıza gelerek oturdu. Sarı saçlı kız sessiz sessiz ağlamaya başladı. Yanındaki sarı saçlı çocuk onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir süre orada oturup kızın hıçkırıklarını dinledikten sonra siyah saçlı çocuk sıkılmış olacak ki konuşmaya başladı:
-Ee madem burda mahsur kaldık. Birbirimizi tanıyalım. Önce ben başlıyım.
Yine bir iç çekti ve konuşmaya devam etti.

-Ben Berk Gökmen 20 yaşındayım.

Hmm Berk'miş adı. Ortam sessizleşti sonra sarı saçlı çoçuk sessizliği bozarak:

-Bende Toprak Erez 21 yaşındayım. Berk ile arkadaşız.

Berk kafasını yanında ağlayan kıza çevirdi ve ona sessiz bir şekilde "kendini tanıtmak ister misin? " diye sordu. Kız başını sallayıp kızarmış burnunu çekti:
-B-ben S-selin Aydan tanıştığımıza memnun oldum.
Selin kendini tanıttıktan sonra sıra bana bana gelmişti. Kapşonlumu açıp saçımı düzelttim:
-Ben Ayça bukadar. Başka birşey yok.

Ve yine bir sessizlik... Sanki ölüm sessizliği gibiydi ama değildi, bu sessizlik çaresizliğin sessizliğiydi.

Toprak:
-Ee evet bir teoriniz var mı? Bizi niye buraya getirdiler?

Berk:
-Ne yapmaya çalışıyorlar bilmiyorum ama hiç iyi bir şey yapmadıkları belli.

Selin:
-Televizyondaki adam bize sevdiklerimize birşey olmaması için kendimizi feda etmemizi söylemişti.

Herkes Selin'in söylediği şeye odaklanırken dışarda bir gürültü koptu.

"AAAAAAAAAAHHHHHH! YAPMAYIN!!!NOLUR!! BIRAKIN BENİ!!!!! AAAHHHHH!!!"

Berk:
-Noluyo lan dışarda!!!!

? :
-Geç şuraya bize zorluk çıkarma!!
PAT! (kapı çarpma sesi)

Hepimiz kapıya dayandık. Dışarda ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu ama tek duyduğum şey öğürme sesleri ve çığlık sesleriydi.Berk bir anda bize döndü ve dudaklarından bizi panikleten şu kelimeler çıktı.
"Buraya doğru geliyorlar..."

Toprak:
-Şıçtık

Selin:
-Ne yapacağız?

Ve bir anda berk'in arkasındaki kapı sert bir şekilde açıldı. Yüzünde maske olan üç tane adam vardı. Aniden odaya uzanıp Toprağı aldılar.
Toprak:
-Ulan bırakın beni!!!
Berk:
-Hayır!!!!
Ve kapıyı sert bir şekilde üstümüze kapatıp kilitlediler.

Berk ve ben kapıya vurup zorlu- yorduk ama yok açılacak şekilde değildi. Berk havaya bir küfür savurup kapıya vurmayı bıraktı. Selin okadar korkmuştu ki öylece donup kalmıştı.

"Beklemekten başka çaremiz yok "
Söylediğim ile berk'in onaylaması bir oldu.

Selin tedirgin bir şekilde:
"Ona ne yapacaklar? "

Berk sesini yükselterek:
"Bilmiyorum!. "

Selam ben geldim. Hafta sonu yazamadım affedin. Neyse umarım beğeniyorsunuzdur. Geri bildirim vermeyi unutmayın.
Öpüldünüz
💙

REHİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin