KAVUŞMALI

1.3K 70 8
                                    

Henüz bir kaç adım atmışken cümleleri ayaklarıma sarılmış sarmaşık misali çivilemişti beni olduğum yere.

"Evet ben hastalıklı bir adamım ve hayatımda ilk defa aşık oldum.
Tanımadığı bir kadının başına silah dayadığımda kendi canını hiçe sayarak karşıma dikildiği an anladım ne kadar aşık olduğumu.
Sevdikleri için her şeyi yapabilecek fedakarlığına, sonu olmayan merhametine aşık oldum.
Karşısındaki gözü dönmüş adama bile sözünü esirgemeyecek cesaretine aşık oldum."

Cebinden çıkardığı sigarasından bir tane çıkarıp yaktı.
Ağzındaki dumanı karanlığa uğurlarken devam etti.

"On da sevmediğim tek şey beni sevmesiydi.
Bana aşık olmaması için elimden geleni yaptım. Benden nefret etmen için elimden geleni yaptım.
Sen yine de her şeye rağmen sevdin beni."

Göz yaşlarımı sessizce temizledim. Birbirimize sırtımız dönük olmasına rağmen görmesinden korktum ağladığımı.

"Ben korkuyorum Hazan
Seni kendimden koruyamam diye korkuyorum.
Seni bir kez daha bu hastalıklı aşkıma tutsak etmekten korkuyorum."

Bir sigara daha yakıp devam etti.

"Başındaki belayı yok edeceğim. Yeniden güvende olduğunda beni bir daha görmeyeceksin. Söz veriyorum."

Onu bir daha görmemek fikri hoşuma gitmedi.
Onu bir daha görmemek fikrini düşünmek içime korku saplamıştı sanki.

"Ya sana yeniden aşık olursam"

"Bana yeniden aşık olmaman için elimden geleni yapacağım"

"Ya başka birine aşık olursam"

Durdu.
Bir süre cevap vermeden bekledi.

"Gidelim" dedi oturduğu yerden apar topar kalkarak.

Önüne geçip yolunu kestim.

"Sana diyorum Ruslan! Ya başka birine aşık olursam!"

"Gidelim dedim Hazan!"

Yanımdan hızlıca geçip gittiğinde, vücuduma değen heybetli bedeni bütün dengemi alt üst ettiğinde ne olduğunu anlamadan kendimi neva nehrinin buz gibi suyunda bulmuştum.

Bedenim nehrin dibine doğru süzülürken hayal meyal bir konuşma buldu kulaklarımı

'Korkuyor musun'

'Sen elimi tutarken ölümden bile korkmam'

Parmaklarımın arasında bir el hissetmiştim sanki.

Suyun içinden çıkar çıkmaz birleşen dudaklarımız gözlerimin önündeydi.

Kalbim bütün varlığıyla hissetmişti Ruslanı.

Onun aşkını.

Yeniden atmaya başlamıştı sanki.

Nehrin dibinde olmama rağmen uzun zaman sonra nefes almış gibiydim.

Bedenim suyun içinde savrulurken saniyeler sonra su üstüne çıktığımda telaşla gözlerimin içine bakan adamın gözleri hasret kaldığım gözlerdi.

Akreple yelkovan geriye doğru hareket edip bizi yeniden o güne götürmüştü sanki.

"Hazan iyi misin"

Tek bir saniyeyi bile heba etmeden dudaklarını yapıştım karşımda duran adamın.

Bana yetecek bir nefes bile bırakmadan onu öpüyordum.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp hala bana nasıl olduğumu soruyordu.

"İyiyim! Sevgilim çok iyiyim!"

Yeniden yaşadığımı hissediyordum.

Gözlerinin içi gülen adam da yıllar sonraki ilk karşılaşmamız bu anmış gibi öpmüştü beni.

"Sevgilim!" Suyun üzerinde kalan bedenimin her parçasını öpmeye başladı.

Ay bize veda edip güneş selamladığında bile durmadı.

Ne onun ne benim durmaya niyeti vardı

Bedenimizdeki ateşi nevanın buz gibi suyu bile söndürememişti.

Nefes almaya bile halim kalmamışken beni kucağında arabaya yerleştirdi.

Yol boyunca radyoda denk geldiği her şarkıya eşlik ettiğinde neredeyse 10 saattir seviştiğim adamın hala bu kadar enerjik olması beni ürkütmüştü.

Başımı koltuğa dayamış karşımdaki adamı seyrediyordum sessizce

Elimi boynuna uzatıp ona dokunmak, bu anın gerçek olduğunu teyit etmek istedim.

Parmaklarım önce saçlarının sonra ensesinin üzerinde henüz kısa bir süre gezinmişken Ruslan arabayı yavaşlatıp durdurdu.

Bana doğru döndü.
"Dönelim istersen" dedi. Ukala tavrıyla sırıtarak.

Elimi bile ona dokunacak olmanın motivasyonuyla dakikalarca gayret ederek kaldırabilmiştim.

"Yatağımıza gidelim."

Ensesindeki elimi parmaklarının arasına alıp üzerine küçük bir öpücük kondurdu.

"Şaka yapıyorum halin kalmadı senin zaten"

Halin kalmadı derken bile beni teyit ediyor aslında devam etmek istiyordu.

Yalnızca gülümseyebilmiştim.

"Hem ne o kızım ergenler gibi kuytu köşelerde takılıyoruz evimiz var otellerimiz var bizim"

Yorgunluğuma rağmen kahkaha atıyordum.

"Ama yok ben anladım senin nehir fantezin var."

Kahkahamın şiddeti Ruslanın her kurduğu cümlede artıyordu.

"Ben zaten sen uyurken düşündüm oraya bir ev yaptırıcam e senin fantezin malum yapacak bir şey yok git gel zor oluyor hem araba çok yakıyor."

Uzun soluklu kahkahalarımızla yolu ardımızda bırakırken, yeniden şehre vardığımızda kader nevanın büyüsünü bozmakta vakit kaybetmemişti.

BALERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin