15🌱

614 112 126
                                    

Selam! Umarım iyisinizdir, değilseniz benden size pozitiflik gelsin...


Oy vermeden bölüme geçmeyin. Geç geldiğim için çok özür dileyerek iyi okumalar dilerim!

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum, o zaman kısa sürede bölümde gelebilir hehe.

Bugün diğer günlerin aksine giydiğim bol ve uzun beyaz tişörtüm ile tribünde kendime oturacak yer bulmak adına ilerliyordum. Bugün bu tişörtü seçme nedenim üstünde olan Eminem'di. Normalde pop dinlemeyi tercih etsemde küçükken annemin önerdiği bu rapçiyi çok seviyordum. İşinde en iyisi olduğu bir gerçekti. (Aşırı gerekli dipnot: yazar Marshall'ına (Eminem) hayran.)

Anneme Eminem'i bir öğrencisi önermişti. Acaba bu kişi Yoongi olabilir miydi diye düşünüp durmuştum. Bu küçük bir ihtimaldi ama olabilirdi de.

Yoongi demişken...

O gün onu ani cesaretle öptükten ve sonra onun bana ait olduğunu ifade eden sözleri söyledikten sonra o, çekip gitmişti. Evet, öylece bana arkasını dönüp ortamdan uzaklaşmıştı. Onun bana yaptığı gibi ben onu yalnız bırakmamıştım ama.

Peşinden gitmiştim.

O beni geri itmişti, fakat ben yine de gitmeye devam etmiştim.

Kaçıyordu, belki de kaçmayı sevmeye başlamıştı. Öyleyse ben de onu kovalayacaktım. Ne kadar zor olsa bile içimde bu yaptığımın doğru olduğunu söyleyen hislere tutunup onun peşinden gidecektim.

Günlerce benden kaçıp durmuştu. Beni gördüğü yerde yolunu değiştiriyordu, ben de üstüne onun peşinden gidiyordum. Her ne kadar peşinden gitsem bile benimle konuşmuyordu, ben de zorlamıyordum. Evet, peşinden gidip belki de onu hep rahatsız etsem bile onunla konuşmuyordum.

Hatta bir ara -benden kaçamayacağını anlamış olmalı ki- beni gördüğünde kaçmamış ve bulunduğu yerde oturup ders çalışmaya devam etmişti.

Ben ne mi yapmıştım?

Hemen karşısına oturup onunla birlikte ders çalışmaya başlamıştım.

O gün bir konuyu ararken sayfayı bulamayınca kafayı yemiş ve kendiliğimden farkında olmadan sayfaya sövmeye başlamıştım. Tam o anda Yoongi uzanarak kitabı elimden almış ve birkaç saniye içinde aradığım konunun bulunduğu sayfa açılmış bir şekilde kitabı geri bana vermişti.

O esnada konuşmadığı gibi gözlerime dahi bakmamıştı. Fakat ben ona teşekkür etmiştim, cevap vermeyeceğini bilerek. Sanırım git gide enayi olmaya başlamıştım.

Öpücükten sonra Yoongi de gözlemlediğim en büyük şey onun benim gözlerime hiçbir şekilde bakmaması olmuştu. Bana bakıyordu, fakat gözlerime değil. Sadece orada olduğumu anlayacak kadar gözleri üzerimde dolaşıyordu.

Gözleri, gözlerime değmekten delice korkuyordu. Çünkü o da biliyordu. O gözler, gözlerim karşısında defalarca kez yenilmişti.

Şimdi yeniden bir basketbol antremanını izlemek için tribündeydim. Kendimi geçenlerde Yoongi'yi öptüğüm gündeki gibi hissediyordum. Neden içimde böyle bir his vardı bilmiyordum.

He's Nerdy But He's Mine 🌱 SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin