13🌱

681 112 107
                                    

Şu an hastanedeyken yazmaya başlıyorum bölümü, dua edin iyi bir şey çıksın.

Oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar dilerim.

Namjoon'un dediği ile kendime engel olamamış ve kahkaha patlatmıştım. Bu dediğine inanmamı beklemiyordu herhalde? Yoongi bana aşıktı öyle mi? Namjoon kendi hakkında uzaylıyım dese ona daha çok inanırdım. Yoongi'nin o nefretle bakan gözleri bile Namjoon'un bu dediğini çürütmeye yeterdi.

"Neden gülüyorsun?" demişti Namjoon bir süre sonra. Gülmeyi kesmeye çalışıp yüzüne baktığımda bana çok ciddi bir ifade ile bakıyordu.

O dediği şeyde ciddi olabilir miydi?

Yok canım, daha neler.

"Alay etmiyor muydun?" demiştim kaşlarımı çatarak.

Namjoon daha da ciddileşebilirmiş gibi bana bakmış ve söylenmişti. "Böyle bir konuda alay eder miyim sence?" Onu ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Genelde yavşak modunda olduğu için herhalde.

"Yoongi benden nefret-"

Aniden bileğimi tutmuş ve beni kendine doğru çekmişti. Keskin gözleri gözümün üstündeyken konuşmuştu. "Yoongi seni seviyor."

"Buna inanmıyorum." demiştim hiç çekinmeden. Buna karşılık gülmüştü.

"İnanmıyorsun öyle mi?" Alay ederek söylediği şeyden sonra kavradığı bileğimle birlikte beni çekiştirmeye başlamıştı. "Hey! Beni nereye götürüyorsun." Fazla sıkmamaya çalışarak çektiği için ona izin veriyordum. Ne olacağını merak ediyordum doğrusu.

"Sana her şeyi anlatacağım."

Gideceğimiz yere varmış olmalıyız ki durmuş ve uzanarak önümüzdeki odanın kapısını açmıştı. Buranın kullanılmayan bir sınıf olduğunu biliyordum. Rahatsız edilmeyelim diye beni buraya çekmiş olmalıydı. Birlikte sınıfa girdiğimizde yavaş yavaş dediği şeylere inanmaya başlamıştım.

Beni bir sandalyeye oturtmuş ve hemen yanıma geçmişti. "Belki Yoongi bunları sana anlatıyorum diye kızabilir ama artık onu mutsuz olmasına rağmen güçlü durmaya çalışırken görmek istemiyorum." Yoongi cidden mutsuzluğunu gizliyorsa iyi oyuncuydu.

"En başından başlayacağım. Yoongi'nin anlattığına göre siz ikiniz ilkokuldan tanışıyorsunuz." Kaşlarımı çatmıştım. Böyle bir şey olamazdı, eğer olsaydı onu hatırlardım?

"Emin misin? Çünkü ben Yoongi'yi hatırlamıyorum." dediğimde elini cebine uzatmış ve telefonunu çıkarmıştı. "Oldukça normal yaşınız küçük sonuçta." derken telefonunu açmış ve galeride dolaşmaya başlamıştı. Aradığı şeyi bulmuş gibi başını sallamış ardından fotoğrafı döndürüp bana göstermişti.

"Annen ilkokul hocası olmasa bile 1 yıl boyunca orada çalışmış ve şans eseri son senesini okuyan Yoongi ile tanışmış." Gösterdiği fotoğrafta annemi görmüştüm, hemen yanında ise minik Yoongi'yi görünce gözlerim sonuna kadar açılmıştı. "Küçük yaşına göre Yoongi o zamanlarda da çok zekiymiş. Bu da annenin dikkatini çekmiş ve ona iyi bir eğitim imkanı sağlamış.

O zamanlar annen hep Yoongi'ye senden söz edermiş. Yoongi seni daha bir kere bile görmeden sevmeye başlamış. Kalbi safken sana da saf duygular beslemeye başlamış. Annen şakasına çoğu zaman sizi evlendireceğinden söz edip dururmuş. Sonra bir gün annen senin fotoğrafını ona göstermiş. Yoongi, tıpkı şimdi gibi o zamanda çok güzel olduğunu söylemişti. O günden sonra Yoongi gizlice her zaman seni izleyip durmuş ama annenin vefatından sonra senden tamamen kopmak zorunda kalmış."

He's Nerdy But He's Mine 🌱 SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin