7🌱

789 148 112
                                    

HUH?! Önceki bölüm yorumlarına cevap vermeyi unuttum. O kadar fazla fic yazıyorum ki, neyse buna edit yapacağım Instagram da belki tutarda bunun okuyucusu artar. Bizim tempo çok düşük çünkü.

Yorum yapın✊🏻 ÇOK EĞLENCELİ BÖLÜM- diğer bölüm daha iyi olacak ama erken gelmesini istiyorsanız sevin işte.

İyi okumalar dilerim.

Basketbol topunu yere sektirerek Yoongi'nin potasına doğru koşmuştum. O ise arkamdan bilerek yavaş geliyordu. Ciddiydim, bilerek sayı almam için uğraşıyordu. Oynamaya başladığımız dakikalarda onu küçük görmüştüm. Belki de bir inek olduğu için sporla ilgilenmiyordur diye düşünmüştüm. Fakat Yoongi tüm ön yargılarımı mükemmel oynayışı ile yıkmıştı.

İlk dakikalarda sürekli sayı kazanan o olmuştu. Küçüklükten beri oynasam bile onun karşısında tökezlemiştim. Bir ara dudağımı bile büzmüştüm yenildiğim için. Bunu fark etmiş olmalı ki bir anda sayı kazanmam için kötü oynamaya başlamıştı. Bunu yapmaması gerektiği söylediğimde neyden söz ettiğini anlamadığını söylemişti. Ama neyden söz ettiğimi çok iyi bildiğini biliyordum.

Tabii ki oyunu tamamen bana kazandırmak için oynamamış ve bazı yerlerde kendine sayı toplayarak eşit konuma gelmemizi sağlamıştı. Bazen gerçekten kendi emeğim ile sayı aldığımda beni alkışlamış ve ıslık çalmıştı. Ama bu sevincimin uzun sürmesine engel olup hızla yeni sayı kazanarak öne geçmişti.

Bir anda saçları fazla hareket etmenin etkisi ile açılıp yüzünü kapattığında ve bu yüzden tam düşecek olduğunda onun potasının hemen dibindeyken durmuştum. Tokayı yerden almaya gittiği sırada benim onu beklediğimi gördüğünde şok olmuştu. Çünkü onun tokasını alıp saçını bağlaması esnasında birçok sayı kazanabilirdim. Fakat ben o saçını bağlayıp bana doğru geldiği sırada topu heyecanla potaya atmıştım. Ama ne yazık ki ıskalamıştım. Çünkü aklım tamamen onun az önceki görüntüsünde kalmıştı.

Oyun esnasında konu bile açmıştı.

Namjoon'a normal davrandığımı ve Namjoon'un şok olmuş bir şekilde onlara anlattığını söylemişti. Ben ise normal bir şekilde artık ona enayi gibi davranmayacağımı söylemiştim. Fakat ona umutta vermeyeceğim için benden vazgeçmesi gerektiğini söylemiştim. Namjoon'a şimdiye kadar öyle davrandığım için kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım.

Bunları dediğim esnada bir anda Yoongi ile karşı karşıya gelmiştim. Top ikimizin arasında duran bir engel iken gözlerimin içine bakarak konuşmuştu. O dediğini sanırım asla unutmayacaktım. Çünkü değişik bir konumda söylemişti. Evet, bu yüzdendi.

Başka neden olabilirdi ki?

"Namjoon'un senden tamamen vazgeçmesi için elimden geleni yapacağım fakat Hoseok sen de ona bir daha eskisi gibi davranmayacağının sözünü vermelisin."

Hiç düşünmeden o an ona doğru serçe parmağımı uzatmıştım. "Söz veriyorum Yoongi." Önce bir süre yüzüme ve serçe parmağıma bakmıştı. Ardından tıpkı benim gibi sertçe parmağını uzatıp serçe parmağıma sarmıştı. Benimkinin aksine kalın olan parmağı ile parmağımın uyumu hoşuma gitmişti o an. Tamamen böyle şeyler sevdiğim için olmuştu.

Yoksa ondan hoşlanmıyordum tabii ki.

Hoşlanmıyordum değil mi?

"Sözünde dur." dediğinde ona başımı sallamıştım.

He's Nerdy But He's Mine 🌱 SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin