Nerdy'deki bu performans düşüklüğü de nedir¿ Kendinize gelin, oy vermeden sakın geçmeyin. Bölüm yazasım gelmiyor sonra.
Bu arada geçen hastanede yazdığımı söylemiştim. Korktuğum şeye sahipmişim. Göbek fıtığım var, ameliyat olacağım. Ama daha zamanı var.
İyi okumalar dilerim.
Hızlı adımlarla spor salonuna ilerliyordum. Bugün basketbol takımının prova maçları vardı, benim ise aklımda zehir bir plan vardı. Üstümde vücuduma yapışan zümrüt yeşili renginde bir crop tişörtümü alana girmeden önce düzeltmiş ve kocaman gülümsemem ile alana girmiştim. Takımın hâlâ maça başlamamış olduğunu gördüğümde rahatlamış ve hızla elimi kaldırarak onlara seslenmiştim.
"Beyler!"
Aralarında genel olarak alfa ve betaların bulunduğu grup sesim duyar duymaz bana dönmüştü. O an emindim, bir başka çift göz beni izliyordu. Yıllarca varlığından habersiz yaşadığım aşığım.
"Ne oldu bebeğim?" demişti Jackson. Evet, Jackson. Evet, o aptal bana hâlâ bebeğim diyordu.
Onun bir aptal olduğunu söylemiş miydim? Söylememiş isem bile şimdi söylemiş oldum. O aptalın tekiydi.
Tüm suçu onun üstüne yıkmış olmamıza rağmen bunu görmezden gelerek hâlâ benimle konuşmaya başlamıştı. Sorun etmiyordum, çünkü Yoongi'nin beni ondan delice kıskandığını biliyordum. Biraz kıskandırmaktan da zarar gelmezdi.
"Acaba size eşlik edebilir miyim?"
Dediğim ile grup birbirleri ile bakışmış ve kararı Jackson'a bırakmış bir şekilde en sonda hepsi ona bakmıştı. Jackson ise kısaca düşünüp başıyla onaylamıştı. Fakat başka bir teklifi araya ekleyerek.
"Takımların eşit kişi sayısında olması gerekiyor. Kendin ile birlikte birini daha getirirsen bizimle oynayabilirsin, aksi takdirde üzgünüm."
İşte planım şimdi başlıyordu. Bana şans dileyin.
Allah'ım yardım et.
"Aslında bana eşlik edecek birini tanıyorum. Kendisi çok iyi oynar." demiştim gülümseyerek. Bir yandan bacaklarımdan birini oynatıyordum. Bu yaptığım azgın alfa ve betaların oraya odaklanmasına neden oluyordu. Bu da dediğim şeyleri doğru dürüst dinlemeyip hemen kabul edeceklerini gösteriyordu. Sonuçta akılları beyinlerinden çok başka bir yerdeydi. Fakat onların bu halleri işime yarıyordu, o yüzden çok rahatsız olduğumu söyleyemezdim.
"Kim bu kişi?" demişti Jackson'un yakın arkadaşlarından biri.
Seni pataklayan kedi suratlı fakat inek olan adam, demek istemiştim. Fakat istemekle kalmıştım, şu an kendimi ve diğerlerini bu şekil bataklığa atamazdım.
"Bizi izliyor, durun çağırayım." demiştim yeniden gülümseyerek. Buna karşılık birkaçı bana gülümsediğinde kusmak istemiştim. Mükemmelliğim karşısında ise gururum okşanmıştı, onları kolaylıkla etkim altına almıştım.
Sağ tarafa dönmem ile tribünde bizi -daha doğrusu sadece beni- izleyen Min -dahi ama inek- Yoongi ile göz göze gelmiştim. Benimle göz göze gelir gelmez bakışlarını kaçırırken keyifle gülümseyerek onun bulunduğu tarafa doğru ilerlemeye başlamıştım.
Bana yeniden kısaca baktığında ona doğru geldiğimi anlamış ve hızla ayağa kalkarak kaçmaya kalkışmıştı. Fakat ben asla durmayacaktım. Ne istiyorsam onu alacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He's Nerdy But He's Mine 🌱 Sope
FanfictionOkulun popüler, seksi, etrafa daima neşe saçan omegası okuldaki içine kapanık, farklı türden inek, korkunç derecede ruhsuz görünen alfayla? Olacak iş miydi canım? ^^ [Koko'nun devamını yazmam için bana verdiği bu fici layıkıyla tamamlayacağım. Umarı...