13. bölüm

18 3 4
                                    

uyandığımda geceydi. boğuk bir bağırma sesi vardı. ne olduğunu anlamak için hızla odadan çıktım.
bir ayaklanma olduğunu sanmıştım. ama sesler devam ederken dışarıda hiç bir şey yoktu.
seslerin geldiği yönü takip ettim ve babamın odasının önünde durdum.
soğuk havayı iliklerime kadar hissettim. kasvetli bir hava vardı.
saçlarım rüzgarda dalgalanıyordu.
derin bir nefes aldım. başımı doğrultum ve içeriye girdim.
gördüğüm manzara nefesimin kesilmesine sebep oldu.
vücudum taş gibi oldu ve kımıldayamadım.
babam masasında oturuyor ve keyifli keyifli gülüyordu.
karşısında iki muhafız artemisi tutuyordu. artemis dizlerinin üstündeydi. kimse beni fark etmemişti.
üçüncü muhaffız elindeki kılıcı havaya kaldırdı ve babamın elini kaldırmasıyla durdu. babam elini indirmeden konuştu.

"kızımla aranızdakini bilmeyeceğimi mi düşündün? iyi çocuksun. keşke daha zeki olsaydın.babanlarıda yok edeceğim merak etme."

ve elini indirdi. indirdiği gibi kılıç artemisin başını kesti ve ayaklarımın dibine yuvarlandı.
büyük bir çığlık attım ve gözlerimi sıkıca yumdum..
ve çığlıklar içinde uyandım.
içeriye hizmetli kadın girdi.

"prensesim! iyi misiniz?"

derin derin nefes aldım.

"iyiyim sadece... kabus gördüm."

kadın bir bardak su koydu ve bana getirdi.

"için efendim size iyi gelir."

elinden suyu aldım ve kadın referans yaparak çıktı.
suyu tek nefeste içtim ve kendimi yeniden yatağa atarak derin derin nefes aldım.

"sonu böyle bitmeyecek..."

                              ■■■

altıma bebek mavisi bir balon etek giydim . yüksek bel. üstünde beyaz ile sarmaşık desenleri vardı.
üstüme kalp yaka balon kol beyaz bir üst giydim. inci bir kolye,bileklik ve küpeler taktım. saçıma saten normal bir taç taktım. ( saçların önü yani tacın arkaya ittiği kısım düz,geriye kalan kısım hafif dalgalı)
saçlarım belime geliyordu. hafif topuklu mavi beyaz bir topuklu ayakkabı giydim.
hafif bir allık sürdüm ve dudaklarıma koyu kiraz rengi bir ruj sürdüm. eyeliner çektim.
aynada kendime baktım ve herşeyin düzgün olduğundan emin olunca odadan çıktım.
babam bizi balo salonuna çağırmıştı.
hızlı adımlarla balo salonuna gittim. kimse yoktu. çok erken gelmiştim.
hava bu gün çok sıcaktı. bir süre daha beklediken sonra da artemis geldi. Onu görünce gözlerim doldu.

"Günaydın prensesim."

Çapkın çapkın güldü. Bende güldüm.

"Güzelim? İyi misin?"

Lanet olsun gözlerimin dolduğunu fark etmişti. İyice yakınıma geldi ve çenemden tutup kafamı kaldırdı. Kaşlarını çattı.

"Güzelim sorun ne? Kim üzdü seni?"

Dedi şefkatli bir sesle. dayanamadım ve beline sarılıp ağlamaya başladım. ellerim sırtındaydı. normalde bu kadar duygusal bir insan değildim. neden böyle oldu bilmiyorum.
artemis de şaşırmış olacak ki duraksasa daoda bana sıkıca sarıldı. beni göğüsüne bastırdı ve saçlarımı sevdi.

"Sorun yok... ben burdayım . Hep senin yanında olacağım. Eğer anlatmak istersen dinlerim canım."

Bir süre sonra ağlamam durdu ve artemise baktım.

"söyle Güzelim ne oldu söyle canım ne istersin benden söyle."

Artemise gördüğüm kabustan bahsettim. Kaşlarını çatarak beni dinledi.

yasak krallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin