Sabah uyandığımda artemisin kolları arasındaydım ve kafam göğüsüne yaslıydı.
Yüzüm çıplak tenine değiyordu. nefes alıp verişini ve kalp ritmini duyuyordum.
Terlemiştik ama umrumda değildi. Bu anı hiç bir şeye değişmem.
Artemisin hayla uyuduğunu düşünerek dün geceyi düşünüyordum. Sanki yeniden yaşıyormuş gibi kalbim hızla çarpıyordu. Kalbim oradan çıkmak istiyordu. Zar zor yutkundum.
"Seni bu kadar heyecanlandıran ne bebeğim?kalbini duyabiliyorum neredeyse."
Artemisin sesini duymak beklemediğim bir şeydi. Gözlerimi hızlıca kapattım.
"Uyumadığını biliyorum canım. Bana bak..."
Tatlı bir kız çocuğu gibi ellerimi göğüsüne koydum ve kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım. Ağzıma hafif bir kan tadı geldi ama umursamadım. Dudaklarımı büzerek ona baktım.
"Neden böyle bakıyorsun?"
Eli ile çenemi tuttu ve yüzümü iyice yüzüne yaklaştırdı ve Diğer elini belime doladı. Beni kendine doğru bastırdı. Elinin dokunduğu her yer sanki yanıyordu. Bu istemsizce nefesimi tutmama neden olmuştu. Artemis ise lafına devam etti.
"Yoksa... yakalandığın için mi?"
Bunları söyledikçe ben resmen kıvranıyordum.
Artemisin dudakları kıvrıldı ve iyice yaklaştı dudaklarımız neredeyse deymek üzereydi.
"Hayla mı sevgilim?"
Aramızdaki mesafeyi kapattı ve dudaklarımız buluştu.
Bu güzel anı ise lanet alarm böldü.
O kadar kaptırmışım ki alarmın çalması ile irkildim.
Kulaklarımı o ses doldurdu.
Artemis geriye çekildi ve küfür edercesine gülümseyerek ellerini nazikçe üstümden çekerek geriye döndü ve alarmı kapattı. Geri gelerek saçlarımı sevdi ve saçlarıma bir öpücük kondurarak ayağa kalktı.
"Nereye?"
"Kahvaltıya inmeden duşa gireceğim."
Beni süzdü ve gülümsedi.
"Sende girsen iyi olur."
Artemis duşa girdi bense hayla yatakta uzanıyordum. Çok yorgundum ama en huzurlu olduğum geceydi.
Kendimi birine emanet etme ve böyle bir durum yaşama düşüncesi her zaman beni rahatsız etmiştir. Fakat artemis... o farklı.
Tamam beni şato dan kovmuş olabilir salaklıklar yapmışta olabilirim ama...
Herneyse.
Ben hayla yatakta yatıyordum. Ne kadar daha bunları düşündüm bilmiyorum ama artemis duştan boxerı ile çıktı elindeki beyaz havlukla ıslak saçlarını kuruluyordu.
Bir yandan bana baktı.
"Hayla yatıyor musun sen?"
Kafamı salladım.
"Hadiii kalkman gerekiyor"
Bir çocuk gibi örtüyü kafama kadar çektim ve bacaklarımı kendime çektim.
Havlu düşme sesi geldi belliki artemis havluyu atmıştı.
Yatağa oturduğunu hissettim.
Üstümden nazikce çekmeye çalıştı sonunda üstümü açtı.
Bu seferde arkamı döndüm.
açık pencereden gelen rüzgar doğrudan yüzüme vuruyordu. İliklerime kadar hissetim ılık rüzgarı.
Artemis belimden bana sarılarak kucağına aldı boynumu aşağıya doğru sarkıttım.
Beni duşun önüne bıraktı ve yanağıma bir öpücük bırakarak çıktı.
Arkasından kapıyı kapattım ve iç çamaşırlarımı çıkararak duşa girdim.
Kabinin kapısını kapattım.
Elime duş başlığını alarak suyu açtım ve elimi altına koyarak istediğim ısıya gelmesini sağladım. Soğuk bir duş beni kendime getirecek en mükemmel şeydi.
Duş başlığını taktım ve altına girdim.
Soğuk su sanki tokat atarcasına tenime çarpıyordu. tenime değmesi ile Derin bir nefes aldım. Kendime gelmiştim resmen.
Soğuk suya kısa süre içinde alıştım.
Beni ürperten su artık tenimle bütünleşmiş gibi dans ediyordu vücudumda.
İyice temizlendikten sonra çıktım rafta duran havluyu aldım ve vücuduma sararak
Duştan çıktım.
Artemis çoktan gitmişti.
Ama yatağın üstünde bir elbise vardı
Koyu kırmızı olan elbise adeta bir peri masalını andırıyordu.Artemis bunu benim için bırakmış olmalı.
Hemen elbiseyi üstüme giydim. Altına da hafif topuklu siyah bir ayakkabı giydim. Saçlarımı iyice kuruttum ve taradım hafif dalgalı Saçlarımı yarısı önde olacak şekilde salınık bıraktım ve hızlıca odadan çıkarak aşağıya indim.
Herkes yemek masasında oturuyordu ve koşa koşa salona girmem ilgilerini çekmiş olacak ki bir anda herkes bana döndü.
Çok Utanmıştım artemis kafasını öne eğdi ve eli ile gülüşünü saklamaya çalıştı.
Kraliçe ise gülümseyerek
"Otursana canım"
Dedi nazik bir sesle
Reverans yaptım ve yerime oturdum.
"Çok güzel olmuşsun."
"Sağol artemis teşekkür ederim elbise içinde teşekkür ederim."
Dedim ve gülümsedim.
"İyide onu ben göndermedim ki?"
"Ne?"
Artemisin annesi artemisin omzuna elini koydu.
"Ben gönderdim canım. Dolaba da kıyafetler koydurdum ama beğenmezsen en üst kattan gidip seçebilirsin"
Nazikçe gülümsedim ama yine rezil olduğumu hissettim.
Utançtan tüm vücudum yanıyordu.
Geldiğimizin ikinci gününde kendimi iyice rezil etmiştim...(Bu bölüm biraz kısa oldu fakat aklıma pek bisi gelmedii bir sonraki bölüm uzun olucakk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yasak krallık
RomanceBaşka bir dünya Başka bir evrende geçen bu hikaye sizi eglendirecek ve sürükleyecek bir şans verin derim