BAD BLOOD [KTH]

Episode 22

-Gerçek dostlar-

Dün olanlardan sonra 'arkadaşım' dediğim insanları gözden geçirmeye karar vermiştim. Rehberimde engellediğim kişi sayısının 25 olduğunu görünce telefon ekranıyla bakıştım uzun süre, ta ki Ellie yanıma gelip saçlarımı karıştırana kadar.

"Burada oturmuş ne yapıyorsun?"

"Rehberimi temizliyorum, sahte Taehyung'un sahte arkadaşlarından kurtulmak için"

"Kimleri sildin?"

"Reyna, Lisa, Jackson, Baekhyun, Kai vesaire"

"Fazla kişi kalmamış"

Tebessüm ettim,

"Var aslında. Lyna, Marinette, Mariposa, Solar, Jimin ve Jungkook"

"Az ve öz her zaman daha iyidir"

"Doğru, fakat biliyor musun aslında arkadaşım olmasına bile gerek yok. Sen yanımda ol yeter"

"Böyle söyleme Tae, iltifat için olsa bile"

"Ben ciddiyim ama"

"Tae ya birgün ben yanında olmazsam? O zaman tek başına kalınca ne yapacaksın?"

"Ölüm anlamında mı söylüyorsun terk etmek anlamında mı?"

"İkisinden biri diyelim?"

"Ölürsen intihar ederdim, terk edersen sonsuza kadar bu evde geri gelmeni beklerdim. Ve lütfen bana bunların varsayım olduğunu söyle"

"Tabi ki varsayım"

Deyip bana sarıldı, karşılık vermeden önce yüzüne düşen saçlarını kenara çekip yanağını öptüm,

"Seni seviyorum yıldızım"

"Bende seni seviyorum Taetae"

Telefonumun çalmasıyla ne yazık ki bu tatlı kucaklaşmamıza ara vermek zorunda kalmıştım. Arayan kişinin Lyna olduğunu gördüğümde yüzüme meraklı bir ifade takınıp telefonu açtım,

"Efendim Lyna?"

"Taehyung nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"İyiyim bende"

"Birşey mi oldu?"

"Hayır olmadı, seni aramam için birşey olması mı gerekiyor? Merak ettim sadece nasıl olduğunuzu"

"İyiyiz merak etme"

"Tamam o zaman, görüşürüz"

"Görüşürüz Lyna"

Deyip telefonu kapattım,

"Ne dedi?"

"Nasıl olduğunuzu merak ettim dedi"

"Anladım"

"Soru sormanı bekliyordum, böyle bir tepki vermen beni şaşırttı"

"Unutma Taehyung, ben Ellie Emery Levin"

Ne diyeceğini çok iyi bildiğim için onun yerine ben tamamladım cümlesini,

"Ne yapacağın belli olmaz"

"Evet"

(....)

Reyna'nın anlatımıyla

Apar topar evden çıkıp V'nin kapısını çaldım, bu yağmurda burada ne yaptığımı sorgularcasına bir bakış attı bana, başımı kaldırıp ona baktım,