BAD BLOOD [KTH]

Episode 24

-Gençlerin hayatı-

Okul hayatına sandığımdan daha çabuk adapte olmuştum. Öğretmenler benden memnundu, arkadaş grubum vardı. Sevgilim benimleydi, daha ne isteyebilirim ki?

Teneffüs zilinin çalmasını beklerken bir yandan da defterime bir şeyler karalıyordum. Ta ki zil çalana ve Adrien beni çağırana kadar.

"Geliyor musun Taehyung?"

"Evet"

Yerimden kalkıp telefonumu da aldıktan sonra hepimiz birlikte ön bahçeye inip merdivenlere oturduk. Konuşup şakalaşırken uzun zamandır görmediğim, burada da görmeyi asla beklemediğim üç kişiyi karşımda gördüm.

Jimin ve Jungkook

"Görünüşe bakılırsa yeni arkadaşlar edinmişsin Taehyung"

Jungkook'un bu ses tonu hiç hoşuma gitmemişti. Ayrıca Jimin ile ikisi yıllardır maskaralık peşinde koşarken beni de yanlarında sürüklemişlerdi. Bakışlarımı Jungkook'a çevirip sakin bir tonla cevap verdim,

"Neden böyle tepki verdin Jk? Bad boy olunca yeni arkadaş edinmek yasak mı oluyor? Seni bilemem ama ben artık böyle şeylerden sıkıldım. Birde, Yoongi hyung'a da selam söyleyeceğim senin adına, yaptıklarını ve gittiğin yerleri duyduğunda sana ne yapacağını çok merak ediyorum"

Yüz ifadesindeki değişime bakılırsa onu endişelendirmeyi başarmıştım. Gergince yanıtladı,

"Babanı hayal kırıklığına uğratmak biraz fazla çığırından çıkmadı mı Tae-hyung?"

"Biliyor musun Jungkook, sorun babam değil. Sizin tanıdığınız Taehyung ile şuan karşınızda duran Taehyung bambaşka kişiler. Sigara içmek midemi bulandırıyor, alkolün tadından nefret ediyorum, motor kullanmak havalı falan değil, hepsi ezikçe. Ayrıca hakkımda bilmediğiniz şeyleri de söyleyeyim. Aşk romanlarına bayılırım, evde durmadan piyano çalıyorum. Keman çalmak ve kitap okumak hayatımda en çok önem verdiğim şeylerden ikincisi ve üçüncüsü. Birincisi de..."

"Ben miyim?"

Arkamdan gelen güzel sesi duyar duymaz bedenimden bir ürperti geçti, beni ne kadar etkilediğini tahmin bile edemezsiniz.

Gülümseyip arkamı döndüm,

"Evet yıldızım, sensin"

Jimin somurtarak mırıldandı,

"Ne kadar romantik"

"Bence romantik"

Jimin'e yanıt veren ikiz kardeşimi kaldırımın öbür tarafında fark ettiğimde şaşırmıştım. Yanımıza doğru yaklaşmaya başladı,

"Hatta aranızda romantik kelimesinin anlamını bilen tek kişi olabilir"

Jimin kaşlarını çatarak bana döndü,

"O zaman söyle bakalım majesteleri, romantik ne demek?"

Kendimden emin bir şekilde yanıtladım,

"Davranışlarında duyguların, düşlerin ve coşkuların aşırı biçimde etkisi bulunan kişilere romantik denir Jimin"

Bakışlarımı V'ye çevirip gülümsedim,

"Doğru mu Romeo hazretleri?"

Karşılık olarak gülümsedi,

"Doğru motorcu"

"Arkadaşım olmanız yanlışlarınızı görmezden geleceğim anlamına gelmez. Hatta sizde kendinize çeki düzen verseniz fena olmaz"