3. Bölüm

852 41 13
                                    


Sevgili haberi girdikleri yetmemiş bir de nişanlı yalanını uydurmuşlardı. "Ahmet amca net görmüştür ve büyük ihtimalle şuan uçaktadır." dedi Melisa.

Doruk elindeki telefon ile yanımıza gelince ona baktım. "Haberi kimin yaptırdığını bulamadım ama büyük ihtimalle bu işin içinde Leo var." dedi Ömer'e bakarak. Ömer sinirle yüzünü sıvazlarken dilimle kuruyan dudaklarımı ıslattım.

"Bence şuan Leo konusunu es geçelim ve Ahmet amcaya yönelelim. Ona ne söyleyeceğiz" dedi. Ömer salonda dolanırken Oğulcan kola şişesini kafasına dikti. Sabahın köründe kola içmek ne Oğulcan?

"Oyuna devam edeceksiniz başka çareniz mi var?" dedi Oğulcan. Boş şişeyi masaya bırakırken bana baktı. "Eğer Berk olayını söylerseniz Ahmet amca Süsen'in peşini asla bırakmaz. Suçsuz olduğu ortaya çıksa da bırakmaz. Kızın başını belaya sokmaya gerek yok." dedi. Ömer'in bakışları bana dönerken bakışlarımı kaçırdım.

"Ömer ile sevgili olmak çok zordur he çok şanslısın" diyen Oğulcan ile gözlerimi devirdim. "Çok meraklıydım zaten." dedim yarım ağız.

"Ben ölüp bitiyorum ya sana!"

Ömer'e yeniden göz devirirken Oğulcan sırıtarak Ömer'e bakıyordu. "Belki bir gün ölüp bitersin kim bilir" demesiyle Ömer Oğulcan'ın kafasına yastık fırlatmıştı. "O sesini kesmezsen babam gelmeden seni öldürürüm." dedi bağırarak. Oğulcan yastığı alıp yüzüne kapattı.

-

Masada oturmuş Ömer'in babasını bekliyorduk. Tabaktan salatalık alıp ağzıma attım. Ömer bana ters ters bakarken omuz silktim. "Yesene kızım yemeğini ya! Açsın işte sen bekleme." deyince küçük çocuklar gibi omzumu kaldırıp indirdim. "Saygısızlık olur" dedim. Sabahtan beri sen yemek ye diyordu ama onu dinlemeden salatalık kemirmeye devam ediyordum.

Kapı zilinin çalması ile gerilirken Ömer derin bir nefes aldı. Melisa ve Doruk karşımda Oğulcan ise yanımda oturuyordu. Melisa ve Doruk ayağa kalkınca bizde ayağa kalkmıştık. İçeri giren adam ile dudaklarımı birbirine bastırdım. Kel bir adamdı. Ömer'e de çok benzemiyordu yani. Adamın bakışları direkt bana dönünce yutkundum.

"Baba hoşgeldin" diyerek adama doğru yürüyen Ömer'e baktım. Birbirlerine sarılıp ayrılırken Ahmet Bey'in bakışları bana dönmüştü. "Oğlum nişanlanacak ve ben bunu yeni öğreniyorum." dedi sinirli bir şekilde. Ömer gözlerini devirince gülmemek için iç yanağımı ısırdım.

"Kahvaltıya geçelim en iyisi" diyerek Ahmet Bey'i masaya doğru itti. Oturma düzeni tamamen değişmişti. Ahmet Bey baş köşedeydi. Sağ tarafına Ömer yanına da ben oturmuştum. Oğulcan Ömer'in karşısına Melisa da benim karşıma oturmuştu. Doruk ise Ahmet Bey ile karşı karşıya kalmıştı. "Ne zaman söylemeyi düşünüyordun Ömer!" dedi azarlar bir şekilde. "Ben oğlumun hayatında biri olduğunu magazinlerden mi öğrenecektim!" dedi yüksek bir sesle. Ömer susunca şaşırmıştım.

Ömer'e üstünlük sağlayan biri de varmış...

"Haklısın baba, özür dilerim." diyen Ömer ile bakışlarımı tabağa çevirdim. "Her şeyi bilmek istiyorum." Ahmet Bey'in sesi ile bakışlarımı ona çevirdim. "Ne zamandan beri birliktesiniz?" dedi bize bakarak. Ömer bana bakınca gülümsedim. "1 sene" dedim dan diye. Oğulcan kaşlarını kaldırırken Melisa tırnağını yemeye başlamıştı.

Pot mu kırdım ben?

"Sen Süsen ile sevgiliyken başka kız ile mi görüştün?" dedi bağırarak. Oturduğum sandalyeye sindim. "O haber olunca Ömer ve Süsen ayrılmıştı. Ömer ondan sonra o kızla görüntülendi." diyen Doruk ile yutkundum. "7-8 ay önceki haber ya bence hiç açmayalım" dedi Oğulcan gülümseyerek. "Ayrı mıydınız?" dedi Ahmet Bey bana bakarak. "Evet!" dedim bir anda. "O haberden sonra da kavga ettik zaten." dedim Ömer'i şikayet ederek. Ömer bana 'öyle mi oldu?' bakışları atarken bakışlarımı Ahmet Bey'e çevirdim. "Kavga sebebi neydi peki?" dedi Ahmet Bey.

İzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin