"Süsen Kılıç'ı bu evde zorla tuttuğunuza dair şikayetler aldık, bu sebeple sizi gözaltına alıyoruz."Polisin dediği şey ile gözlerim büyürken Ömer'e baktım. O da bana bakıyordu. Polis Ömer'e doğru bir adım atınca Ömer'in önüne geçtim. "Öyle bir şey yok." dedim polise bakarak. "Siz karışmayın." deyince arkama dönüp Ömer'e sarıldım.
"Ben yapmadım, yemin ederim ben yapmadım." dedim kulağına doğru eğilerek. "Biliyorum." deyince Ömer'den ayrılıp gözlerine baktım.
Nasıl biliyordu?
Kolumun geriye doğru çekilmesiyle sendelenirken polis memuru Ömer'e doğru bir adım attı. "Hadi!" dedi yüksek bir sesle. Ömer'in gözleri beni buldu. "O eline koluna sahip çık yoksa kırarım!" dedi polisin üzerine yürüyerek. "Beyler!" diyerek içeri giren adama baktım. Onun üzerinde de polis üniforması vardı. Adamın arkasında Murat'ı görmem ile derin bir nefes aldım. "Bu olayla biz ilgileneceğiz, siz geri dönün." dedi Murat. Birbirlerine bakıp evden çıkan polis memurlarının arkasından baktım.
"Şu olayı patlattıktan sonra o sarışın olanı döveceğim." dedi Ömer. Murat'ın yanındaki adam gülünce anlamazca onlara bakıyordum. "İlk gelen kişiler polis değildi. Uzun zamandır peşlerinde olduğumuz adamlar. Kılık değiştirip Ömer'i tuzağa çekeceklerdi." dedi Murat bana bakarak. "İçeri geçin hadi" dedi Ömer. Hep beraber salona geçerken Efe denilen uyuz da bizimle oturmuştu.
"Bizim eve geleceklerini nasıl tahmin ettin Serhat?" dedi Ömer. Serhat denilen adamın gözleri beni buldu. "Tahmin etmedim tesadüfen oldu. Nişanlının başına gelen olayı duyunca buraya gelmem gerektiğini düşündüm." deyince yutkundum.
Ömer'in bakışları bana dönerken bakışlarımı Murat ve Serhat denilen adamdan çekmiyordum.
"Ne olayı?" dedi Ömer. "Darp olayından bahsediyoruz." dedi Murat.
Ömer başını bana doğru çevirdi. Gözleri gözlerimi içine çekecek gibiydi.
"Senin haberin yok mu?" dedi Serhat. Murat'la göz göze geldim. Başımı iki yana sallayınca Ömer'e baktı.
"Olayı anlatın." dedi sinirli bir şekilde.
"Alışveriş merkezinde, lavaboda saldırıya uğramış. Süsen'i Murat kurtarmış. Ondan sonra da emniyete gelmişler ama benim haberim yoktu. Haberim olsaydı sana haber verirdim." dedi Serhat.
"Boynun dün çok kötüydü şuan iyi mi?" dedi Murat bana bakarak.
"Ben demiştim." dedi Efe bilmiş bir tavırla. Ters ters Efe'ye baktım. Konumuz şuan bu muydu gerçekten.
"Boynum iyi teşekkür ederim." dedim gülümseyerek. Ömer'in bakışlarını üzerimde hissediyordum ama bakmaya cesaret edemiyordum. "Sen Ömer'e neden söylemedin yenge?" dedi Serhat bana bakarak.
Dinlemedi.
"Endişelendirmek istemedim." dedim yalan söyleyerek. "O seni dün göremeyince delirmiştir zaten." dedi.
Bakışlarımı Ömer'e çevirdim.
"Delirdi evet."
Salona Oğulcan'ın girmesi ile dudağımı ısırdım. "Noluyor burada?" dedi Oğulcan şaşkınca. "Süsen'e geçmiş olsun demek için geldik." dedi Serhat. Oğulcan'ın bakışları bana dönerken yutkundum.
"Biz kalkalım artık. Şu ikiliyle ilgilenmemiz gerekiyor." dedi Serhat ayağa kalkarak. Murat'da onunla birlikte ayağa kalkınca Ömer'de ayağa kalktı. "Ben sizi geçireyim." dedi Ömer. Üçü birden salondan çıkarken ayağa kalktım. "Serhat söyledi." dedim sessizce. "Sikeyim böyle işi! Bizden duymalıydı." dedi ve çenesini sıvazladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
Teen FictionBir mermi" dedi ve çevirip tabancayı bana uzattı. "Kendi kaderini kendi ellerinle yazacaksın. Eğer silah patlarsa ölüp gidersin ama eğer boş çıkarsa Berk'in uyanıp seni öldürmesini bekleyeceğiz." dedi ciddi bir şekilde. Elimdeki tabancaya bakarken...