"Öyle bir şey yok." dedi Ömer dan diye."Elimizde görüntüler var, lütfen bize zorluk çıkartmayın." dedi ve yanıma geldi.
Ömer'in bakışları bana dönerken yutkundum.
-
Dört duvar arasındaydım.
Emniyete gelir gelmez sorgu odasına alınmıştım. Dirseklerimi masaya koyup ellerimi saçlarıma geçirdim. Bu olaydan çok sıkılmıştım. Kapının açılması ile başımı kaldırırken içeri Serhat ve Murat girmişti.
"Selam" dedi Serhat bana bakarak. Murat elindeki bilgisayarı masaya koyarken ekranını bana çevirdi. Deponun kamera kayıtlarıydı. Sarp ve Emir'i katmadan bu işin içinden nasıl kurtulabilirdim bilmiyordum.
"Ömer ile konuştum." diyen Serhat'a baktım. "Doğruları söylemezsen bu olaydan kurtulamazsın." dedi. "Ben yapmadım." dedim sadece. Tek diyebileceğim şey buydu. "Yapan kişiyi biliyorsun." dedi Serhat. Hiç bir şey demedim. "Süsen susarak bu olaydan kurtulamazsın." deyince yutkundum.
Murat ve Serhat'a hiç bir şey söylemediğim için şuan nezarethanedeydim. Ömer'i görmek istediğimi söylemiştim ama Murat izin veremeyeceğini söylemişti. Yere oturup sırtımı duvara yasladım.
Kaç saattir burada olduğumu bilmiyordum. Adım sesi ile gözlerimi açarken karşımda Pamir'i görmem ile şok olmuştum. "Ooo hemen de alışmışsın" dedi gülerek. Oturduğum yerden kalkarken Pamir'e doğru yürüdüm. "Senin burada ne işin var?" dedim şaşkın bir şekilde. Ömer izin alamamışken bu nasıl izin almıştı??
Tam Pamir'in karşısına geçerken Pamir aramızdaki demiri tuttu. "Anlaşma yaparsak buradan çıkabilirsin." dedi ciddi bir şekilde. Pamir'in istediği şeyi bildiğim için bakışlarımı kaçırdım. "Ömer'i satmayacağımı söylemiştim." dedim ve derin bir nefes aldım. "Başka bir şey isteyeceğim zaten." dedi. "Ne istiyorsun?" dedim merakla. "Saçını" dedi rahat bir şekilde. Anlamaz bir şekilde Pamir'e bakarken kapıya bakıp elini ceketin cebine soktu. "Saçından bir tutam kesip vereceksin ve ben seni buradan çıkaracağım." dedi ve elindeki makası bana doğru uzattı.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dedim dan diye. "Hayır!" dedi dişlerinin arasından. "Buradan kurtulmak istemiyor musun Süsen? Biri gelmeden saçını kes bende seni buradan kurtarayım." dedi. Elindeki makası alıp saçımın ucunu keserken yutkundum. Bu yine neyin peşindeydi?
Pamir kestiğim saçı ve makası alırken gülümsedi. "Birazdan çıkacaksın merak etme" dedi ve kapıya doğru yürüdü. "Bu arada" dedi ve durdu. "Senin kardeşin var mı?" dedi gözlerime bakarak. Olmadığını biliyordu. "Pamir bildiğin soruları niye soruyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak. Dudağını büktü ve kapıyı açtı. "Bilmem belki bir abin vardır." dedi ve göz kırptı. Pamir'in dediği şey ile hiç bir şey anlamazken defolup gitmişti.
Kalktığım yere yeniden otururken öksürdüm. Hasta hasta nezarethane'ye düşmediğim kalmıştı. Onu da tamamlamıştım. Dizlerimi kendime doğru çekip başımı dizlerime yasladım. Midemden garip garip sesler gelirken gözlerimi kapattım. Sabahtan beri bir şey yememiştim ve biraz daha burada kalırsam ikinci bir soğuk duş vakası yaşayabilirdim.
Kapı sesi ile başımı kaldırırken Serhat ve Ömer'i görmem ile ayağa kalktım. Serhat kapıyı açar açmaz Ömer içeri girerken belimden tutup beni kendisine doğru çekti. "Çıkıyorsun" dedi sımsıkı sarılarak. Ellerini belimden çekince Serhat'a baktım. "Bu olaydan tamamen sıyrılmadın, gerçekler ortaya çıkana kadar şüpheli durumundasın." dedi bana bakarak. "Neden serbest kalıyorum o zaman?" dedim Serhat'a bakarak. "Biri suçu üstlendi." dedi. Kaşlarımı çatıp Ömer'e baktım. "Bilmiyorum" dedi bana bakarak. "Hadi şuradan çıkın" diyen Serhat ile nezarethane'den çıkmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
Teen FictionBir mermi" dedi ve çevirip tabancayı bana uzattı. "Kendi kaderini kendi ellerinle yazacaksın. Eğer silah patlarsa ölüp gidersin ama eğer boş çıkarsa Berk'in uyanıp seni öldürmesini bekleyeceğiz." dedi ciddi bir şekilde. Elimdeki tabancaya bakarken...