Elimdeki bardağı dudaklarıma götürürken Ömer beni izliyordu. Dora ile dışarı çıkmıştık ama yapamamıştım. Ömer'i bırakıp gidememiştim ve sonuç olarak şuan Aylin'in hedef hizasındaydım. Az önce Ömer'in annesi Suzan Hanım ile tanışmıştım. Kadın'dan asla hoşlanmamıştım onun da benden hoşlandığını düşünmüyordum.
"İdil'in ne işi var burada?" Oğulcan'ın sesi ile başımı kaldırırken baktığı tarafa baktım. Uzun boylu ve uzun saçlı bir kadına bakıyordu. "İdil mi bu?" dedim kadına bakarak. "Hıı" deyince kadını süzdüm. Güzel kadındı. "Aylin çağırmıştır." dedi Ömer. "Bakışları ile seni yedi bitirdi." Oğulcan İdil'e bakarken ben Ömer'e bakıyordum. "Umrumda değil." dedi ve telefonunu eline aldı.
"İdil ile kaç ay çıktınız?" dedim dan diye. "Bir buçuk yıl" dedi Oğulcan. Yıl olmasını beklemediğim için şaşırmıştım. "Çöp gibi bir buçuk yıl" dedi Ömer ekleme yaparak. İdil'in bakışlarını üzerimde hissederken Suzan Hanım'ın yanına gidip sarıldı. İkilinin de bakışları bana dönünce bakışlarımı kaçırdım. "Eski sevgilinin bakışlarına maruz kalıyorum bir de!" dedim söylenerek. Ömer sesini çıkarmazken İdil telefonunu kulağına götürüp gözlerini üzerime dikti. Bakışlarını asla üzerimden çekmezken salondan çıktı. "Ben lavaboya gidiyorum." dedim Ömer'e bakarak. "Seninle gelmemi ister misin?" dedi. "Gerek yok" dedim ve İdil'in arkasından yürüdüm. Daha doğrusu koştum!
"Pamir saçmalıyorsun!" dedi dişlerinin arasından. Merdivenlerde dururken nerede olduğunu düşünüyordum. Sesi geliyordu ama kendisi ortada yoktu. "Gerizekalı mısın sen! O dediğini bu gece yapamam." dedi bağırarak. Aşağıda ses olmasa İdil'in sesini bütün salon duyardı. Yukarıdaki gölgeyi görmem ile üçüncü katta olduğunu anlamıştım. Merdivenleri çıkıp kolonun arkasına saklandım. "Sen bana bağırıp çağıracağına aptallığını düzelt! Hani kız kaçıp gidecekti? Paşalar gibi Ömer'in yanında duruyor!" demesi ile kalakaldım.
Pamir benim kaçacağımı nereden biliyordu?
"Eminim diyorum Pamir! Kız Ömer'in yanında duruyor. Kaçmamış. Kimden haber alıyorsun bilmiyorum ama seni çok güzel keklemişler." dedi. Sesi o kadar gıcıktı ki yüzümü ekşitmeden duramıyordum. Kolonun arkasından çıkıp merdivenlere yöneldim. Ömer her an yukarı çıkabilirdi.
"Merak etme bu nişanı bozacağım."
Olduğum yerde dururken kaşlarımı kaldırıp İdil'in gölgesine baktım.
"Ben istediğimi almadan durmam beni biliyorsun."
Sırıtıp merdivenlerden inmeye başladım. Bu kız belasını arıyordu ve ben ona çok güzel bela olacaktım.
Gülümseyerek Ömer'in yanına giderken ellerini belime indirdi. "İyi misin sen?" dedi yüzüme bakarak. "İyiyim." dedim yorgun bir şekilde. Sabahtan beri topuklu ayakkabının üzerinde duruyordum ve cidden yorulmuştum. "Yüzünün rengi gitmiş gibi" dedi ve yanağımı okşadı. İdil'in salona girdiğini görünce Ömer'in elini tuttum.
"Öpsene beni"
Ömer dediğim şey ile şaşırırken yutkundum. Sıcacık dudakları dudaklarıma kapanırken ellerimi yanaklarına götürdüm. Ömer öpücüğü kısa tutarken alnını alnıma yasladı. "Sende bir şeyler var da dur bakalım" dedi sırıtarak. "Biraz daha beni böyle bekletirsen eve kadar kucağında taşıyacaksın haberin olsun." dedim. Konuyu değiştirmek en mantıklısıydı. Ömer gülümseyip burnumun ucundan öptü. "Hadi gel Aylin'e gideceğimizi söyleyelim." dedi ve elimden tuttu. İdil sinirle bana bakarken sahte bir şekilde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
Teen FictionBir mermi" dedi ve çevirip tabancayı bana uzattı. "Kendi kaderini kendi ellerinle yazacaksın. Eğer silah patlarsa ölüp gidersin ama eğer boş çıkarsa Berk'in uyanıp seni öldürmesini bekleyeceğiz." dedi ciddi bir şekilde. Elimdeki tabancaya bakarken...