"İdil'i bırak."Ömer'in sesi beynimde yankılanırken oturduğum sandalyeden kalktım. "Ne dedin sen?" Ömer'e doğru yürürken Poyraz'da şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Ömer'in bakışları bana dönmezken sadece Poyraz'a odaklanmıştı. "Diyeceğimi dedim Poyraz." deyince tüm gücümle tokat attım. "Hassiktir!" Poyraz'ın sesi arkamdan gelirken Ömer'i göğsünden ittim.
"Sen ne dediğinin farkında mısın gerizekalı!"
Ömer'in başı yana doğru çevrilirken yutkunup bana baktı. Uzun uzun baktıktan sonra bakışlarını Poyraz'a çevirdi. "Fikrini değiştirebilirsin." diyen Poyraz ile sinirle ona baktım. "Bana niye bakıyorsun kızım! Seni seçmeyen Ömer. Git ona sinirini kus!" Poyraz ellerini havaya kaldırırken sinirle yüzümü sıvazladım. Gerçekten delirmek üzereydim.
"Fikrimi değiştirmiyorum." dedi ve depodan çıktı. "Allah senin belanı versin!" dedim bağırarak. "Amin" dedi Poyraz. Ters ters ona bakarken bakışlarını İdil'e çevirdi. "Oğlum ben bir şey mi kaçırdım? Ömer'in seni seçmesi gerekiyordu. Bunu niye seçti?" dedi bana bakarak. "Bak zaten sinirim tepemde! Kes sesini bir de seninle uğraşamam." sinirle bağırırken Poyraz İdil'in yanına gidip ellerini çözmüştü.
"Yola seninle devam edeceğimi düşünmüştüm ama yanılmışım." dedi ve elindeki silah ile kapıyı gösterdi. İdil yutkunup bana bakarken koşarak depodan çıkmıştı. "İkiniz şunun peşinden gidin. Ömer'e gram güvenmiyorum." deyince iki adam depodan çıkmıştı. Poyraz dışında depoda 3 adam kalmıştı ve ben üçünü birden alt edemezdim.
Poyraz sırıtıp bana baktı. "Seninki seni sattı görüyor musun?" deyince gözlerimi devirdim. Bakışlarını depoda kalan üç adama çevirdi. "Siz de dışarıya çıkın. Biz biraz konuşalım." dedi bana bakarak. Adamlar dışarı çıkarken Poyraz koltuğa oturup bana baktı. "Ayakta dikilecek misin?" deyince sandalyeye oturdum. "Seninle bir anlaşma yapabiliriz." gülümseyerek bana bakınca bakışlarımı kaçırdım.
Şuan anlaşma falan umrumda değildi. Ömer'in beni bırakıp gitmesinin şokundan çıkamıyordum. "Bana Ömer'i bitirecek bir koz verirsen depodan çıkarsın." Poyraz ciddi ciddi konuşurken derin bir nefes aldım. "Beni öldürüp öldürmemen gram umrumda değil. Eline de koz falan vermeyeceğim." kendimden emin bir şekilde konuşunca Poyraz ayağa kalkıp karşımda dikildi. "Enayi misin kızım sen? Adam seni bıraktı eski sevgilisini seçti. Sen hala onu mu koruyorsun!"
Poyraz'ın bağırmasını asla takmazken silahını bana doğrulttu. "Sana bir şans vermiştim ama sen bilirsin." dedi. Gözlerimi kapatıp silah sesini duymayı beklerken Serdar'ın sesini duymam ile gözlerimi açtım.
"Sizin yapacağınız plana sokayım!"
Poyraz'ın üzerine atlaması ile ikisi boğuşmaya başlamıştı. "Süsen! İyi misin?" Doruk endişeli bir şekilde yanıma gelirken baştan aşağı beni süzdü. Poyraz'ın bana zarar verip vermediğine bakmıştı. Bakışlarımı Doruk'tan çekerken sırıtarak Serdar ve Poyraz'ı izleyen Leo'yu görmem ile şaşırmıştım.
Elindeki kese kağıdından kestane çıkarıp ağzına attı. "Kavganız hiç sarmıyor beyler! Artık biriniz bitirin şunu." dedi zevkli bir şekilde. Doruk gözlerini devirip Leo'ya bakarken belindeki silahı çıkartıp Poyraz'a doğrulttu ve ateş etti. Poyraz'ın bağırması ile yutkunurken yerdeki kanı görmem ile elimle ağzımı kapattım.
"Aylardır bu yabaniler ile birliktesin. Hala alışamadın mı?"
Kendimi dışarı atıp yediğim her şeyi boşaltmıştım. "İyi misin?" Leo'nun sesini duymam ile başımı kaldırırken elindeki su şişesini bana doğru uzattı. Şişeyi alıp suyu içtim. "Teşekkür ederim." dedim ve ayağa kalktım. "Rica ederim" dedi. Araba sesiyle arkama dönerken Oğulcan ve Ömer'i görmem ile Leo'ya baktım. "Poyraz'ı oyalamak için plan yapmak zorundaydık." dedi mahçup bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
Teen FictionBir mermi" dedi ve çevirip tabancayı bana uzattı. "Kendi kaderini kendi ellerinle yazacaksın. Eğer silah patlarsa ölüp gidersin ama eğer boş çıkarsa Berk'in uyanıp seni öldürmesini bekleyeceğiz." dedi ciddi bir şekilde. Elimdeki tabancaya bakarken...