4. Bölüm

897 44 10
                                    

ÖMER

Süsen şok içinde bana bakıp hızlıca salondan çıkmıştı. "Planın ne?" diyen Oğulcan'a baktım. "Sen dediğim şeyleri yap. Gerisini bana bırak." dedim ve Süsen'in telefonunu Oğulcan'a uzattım.

"Neyin ne olduğunu bilmiyor muyuz? Niye hala uğraşıyoruz ki!" dedi bana bakarak. "Oğulcan dediğimi yap." dedim ve ayağa kalktım.

-

Serdar karşımda otururken yerimde kıpırdandım. "Ne Süsen hakkında ne de babası hakkında bir şey bulamadım." dedi üzgün bir şekilde. "Nasıl bulamadın?" dedi Oğulcan şok içinde. "Bulamıyorum. Uzun zamandır Süsen'i araştırıyorum ama elde var sıfır. Hiç bir yerde ona ait bir bilgi yok. Aynı şekilde babası hakkında da bir şey bulamadım. Nerede çalıştığını öğrendim o kadar." deyince bakışlarımı odada gezdirdim.

"Bu normal mi?" dedi Oğulcan.

"Değil. Bu hiç normal değil Ömer. Süsen'e ait bir fotoğraf bile yok. Bu kadar gizliliğin başka bir sebebi var. Bunu öğrenmemiz lazım."

Serdar'ın sözleri aklımı kurcalarken bakışlarımı bahçeye çevirdim. Süsen bahçede Pars ile oyun oynuyordu.

"Neyden şüpheleniyorsun Serdar?" dedim Süsen'e bakarak. "Bilmiyorum ama bu gizliliğin altında başka bir sebep yatıyor olmalı. Durduk yere bir insan böyle gizlenmez." deyince cebimdeki sigarayı çıkarıp yaktım. "Bul o zaman. Ne gerekiyorsa yap ve bul." dedim.

SÜSEN

Pars ile bahçede oynarken kapının orada dikilen Ömer'i görmem ile ona baktım. Hiç bir şey demeden bize doğru bakıyordu.

Odasında kamera olduğunu söyledikten sonra şok içinde kalmıştım ve direkt odaya çıkmıştım. İlk bir saat elim ayağıma dolaşmıştı ama Ömer'in sakinliği karşısında sakinleşmiştim. Eğer konuşmaları duyduysa şimdiye kadar Sarp ve Emir'i buraya getirirdi. Gelip bana da bir şey sormamıştı onun için emin olamıyordum.

Bana mı oynuyor diye düşünmeden de kendimi alıkoyamamıştım. Ömer'i fazla tanımıyordum. Bir sonraki hamlesi ne olacak onu da bilmiyordum. Her şeye hazırlıklı olmaktan başka çarem yoktu.

"İçeri gel Süsen, üşüyeceksin." deyince ayağa kalktım. Pars eve girerken bende peşinden eve girmiştim. Ömer mutfağın kapısını kapatıp bana doğru döndü.

"Niye durgunsun, bir şey mi oldu?" dedi bana bakarak. "Hayır" deyip bakışlarımı kaçırdım. Bir yanım Ömer'in her şeyi bildiğini, diğer yanım ise bilmediğini söylüyordu.
"Odadaki kamera olayına takıldın değil mi?" deyince yutkundum.

"Sistem telefona bağlı değil. Bağlıydı ama sıkıntı çıktığı için şuan bağlı değil. Sadece sana söylemek istedim. Odada falan üzerini değiştirmek istersen kendi odana geçersin."

"Niye odana kamera koydun?" dedim dan diye. "Güvenlik" dedi gülümseyerek. Anlamazca Ömer'e bakarken tezgaha yaslandı. "Kamera sistemi sadece Oğulcan ve benim telefonumda açık. Ben genel olarak kapıyı kilitliyorum." deyince şaşkınca Ömer'e baktım. "Ben uyuyunca Oğulcan'a yazıyorum. Genel olarak aynı saatte uyuyoruz zaten. Kamera sistemini o saate göre ayarlıyoruz. O saatten sonra kapı kaç kere açılıp kapanırsa bizim telefonumuza bildirim geliyor." dedi.

"Bildirime uyanmazsanız ne olacak?" dedim Ömer'e bakarak. "Uyanmamamız imkansız." dedi rahatlıkla. "Benim odamın kapısında ve dış kapıda alarm var. En ufak bir şekilde kapı zorlanırsa hem benim telefonum hem de Oğulcan'ın telefonu çalıyor." dedi.

İzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin