Not: Kitap düzenlemede olduğu için bölümler arasında kopukluklar ya da tezatlıklar olabilir, en kısa sürede düzelteceğim.
Hurts So Good
Hepimizin hayatında dönüm noktaları olurdu. Kimimiz için bu dönüm noktaları bir insan, kimi içinde bir olay olurdu. Elbette yaşadığımız bu şeyin bizim için dönüm noktası olup olmadığı bize bağlıydı. Verdiğimiz reaksiyon ve devamında yaşananlar bize bunu gösterirdi. Dönüm noktaları bize çok verirken bir yandan da çok da şey götürürdü. Önemli olan bizden ne götüreceği ve ne miktarda götüreceğidir.
Hayatımda çok dönüm noktası diyebileceğim şey yaşamıştım. Ve hepsi beni daha güçlü ve dayanıklı yapmıştı. Artık eskisi kadar ağlamıyor ve duygularıma söz geçirebiliyordum. Elbette bunlar kolay olmamıştı. Hele ki bunu tek derdimin r sesini çıkartmamak olduğu bir dönemde yaptıysam. Bu çok daha zor olmuştu.
''Bitti mi Senacım?''
Resim sınıfında bulunan lavaboda fırçalarımı yıkarken aklımdan bunlar geçiyordu. Özellikle son zamanlarda garip rüyalar görüyordum. Rüyalara fazla anlam yüklemezdim ama rüyalarda somut şeyler görmüyordum. Ve bu da beni biraz daha korkmama sebep oluyordu. Bir karaltı vardı sürekli. Asla bana bakmayan ve benimle iletişim kurmayan bir karaltı. Anlamını araştırmaya korkmuştum. Geçici bir şey sanmıştım ama öyle olmamıştı.
''Bitti hocam.''
Aslı hoca, masada duran tuvalimi eline alırken fırçalarımın kıllarını avucuma sürttüm. Akrilik boya kuruyup fırçayı mahvedebiliyordu, iyice yıkamam gerekiyordu. Son kez fırçaları sudan geçirdikten sonra musluğu kapattım ve ellerimi çırptım.
Fırçaları kurularken Aslı hoca hayranlık dolu gözlerle tuvalime bakıyordu. Tuvalde bir orkide vardı. Orkide pek sevdiğim bir bitki değildi ama o an içimden orkide çizmek gelmişti. Morun bir çok farklı tonunu kullandığım bir resim olmuştu ve baktıkça insanın içi açılıyordu. Mor ağırlıktaydı ama aralarda beyaz ve sarı da kullanmıştım.
''Mükemmel gözüküyor. Bunu mutlaka okul sergisine koymalıyız.''
Her okul dönemi bitiminde okulda bir çeşit kutlama yapılırdı. Son sınıflar mezuniyet balosunda iken ara sınıflar içinde bu düşünülmüştü. Bu kutlama bir haftaya dağıtılırdı ve günlerin birisinde ise okul sergisi olurdu. Bu serginin amacı farklı yorumlanmaya son derece açıktı. Okul yönetimine sorarsanız, öğrencilerin desteklenmesi için organize edildiğini söylerdi.
Ama bana sorarsanız, sadece daha fazla bağış için organize edilmiş bir şeydi. Ve son 2 senedir benim resimlerimde sergide yer alıyordu. Ama pek bir bağış görememiştim. Gerçi resimlerimi sadece Aslı hoca istediği için sergiye koyuyordum. Resimlerimi insanların görmesi hoşuma gitmiyordu.
''Eğer başka bir şey yoksa ben çıkıyorum, izninizle.'' dedim resim çantamı toparlarken.
''Tabii çıkabilirsin. İyi dersler.''
Normalde 11.sınıf olduğum için resim dersi görmemem gerekiyordu. Ama burası özel bir okuldu ve zaten resim klubündeydim.
Resim benim için hobi olmaktan uzun süre önce çıkmıştı. Dışarıya vuramadığım duygularımı kağıda döküyordum. Ve insanlarda tuvallerimde ya da kağıtlarda bunu görüyordu. Dışarıya haykıramadığım her şeyi.
Bir alt kata indikten sonra dolabıma resim çantamı bırakmış ve yemekhane kartımı almıştım. Yavaş adımlarla yemekhanenin olduğu kata inerken adımlarım aceleleri olmadığı için yavaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiz Defteri (Düzenleniyor)
RomanceOkulun sessiz sakin kızı bir gün eskiz defterini düşürür ve defteri okulun popüler çocuğu bulur...