O eski Dağhan değil...
Zehra'nın cümleleri kafamın içinde cirit atarken olanları sindirmeye çalışıyordum. Zehra'nın son dediklerinden sonra Dağhan apar topar beni masadan kaldırmıştı. Ne ben ne de arkadaşları neler olduğunu anlamıştı.
Artık ikinci ihtimal resmen gerçekti. Yani eğer Dağhan mükemmel bir yalancı değilse.
Aslında bana aşık olması ya da hoşlanması beni heyecanlandırmıştı. Yalan yoktu. Ve ister istemez yüzümde salak saçma bir gülümseme oluşuyordu.
Peki ben? Ben ona karşı ne hissediyordum?
Bundan pek emin değildim ya da emindim ama bir şeylerden kaçıyordum. Bir şeylerden kaçtığım açıktı. Ama neden kaçtığımı bilmiyordum.
Bence güvenemiyoruz.
Botlarımı çıkarırken evi dinledim. Sessizdi. Her tarafta koliler, paketlenmeyi bekleyen eşyalar, paketlemek için gazeteler ve kağıtlar vardı.
Ev değişime hazırdı. Yeni bir aileye, yeni bir hikayeye, yeni seslere, yeni duygulara...
Peki biz?
Biz sonu kötü bitecek bir masalın sonunu değiştirmeye çalışıyorduk yapamayacağımızı bile bile.
O sesler yoktu artık; gözyaşları, klavye sesleri, kağıt sesleri, kağıda işkence çektiren kalemler, boyalar...
O duygular yoktu artık. Körelmiş, kurumuş, sonsuzluğa karışmış.
O aile yoktu artık. Parçalanmış, tanımsız bir denklem gibi.
Çantamı bıraktım koridorun ortasına. Salona doğru ilerledim. Dolaplarda bulunan her şeyi çıkarmıştık. Konsolun üzerinde albümler duruyordu. Onları akşam paketleyecektik.
En üstteki olanı aldım. 13.06.2006 - 13.06.2008
Hayatımın ilk iki yılı vardı bu albümde. Fotoğrafları anneannem çekmişti. Beni zaten anneannem büyütmüştü. Hatta bir zamanlar beni doğuran kişinin anneannem sanıyordum. Annemse bir yabancı gibi gelirdi.
Bir çocuğa annesi yabancı gibi gelir miydi?
İlk fotoğrafta annemin kucağındaydım. Muhtemelen doğalı birkaç saat olmuştu. Annem, ben ve babam. Babamın yüzünde hafif bir tebessüm, annemin yüzünde bitse de gitsek havası ve her şeyden habersiz bir adet ben...
Ne kadar güzel bir tablo değil mi?
Başka bir sayfayı çevirdim. 15.06.2006
Bu fotoğrafta anneannem ve ben vardık. Ellerimi yumruk yapmıştım, gözlerim kapalıydı. İstemsizce gülümsetmişti bu fotoğraf.
Hızlıca diğer sayfaları çevirdim. Bazılarında babam var ama annem yok. Teyzelerim var ama annem yok. Babamın akrabaları var ama annem yok.
Albümün kapağını kapatırken başımı arkaya doğru attım. Gözlerimi sıkarken kendime cevabını asla öğrenemeyeceğim soruları soruyordum.
Neden...?
Devamına getirebileceğimiz çok fazla seçeneğimiz vardı.
Başka bir albüm aldım. 13.06.2011-13.06.2015
Daha kalın, daha uzun aralıklarla çekilmiş fotoğraflar...
Fotoğrafların neredeyse hepsinde ağzım kulaklarımdaydı. Geri kalanlarda ise salya sümük ağlıyordum.
5 yaşındaki Sena'ya baktım. Tam olarak her şeyin farkında değil. Tek derdi anneannesiyle beraber Barbie bebeklerine kıyafet dikmek. Kendi başına yapmaya çalışırken eline batırdığı iğnelerle, yorgan iğnesiyle kıyafet dikmeye çalışıp küçücük kumaşı delik deşik eden o kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiz Defteri (Düzenleniyor)
RomanceOkulun sessiz sakin kızı bir gün eskiz defterini düşürür ve defteri okulun popüler çocuğu bulur...