BÖLÜM 6

46 11 1
                                    

Kaymamaya özen göstererek okula girdim. Tüm gece boyunca yağmur yağmıştı. Ve okulun girişi de ıslaktı.

Merdivenleri çıkarken kafam karışıktı. Sınavlar yaklaşıyordu ve bu beni geriyordu. Derslerde herhangi bir eksiğim yoktu ama genede huzursuzdum.

Sınıfa girdiğimde az kişi vardı. Erkekler telefonlarından oyun oynuyorlardı. Sırama çantamı bıraktım ve daha kış gelmemesine rağmen giydiğim montumu çıkardım.

Vücudumda demirin d'si yoktu.

İlk dersin kitaplarını çıkarırken sınıf dolmaya başlamıştı.

Son zamanlarda daha iyiydim. En azından bir uyku düzenim vardı.

Babam iki gün önce Amerika'ya gitmişti. Ve sanırım 3 hafta sonra gelecekti.

Annem ise yeni kliniği için çalışıyordu. 2. kliniğini açacaktı. Bu yüzden eve çok geç geliyordu.

Sınıftan içeri edebiyat hocamızla beraber tanıdık bir yüz girdi.

Kızıl saçlar, yeşil gözler...

O muydu?

Hadi ama...

Hocamız oturmamızı söylediğinde yanındaki kızla bakışlarımız kesişti. Kız bana gülümsüyordu.

"Bugün itibariyle yeni bir sınıf arkadaşınız var. Kendini tanıt tatlım.''

"Merhaba," Oydu.

"İsmim Nazlı.''

''Hey! O bebekle ben oynayacağım.''

''İlk ben aldım ama bana ne.''

Nazlı elimdeki bebeği almak için uzanırken geri adım atmıştım. Ama ayakkabımın bağcığına takılmış ve yere düşmüştüm.

Aslında canım acımamıştı. Ama çocuk aklı işte, düşmüştüm ve bu yüzden canım acımış olmalıydı. Ve ağlamaya başlamıştım.

Nazlı bana doğru eğilmişti.

''Niye ağlıyorsun ya! Senin yüzünden Mehtap öğretmen bana kızacak. Ayrıca poponun üzerine düştün. Popomuzda kemik yok bu yüzden canın acımadı. Numara yapma.'' demişti.

Bu konuşmaya bir doktorun şahit olmadığına şükretmeliydik.

Sonrada beni kolumdan tutup kaldırmıştı ve bebek için biraz daha kavga ettikten sonra ikimizde bebeğin yüzüne bakmamıştık.

Ve aklıma bir anı daha geldi.

''Ömer, sen neden Nazlı'nın saçını çektin?''

İlkokul birinci sınıftık. Sınıfın haşarı çocuğu olan Ömer, Nazlı'nın saçını çekmişti. Ve o gün Nazlı'nın annesi, saçını toplamıştı ve Ömer saçını çekince saçı bozulmuştu. Ve Nazlı da buna ağlamıştı.

Kankasının ağlamasına dayanamayan ben hemen olaya dahil olmuştum. Ona bunu neden yaptığını sorduğumda ''Canım istedi.'' demişti.

Ve bende onun kafasına vurmuştum. Söylemesi ayıp elimde ağırdı. Ömer acıyla kafasını tutarken ''Neden kafama vurdun?!'' demişti.

Omuz silkmiştim.

''Canım istedi.''

Geçmiş, yüzümde bir tebessüm oluştururken Nazlı, oturmak için benim yanıma gelmişti.

''Oturabilir miyim kahve suratlı?''

''Oturabilirsin kızıl kafa.''

Eskiz Defteri (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin