BÖLÜM 7

47 9 5
                                    

Uzun zaman olmuştu.

Zil çaldığı an Nazlı'yla birbirimize döndük ve sarıldık. Onu gerçekten özlemiştim. Onun yanındayken kendimi güvende hissederdim. Daima birbirimizi korurduk.

Nazlı'nın babası İngiltere'de iş teklifi aldığı için 6 sene önce taşınmışlardı. Bu tek arkadaşı Nazlı olan ben için büyük bir yıkımdı. Beni güldüren, kendimi değerli hissettiğim birisiydi. Beni anlardı, gözlerime bakarak neler hissettiğimi anında çözerdi. Onun gidişi, yıllardır yaşadığım depresif ruh halimin başlangıcıydı.

İlk başlarda internetten ve mektuplarla konuşuyorduk. Ama bir süre sonra ister istemez kopmuştuk.

Şimdiyse yeniden buradaydı.

''Uzun zaman oldu ha?'' dedi.

''Ama itiraf etmeliyim ki çok güzelsin. 6 sene sana kesinlikle yaramış.''

O her zaman böyleydi. Hep benim çok güzel olduğumu düşünür, kendisinin çok çirkin olduğunu düşünürdü.

Aynısını bende yapardım.

Ona 'ciddi misin?' der gibi baktım.

''Hadi oradan, yalancı.'' dedim.

''Benim bu okulda okuduğumu biliyor muydun?''

Gözlerini kaçırdı.

''Tamam, belki okulun Instagram hesabında seni görünce bu okula yazılmak istemiş olabilirim.'' dedi.

Gülerek ''Hadi itiraf et, bana aşıksın.'' dedim.

O da aynı şekilde cevap verdi.

''Sorman hata.''
=================
Ertesi gün Nazlı okula gelmemişti. Yeni evlerine taşınıyorlardı ve nakliye firmasıyla sorun yaşıyorlardı.

Bu yüzden her zamanki gibi öğle teneffüsünde eşyalarımla beraber arka bahçeye indim.

Kendimi iyi hissediyordum. Özellikle Nazlı'nın gelmesiyle yeniden doğmuş gibi hissediyordum.

Defterimden yarım kalan menekşe eskizini açtım. Aslında bitmiş sayılırdı. Beyaz kalemle ufak eklemeler yapmam gerekiyordu.

Boyamaya başladığımda bir şey deftere çarptı ve beyaz kalem, çizdiğim menekşe resmine boydan boya bir çizgi çekti.

Ağzım o şeklini alırken kafamı kaldırdım. Bana topu atan kişi yani Dağhan bana 32 diş sırıtıyordu.

Dağhan bana basketbol topu fırlatmıştı. Tekrar ediyorum, basketbol topu.

Ayağa kalktım ve basketbol topunu Dağhan'a fırlattım. Top Dağhan'ın omzuna çarptı ve yere düştü.

''Dağhan sen manyak mısın? Sen niye bana basketbol topu fırlatıyorsun? Beyinsiz misin sen?'' dedim.

Onun boğazlamamam için bana bir sebep söyleyin.

Eşek herif resmimi mahvetmişti.

''Hey hey sakin!'' dedi elleriyle kendini korumaya çalışırken. ''Amacım fırlatmak değildi. Sana doğru sektirecektim. Elimden kaçtı.''

Senin elinin ayarına tüküreyim ben.

Elimle alnıma vurdum.

''Bana yeni bir menekşe resmi borçlusun. Ayrıca neden bana doğru neden top sektiriyorsun?'' dedim.

Dağhan bana doğru birkaç adım attı.

''Bence bazı şeyleri sorgulamamalısın. Ve tanıdığım çok iyi bir çizer var. Bence o yapabilir.'' dedi.

Eskiz Defteri (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin