Defterim hâlâ yoktu.
1 haftadır defterim yoktu. Ve artık umudumu kesmiştim.
Bu bir haftada yeni şeyler olmuştu. Mesela anneannem bize kalmaya gelmişti. Anneannemle aramız çok iyiydi ve onun gelmesi beni çok mutlu etmişti. En azından o bir torunu olduğunu hatırlıyordu.
Ama annem ve babam konusunda pek gelişme yoktu. Hâlâ çok işkoliklerdi.
Günlerden pazartesiydi. Ve bugün resim dersimiz vardı.
Hocanın gelmesine birkaç dakika vardı. Defterimi çıkardım son çizimleri yapmaya başladım. Hızlı çizerdim bu yüzden çoğu kişi daha eskizi bitirmemesine rağmen ben boyama aşamasına gelmiştim.
Resmin ana konusu bir papatyaydı. Bir önceki derste çizmeye karar verdiğim papatyanın çizimi bitmişti. Elim çiçek çizmeye alışmıştı.
Çiçekler benim için çok şey demekti. Duygular, hisler, tehlike ve güven. Çiçeklerin çok şeyi anlattıklarına inanırdım. Bir insana çiçek alarak çok şeyi anlabilirdiniz bana kalırsa.
Ve aslında çizdiğim çiçekler benim ruh halime göre değişirdi. Eğer o gün iyiysem menekşe, orkide, papatya ya da nilüfer çizerdim.
Ama tam tersiyse zakkum ya da kendi çiçeklerimi çizerdim.
O sırada resim hocamız geldi ve yoklamayı aldıktan sonra neler yaptığımıza bakmak için sıraları dolaşmaya başladı.
Son çizimleri bitirmiştim. Çaktırmayın ama birazını evde yapmıştım.
Normalde bunu yapmamamız gerekiyordu ama yapmıştım.
Benim diğer sorunlarımdan biri mükemmeliyetçi olmamdı. Özellikle de okulda yaptığımız resimlerde. Sırf bu yüzden saatlerimi verdiğim bir sürü çizim çöp olmuştu. En iyisi olana kadar durmuyordum. Daha doğrusu duramıyordum.
İşte bu yüzden çizimi evde yapmıştım.
''Nasıl gidiyor Sena?'' dedi Aslı Hoca.
Etkilenmişti.
''Boyamaya başlayacağım.'' dedim elimdeki boya kutusunu sallarken.
''Evde yaptın değil mi?'' diye sordu.
Bakışlarımı kaçırdım.
''Bu seferliğine 'tamam' diyeceğim ama bir dahakine lütfen Sena.'' dedi ve diğer öğrencilere bakmaya devam etti.
=====================
Yazar'ın anlatımıyla''Neredesiniz siz? Bütün okulda sizi aradım.'' dedi İdil arkadaşlarının yanına giderken.
Teneffüstelerdi ve arkadaşları bahçedeydi. Tolga ve Hakan basketbol oynuyorlardı. Daha doğrusu topu birbirlerine fırlatıyorlardı. Zehra ve Dağhan da onları izliyor ve arkadaşlarına gülüyorlardı.
''Bir sorun mu var?'' diye sordu Zehra.
İdil koşmuş gibiydi. Nefes nefese kalmıştı.
''Dağhan'ın geçen gün bulduğu defterin sahibini buldum sanırım.'' dedi Zehra'nın yanına otururken.
Dağhan defteri arkadaşlarına göstermişti. Ve İdil de Sena'nın resim dersinde ki çizimlerini görünce defterin Sena'ya ait olabileceğini düşünmüştü. Çizdiği papatya, defterdeki bir çizime çok benziyordu.
"Kiminmiş?'' dedi Tolga.
''Sena diye bir kız. Bizim sınıfta.'' dedi.
İdil ve Dağhan dışında Sena'yı hiçbiri tanımıyordu.
''Koyu kahve, omuz hizasında saçları var, hafif dalgalı. Boyu hemen hemen benim kadar, zayıf. Tanımıyor olabilirsiniz, asosyal biraz.'' dedi.
''Şu her denemede ilk 3'e giren kız mı?'' diye sordu Dağhan. Aslında Sena'yı tanıyordu. Hemde olması gerekenden daha fazla tanıyordu.
''Evet, evet o. Defter yanında mı?'' diye sordu.
''Hayır, evde kaldı. Yarın getirir veririm.'' dedi Dağhan.
Aslı Hoca'ya bilerek vermemişti defteri.
''Bu konuda hallolduğuna göre, ee var mısınız bir maç yapalım?''
Hakan topu Tolga'ya doğru fırlattı.
========================
Servisten indiğimde havada hafif bir esinti vardı. Kış geliyordu ve tam bir kış kadınıydım.
Yazdan nefret ederdim.
Evin önüne geldiğimde anahtarımı çıkardım ve kilide soktum. Ama kapı kilitli değildi.
İçeriden bağırış sesleri geliyordu.
Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdiğimde anneannem ve annem tartışıyorlardı.
''... yazık günah bu çocuğa.''
Salona girdiğimde ikisininde bakışları bana döndü.
''Neler oluyor?'' diye sordum.
Anneannem sakin duruyordu ama annemin yüzü kızarmıştı. Bu onun sinirlendiğine dair bir işaretti.
''Annene biraz seninle ilgilenmesi gerektiğini söylüyordum. Bu ne canım? Sende Erhan da gömülmüşsünüz bilgisayarlarınıza etrafınızda neler oluyor bir habersiniz.'' dedi anneannem.
''Anne, Sena kocaman kız oldu. Onunla ilgilenmeme gerek yok. Ayrıca birilerinin bu eve para getirmesi gerekiyor. Sena ülkenin en iyi ama aynı zamanda en pahalı okullarından birinde okuyor. Bir metropolde yaşıyoruz. O para sular seller gibi bitiyor.'' dedi annem.
Sahip olduğumuz taşınmaz mülklerin evrakları üst kattaki kasada duruyordu.
Keşke tek sorunumuz para olsaydı.
''Kızım, Sena 60 yaşına da gelse onun her zaman ilgiye ihtiyacı var. Tıpkı seninde olduğu gibi. Onu geçtim bu kız ergen ergen. Kim bilir neler yaşıyor içinde? Ayrıca ben size çalışmayın demiyorum. Sadece bir kızınızın olduğunun farkına varın. Ben birkaç gün sonra gideceğim. Sonra neler olacak? Bu çocukcağız gene koca evde yalnız kalacak.'' dedi anneannem beni gösterirken.
Gözyaşlarım kendilerini belli etmeye başlamıştı.
Sanırım birisi gerçekleri yüzünüze vurunca acısı ikiye katlanıyordu. Kendinizi bir raddeye kadar kandırabilirdiniz. Sonra biri gelip o gerçekleri o kadar sert yüzünüze vuruyordu ki...
Hadi gidelim.
Onları salonda bıraktım ve çantamla beraber odama çıktım.
Canım ders çalışmak istemiyordu. Sadece çizim yapacaktım.
=======================
Saatler sonra...Telefonuma gelen bildirimle uykumdan uyandım. Hava kararmış, saat 10'u geçiyordu. Yatağımın üzerinde çizim yaparken uyuyakalmıştım.
Yaklaşık 5 saattir uyuyordum. Ellerim kıpkırmızıydı çünkü portrede kırmızı kullanmıştım. Ve sanırım biraz abartmıştım.
Hem ellerimi yıkamak için hem de şu içmek için odamdan çıktım. Ev sessizdi. Anneannem yatmıştı. Babamın ve annemin odalarının ışıkları yanıyordu. Önce mutfağa geçtim.
Atıştırmalık bir şeyler hazırladım ve su içtim.
Ellerimi yıkamaktan vazgeçtim. Bana bazı şeyleri hatırlatmaları gerekiyordu. Hem ilham da verirledi.
Odama çıktım ve çizime devam ettim.
Gene ben vardım ama bu sefer berbat bir haldeydim. Gözlerimin etrafı kıpkırmızıydı. Aynı zamanda gözlerimden yaş yerine kan akıyordu. Boynumda ince kan çizgileri vardı. Burnum kırmızıydı.
Bunu nasıl çizdiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece kalemi ve defteri almıştım o kadar.
Sabaha kadar çizimle uğraştım. İstediğim gibi oluncaya kadar durmadım. Arada tekrar uyuyakalsamda çok fazla uykum yoktu.
Okul için hazırlanmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskiz Defteri (Düzenleniyor)
RomanceOkulun sessiz sakin kızı bir gün eskiz defterini düşürür ve defteri okulun popüler çocuğu bulur...