BÖLÜM 11

32 7 4
                                    

Yazar notu: Sena'nın fazla depresif biri olduğunu düşünebilirsiniz. Aslında öyle ama bu kız anne ve babası tarafından umursanmıyor ve sevilmiyor. Anne ve babası ona hiçbir zaman 'Aferin, ellerine sağlık, çok güzel olmuş.'' demediler bu yüzden ona göre her şey kusursuz olmalı. Ama aslında kusursuzun ne olduğunu da bilmiyor. İçindeki o ses susana kadar çiziyor.

Kendini, kendi sorunların küçümsüyor bunun sebebi gene anne ve babası tarafından umursanmaması. Umursanmadığı için umursanılmaya değer biri olmadığını düşünüyor.

Sena yaralı bir kız ve onu biraz olsun anlamaya çalışın...

Dağhan'ın arkadaşlarıyla pazartesi günü tanışacaktım. Günlerdense cumartesiydi ve babamla ev geziyorduk. Evet, doğru duydunuz.

Son günlerde yaşanan şeyler beni çok şaşırtıyordu.

Babam birkaç ilan bulmuştu ve teker teker ilanlarda bulunan evleri geziyorduk.

En büyük avantajları hepsinin okula eski evimizden daha yakın olmalarıydı. Böylece servise gerek kalmayacaktı.

''Ne dersin Sena?'' dedi babam.

Gezdiğimiz ev triblex idi. Yani ekstra olarak birde bodrumumuz vardı. Ev ferah ve odaları genişti. İyi ışık alıyordu ve bana güzel hissettirmişti.

''Beğendim ama az önceki odayı ben istiyorum, o terasta Nazlı'yla muhteşem pijama partileri yapabiliriz.'' dedim ellerimi belime koyarken.

Nazlı'yla favori aktivitemiz pijama partisi yapmaktı. Bazıları kazasız belasız geçerken bazılarında ise evi bi' başımıza yıkmadığımız kalmıştı.

Bir keresinde, biz ortaokuldayken, Nazlı'yla yaptığımız bir pijama partisinde işler biraz karışmıştı.

O gece annem ve babam evde olmayacaklardı. Ve bizde, 12 yaşındaki iki velet olarak, pijama partisi için o günü seçmiştik. Gece yarısına doğru uykumuz gelmeye başlamıştı ama bir anda gelen enerji patlamasıyla kendimizi Latin Amerika şarkılarıyla dans ederken bulmuştuk.

İşin kötü tarafı, bütün site uyurken biz sesin ayarını kaçırmıştık. Üstüne birde bağıra bağıra şarkılara eşlik etmiştik. Ve bizim 'biricik' komşularımız kapıya dayanmışlardı. Haklı olarak.

E yani gecenin üçünde sizi yoğun geçen bir günün ardından uykunuzdan uyandıran şey son ses açılmış Waka Waka'ysa bence sizde kapıya dayanırdınız.

Tabii biz bu durumdan korkup gidip yatağımın altına girmeye çalışınca birde üstüne sıkışmıştık.

O sırada ne düşündüğümüzü gerçekten merak ediyorum. İki tane 12 yaşındaki kız, nasıl bir yatağın altına sığabilirlerdi ki?

En sonunda, komşular annemle babamı aradıklarında telefonu açmamışlardı. Bu yüzden de, numaraları nereden buldukları hakkında gram fikrim yoktu, Nazlı'nın anne ve babasını aramışlardı. Sonrasında ise bol bol azarlanmıştık.

Yani, zor bir geceydi. Aynı zamanda da trajikomik ya da ne derseniz.

Nazlı'yla bir araya geldiğimizde çoğunlukla başımıza hep bir şey gelirdi. Ve bunları sebebi çoğunlukla Nazlı'nın ortaya attığı garip şeylerdi. Başta karşı çıkıyordum ama o 'olağanüstü kabul ettirme teknikleri' ile planına beni de ortak ediyordu.

Bence herkesin böyle bir insana ihtiyacı vardı.

''Tamam, sen nasıl istersen. Hadi, emlakçıyla konuşalım.''
------o------o------o------o------o------o------o------

Eskiz Defteri (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin