Herşeyin Başlangıcı

631 30 65
                                    

EVET MAL YAZARINIZ İŞ BAŞINDA GECELERİ SAATLERCE MÜZİK EŞLİĞİNDE KONU DÜŞÜNÜRKEN NİHAYET BİR TANE BULDUM PEK BİR FİKRİM YOK AMA DENİCEM UMARIM SEVERSİNİZ 💋

TUTSUN VE BOL BOL OKUYUN DİYE BÖLÜMLERİ UZUN YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM BİN KELİME KADAR  💗

*Bu sefer ana karakter yani siz anlatıyorsunuz*

*Ana karakter: Ansel (siz)*

Lets go babyy

----------°•°~

Sadece sokak lambalarının aydınlattığı karanlık gecede onun yüzünden kaybolduğumuz aptal arkadaşım Bernadette -kısaca Berna- ile yürürken artık resmen kaybolduğumuza emindim. Berna yanımda bezmiş bir halde yürürken en sonunda pes edip sokak lambasının altına oturdu,

"Sanırım kaybolduk Ans." evet ve bu onun suçuydu! "Sana taksi çağıralım demiştim en başında. Beni dinlemiyorsun. Ve şimdi yıllardır yaşadığımız Berlin'de kaybolduk!" dedim sitem ederek. Bu karanlık ve ıssız yerde de kalmak pek iyi bir fikir değildi. Homurdanarak onu yerden kaldırdığımda eliyle sağ taraftaki sokağı gösterdi,

"Bir de bu taraftan şansımızı deneyelim." İyice kaybolacakmış gibi bir his vardı içimde ama başka şansımız yoktu. Bu yüzden peşine takıldım ve sağ taraftaki sokağa girdik. Uzun süre ilerlerken sinirle ofladım,

"Kaybolduk işte n-" sözüm bitmeden hızla eliyle ağzımı kapadığında sorarcasına ona baktım. Berna ileri, benim o açıdan göremediğim yere bakarken şok içinde eliye ağzını kapadı ve heyecanla yerinde zıpladı,

" Ans aman tanrım! Şuraya bak!" Eliyle duvarın diğer tarafını gösterirken heyecandan yerinde duramıyordu. İlerleyip kenardan o tarafa baktığımda neden bu kadar heyecanlandığını anlamıştım; şehrin mafyaları olarak tanınan tehlikeli çete tam oradaydı. Ve Berna tamda bir çılgın fangirldi. Bu şehirde onları tanımayan yoktu, bu yüzden bende biliyordum ama Berna ya da diğer çoğu insan gibi onları sevdiğim söylenemezdi.

Berna'nın neden böyle mafya, korkunç, tehlikeli tipleri deli gibi sevdiğini anlayamıyordum, bence aptallıktı.

"Sessiz ol, bizi görecekler." diye fısıldadım ve tekrar o tarafa baktım, sanki bir kadın görmüştüm ama emin olamadım. Berna'nın kolunu tuttum, "Gidelim buradan." ama şu andan sonra Berna'yı götürmem imkansızdı. Onlar, Berna'nın en büyük tutkusuydu. Oraya gitmek istediği için elimden kolunu kurtarmaya çalışırken sertçe kendini çektiği için onu bırakmamla sokağın ortasına düşmesi bir oldu.

Kahretsin. Sertçe ve bana göre biraz komik bir şekilde yere kapaklandığında otomatik olarak ona doğru koşup yanına geldim ama hepsinin bize baktığını fark edince durdum. Dördü de bizi fark etmişti.

Berna'yı ayağa kaldırırken öfkeyle söyleniyordu, "Kahretsin! Neden bu kadar sakarım? Böyle olmamalıydı ya, of."

Adının Bill olduğunu bildiğim adam, yerden kalkan Berna'ya baktı, sonra da bana. "Gizli misafirlerimiz varmış." Berna nihayet ayağa kalktığında bizi öldürmemeleri için dua ediyordum. Berna'nın sertçe koluna vurdum,

"Sakar arkadaşım adına özür dilerim. Hiçbir şey görmedik, her ne yapıyorsanız lütfen devam edin." korkudan saçmalamıştım galiba. Berna'yı çekmeye çalıştığımda gelmiyordu tabiki. Adı Bill olan kısık sesle güldü,

"Gitmek istemiyor sanki?" Bunu çok iyi biliyordum. Ama burada rahatsız hissediyordum, Berna'nın tersine. Bu sırada yandaki arabanın yanında zemine oturmuş, -ya da oturtulmuş- ağlayan kadını yeni fark etmiştim. Bu az önce gördüğüm kadındı, sarı saçlı, yeşil gözlü gayet güzel bir kadındı. George denen çetenin bir diğer üyesi bize döndü,

İTAAT ET, HAYATTA KAL / TOM KAULITZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin