"Medeni iki insan gibi konuşmak için tabi ki, hadi konuşalım."
Edward, maskesinden dolayı kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılmayan Wesley'e baktı.
"Seni yakalayacağım biliyorsun değil mi ?" dedi Edward.
"Merakla yakalamanı bekliyorum emin ol."
"Peki merak ediyorumda şu an sana atlamamamın veya buraya gelmeden etrafını sardırmayacağım fikrine nasıl kapıldın ?"
Bunun üzerine Wesley kendine bağladı patlayıcı maddeleri gösterdi. O patlayıcı maddeler ise aşağıdaki diğer patlayıcıları tetikleyecekti.
"Çünkü böyle bir şeye kalkışırsan Havgard'ın en büyük intihar saldırılarından biri gerçekleşmiş olacak."
Bunu gören Edward iç çekti ve "Aptalca bir şey yapayım deme." dedi.
"Sende öyle."
"Ak Kardeşliğin başı sen misin ?"
"Evet öyleyim."
"Peki neyi amaçlıyorsun ?"
"Böyle soru cevap olarak mı gidicez ?"
"Ne hakkında sohbet edelim isterdin sanat hakkında falan mı ?"
"Sen kendine adalet diyorsun ya sen adalet değilsin. Adalet benim, adalet birilerinin söylediği şeyleri yapmak değildir adalet gerçekte sokaklarda adaleti sağlamaktır ve onları korumaktır."
"Bunları madde satarak mı sağlıyorsun ? Askerleri öldürerek mi ?"
"Zevk düşkünü zenginlere maddeler sattım ve tekrar yapacağım. Krallığınızı soydum ve tekrar yapacağım. Kendi siyasi güçlerini kullanarak kendini bir şey sananlara kendi yöntemimle cezasını verdim ve bundan keyif aldım."
"Bu yaptıkların bir çözüm değil. Gel ve derdini söyle bir yardım al ve düzgünce bu işin üstesinden gelelim."
"Hayır hayır sizin krallığınızın buraları umursadığı yok emin ol. Tek yaptıkları hırslarıyla savaş açıp insanların kaderiyle oynamak. Yakın bir zaman geldiğinde çok büyük birisi olacağım ve o zaman kendini bir şey sananları halletmem zor olmayacak. Belki tüm haneleri düşürüp hepsine kendimi bağlı ederim ve böylece ne fakirlik kalır ne aptal savaşlar ne de aptal insanlar."
"Hırsların seni köreltiyor, bunun başka bir sürü yolu varken sen bunu seçtin ve şimdi kendi yükselmenden bahsediyorsun."
"Herkesin dünyası aynı değil Edward, sen hayatında hiç acaba bugün açlıktan ölecek miyim diye düşündün mü ? Bölgenin kaynakları hiç acımasızca söndürüldü mü ? İnsanlar açlıktan ölürken krallığınız nerdeydi ? İmparatorların hamlelerinin cezasını halktan çıkardınız. Bende şimdi sizden çıkaracağım."
Bunun üzerine Edward biraz düşünmüştü.
"Geçmişte yaşanan birilerinin hataları telafi edemem belki ama gelecekte oluşacak hataların düzeltilmesini sağlayabilirim. Ama sen illa intikam diyorsan kusura bakma ama krallığı bozmana izin veremem."
"Bana katılmanı isterdim ama sen sanırım bağlılıklarını terk edemeyeceksin. Birbirlerini yıkmak için savaşan o insanların sözünü dinlemeye devam edeceksin."
"Ortada bir barış var ve herkes hanesine en iyi şekilde bakmaya çalışıyor. Senin kaosunu bu diyara getirmeyeceğim."
"O halde ilk oyun başlar Edward, ama gitmeden sana son bir sorum olucak. Kralınımı kurtarırdın, kardeşini mi ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennet Fırtınaları
FantasyHavgard'da her şey normal giderken beklenmedik bir takım ölümler sonucunda haneler arası çatışma, tarikat ayaklanmaları ve intikamcılar ortaya çıktığında bundan faydalanacak olan bir düşman uzun zaman sonra geri dönecektir...