10

2.6K 137 6
                                    


nil öztürk

bora'nın beni dürtmesiyle uyandım. zilin çalmasına iki dakika kalmıştı.

son derse kadar uyumuştum.

yuhhhh.

gözlerimi ovuşturarak önümdeki telefonuma baktım. bora getirmişti. telefonumu açarken ilgimi sıramın üstüne yazılmış not çekti.

'çıkışta beni bekle
-aksel'

şaşkınca yazıya bakmaya başladım. aksel'in yazısı ne güzeldi.

zil çaldığında kapının önünde aksel'i beklemeye başladım. elinde kaskı, sırtındaki çantasıyla sırıtarak bana doğru geliyordu.

"selam." dedim. gülümseyerek "nasıl oldun?" diye sordu. "daha iyiyim, teşekkürler." dedim.

birlikte okuldan çıktığımızda aksel kaskını bana taktı. şaşkınca ona baktım. zaten yeni uyandığım için ayrı bir salaktım.

"nereye gidiyoruz?" dedim. "seni eve bırakacağım." dedi. "nasıl yani?" dedim anlamsızca. "çantan çok ağırdı e benim de motorum varken neden bırakmayayım ki dedim."

"eve gitmek istemiyorum." diye mırıldandım. ilgiyle bana baktı. "nereye gitmek istersin?" dedi. "bilmiyorum, ev hariç her yere gitmek istiyorum." dedim. aksel gülümsedi ve "tamamdır." dedi.

ardından motoruna bindim. aksel hızlandıkça aksel'in belindeki ellerimde sıkılaşıyordu.

"biraz yavaşla!" diye seslendim. aksel sağ şeride geçerek fren yaptı. soluk soluğa kalmıştım. hemen kaskımı çıkartıp, "iyi misin?" dedi.

sence?????

"çok hızlı sürüyorsun!" dedim sitemle. "üzgünüm nil. seni korkutmak istemedim." dedi pişmanlıkla.

"tamam, sorun yok." diye mırıldandım. "ellerini belime sar." dedi.

dediğini yaptım. bu sefer daha yavaş sürüyordu.

beni evimin yakınlarındaki bir kafeye getirmişti.


5.10.23'

her gece|texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin