41

13.9K 783 110
                                        

41 kere maşallah yani kuşlarım benim

***

Tam anlamıyla sinirden kuduruyordum şu anda. Alex'e olan sinirimden değil, Rose'un yüzsüzlüğü yüzünden sinirleniyordum.

Yav, bu adamın bir sevgilisi var beğendiği biri bir insan evladı dimi? Ama illa bi terslik olacak ya en çiyanı da bana denk gelsin.

"Abla bi sakin ol ya, kaçıncı tur bu mola odasında attığın? Halı eskidi yeminle. Otur artık." Nil'e sinirle baktım.

"Benim burada içim yansın sen hala halı derdindesin. Benim bedenim de sağ değil bundan sonra. Anlamıyor musun?"

"Abla bu magazincilerin işi bu zaten, abartmak. Belki  Rose sokuldu dibine Alex de bişey vardı aklında ona güldü? Olamaz mı yani?"

"Alex öyle bir şey yapmaz, ben bunun farkındayım. Ama o Rose yellozu bulduğu her fırsatı değerlendirme peşinde. Adamın sevgilisi var! Sev-gi-li-si! Ne haddine ya!" Tam bişey diyecekken gene ben konuştum.

"Hadi tamam dünyanın en masum insanı Alex, insan bir mesaj atar bi sorar napıyorsun der tamam bende arasın konuşalım demiyorum ama o ortama girdi ve ben yok! Nerdeyim ben! Paraşüt mü açtım attım kendimi! Ona da az kaldı!"  Derin bir nefes aldım.

"Orada saat gece yarısını geçti uyudu belki, olamaz mı? Daha haberi bile görmemiştir uyuduysa."

"İyi geceler yazmaz mıydı uyusa bi bakmaz mıydı bunca saat bu kız ne çalmış ne oynamış? Nida Cabbar oldum iyice."

Sevdiğin adam başkasına gülmüş dayanabilirsen dayan Nida Cabbar.

Nil'in ufak kıkırtısını duydum bende biraz güldüm.

En sonunda kendimi mola odasının yumuş yumuş koltuğuna attım. Dehşet derecede uykum vardı.

"Abla istersen ben Emir Beyi çağırayım Dahiliye'den, sen biraz uyu neredeyse iki gündür ayaktasın, yoksa üç mü?" Sonrası yoktu. Sanırım üç gündür hem fiziksel hem de ruhsal olarak yorgunluğumdan olsa gerek anında dalmıştım.

Uyandığımda mola odasındaki koltukta değil, evimde yatağımın üstünde ve göğsümde bir kafayla uyanmak bana da sürpriz oldu.

Alex miydi o? Yandan da tam seçemedim. Saçmalama istersen Nida kim olacak ondan başka?

Yandaki duvarda olan saate baktım. En son saat 7.24tü, 8de nöbet bitiyordu. Ve saat şuan öğlenden sonra 8'e geliyordu. Yuhtu. Ben bayılmışım hatta ölmüşümdü.

Kollarını  öyle sıkı sarmıştı ki belime, sanki bir daha sarılamazmış gibi, bırakmak istemiyor gibi. Çok masum uyuyordu. Bu kadar güzel görünürken o kirpiklerini saymak istedim.

Sonra tüm büyüyü bozacak bişey oldu. O fotoğraf geldi aklıma. Saçlarındaki elimi çektim ve sertçe omzuna vurdum. Nerdeyse sıçrayarak uyandı. Tam vurmak için elini kaldırken beni gördü ve rahatlayıp geri bıraktı kendini bedenime.

Dürttüm biraz. "Kalkar mısın?" Bunu dişlerimi sıkarak söylediğim için naziklikten uzaktı. 

Çenesini karnıma koydu ve biraz doğruldu. Ama kollarını daha sıkı sardı. "Yoo?" Yanaklarını mıncırma fikri, defol git kardeşim.

Olabildiğince sert tuttum bakışımı. "Neden buradasın?"

"Senin mesajını anca eve geçince gördüm, olanları açıkladım ama cevap vermedin. Aradım Nil diye bir kız açtı, sanırım Nil'di. Senin bayıldığını ve şu an acilde uyuduğunu söyledi." Bayılmışım derken şaka yapmıştım amına koyayım.

OPİA (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin