Heeseung yavaş ve acelesiz adımlar ile yanına gitmişti hekim Jake'in. Odasına geldiğinde kapıyı saygıdan iki kez tıklatmış ve açarak içeri girmişti. Jake'in yanında Jay de vardı. Heeseung asla onların ilişkisini anlamıyordu. Birbirlerini seviyor gibiydiler ama ruh eşlerini bulamamışlardı henüz.
Heeseung'ın odaya girdiğini fark eden Jay hemen Jake'in yanından kalkmıştı. Hem onlara müsaade etmek hemde Kral Riki'nin yanına gidebilmek için çıkmıştı odadan. Çıkmadan önce Jake'in dudaklarını öpmeyi de ihmal etmemişti tabii.
"Seni dinliyorum hyung."
Jake rahatsızca hareketlenirken Heeseung dolapları karıştırıyordu. Normalde baskılayıcı ilaç kullanmadığından nerede olduğunu da bilmiyordu. Şuan eşlendiğinden ve kurdu krala ihtiyaç duyduğundan fazla feromon salgılıyordu. Bunu Jay'in çıkarken ki yüz ifadesinden de anlamak zor değildi.
"Asıl ben seni dinlemeliyim! Ne zaman eşlendiniz? Mühürledi mi seni?"
Hâlâ ilaçları bulamamış olmasının verdiği bıkkınlık ile ofladı Heeseung.
"Feromon baskılayıcı ilaçlar nerede?"
Jake onun bu hallerine oldukça şaşırıyordu çünkü kardeşi oldukça değişmişti, iki günde. Kral ile yanyana dahi gelmek istemezken şimdi eşi olmuştu. Onunla yatıyordu. İlaç kullanmazken artık baskılayıcı arıyordu. Sesine yansıyan şaşkınlığı ile konuştu.
"Olduğun yerin sağında kalan dolapta ikinci rafta birkaç paket var benim hazırladıklarımdan."
Heeseung farklı formlarda hazırlanmış olan ilaçlardan çay olanını aldı ve bardağına döktüğü sıcak suyun üzerine ekleyerek demlenmesini bekledi. O bütün bunları yaparken Jake ona bakıyordu şaşkınlıkla.
"Tadı güzel mi bari?"
"Pek değil hap olanı alsaydım keşke."
Heeseung omuz silkmiş ve yanına bacaklarını altına alarak oturmuştu Jake'in. Jake sert davranarak bir yere ulaşamayacağını anlayarak sesini düşürdü ve konuşmaya başladı.
"Ne zaman eşlendiniz Kral Riki'yle?"
Heeseung çayını yudumlamaya devam ederken cavapladı onu.
"Aslında Riki'nin eşlendiğini öğrendiğimiz gün öncesinde, gece yani, eşlenmiş kurtlarımız. Sabah Jay bizi aldığında da Riki benim kokumu alarak anlamış zaten."
'Ona Riki diyor' diye geçirdi Jake içinden. Birbirlerine hemen alışmış olmalarına şaşırmıştı. Kardeşi ondan nefret ederdi nasıl bu kadar hemen ısınmıştı?
"Sen nasıl anladın eşlendiğinizi?"
Heeseung'ın eli sol bileğindeki Frezyalara gitti o an. Eli yavaşça üzerinden geçerken parlamışlardı. Riki de kendi çiçeklerine dokunuyor olmalıydı.
"Çiçeklerim çıkmıştı aslında ama herhangi bir eşe ihtiyaç duymamıştı vücudum bu yüzden de sana bir şey diyemedim."
"Anlıyorum.... Mühürlemedi değil mi seni?"
"Hayır hyung önce birbirimize alışmamız gerektiğini yoksa bunun çok büyük sorunlara yol açabileceğini biliyorum."
"Aferin benim kardeşime."
Heeseung çayı zorla da olsa bitirmiş ve kalakarak bardağını dolapların yanına bırakmıştı. Yeniden Jake'in yanına dönerken aklını kurcalayan o şeyi sordu.
"Senin yani sizin?"
"Jay ile mi?"
"Evet."
Jake derin bir iç çekti ve Heeseung yanına oturduğunda devam etti.
"Yani bilmiyorum ki hiç Heeseung. Seviyorum ondan da o hissi alıyorum o da seviyor ama geri çekiliyoruz ikimizde çünkü hâlâ eşlenmedik neyin ne olacağını bilemiyoruz ki."
"Hiç tanımayıp sevmediğin biri ile eşlenirsen?"
"Sende Kral Riki'yi tanımıyordun?"
"Öyle ama"
Heeseung söylecek bir şey bulamamış başını eğerek susmuştu.
"Sorun değil Heeseung, kurdunun kimi seçeceğini bilemezdin."
Heeseung, hâlâ konuşmaya devam etmediğinde Jake eğilmiş ve başını kaldırmıştı onun.
"Heeseung? Gözlerin dolmuş ne oluyor?"
Jake ondan cevap beklerken hekim odasının kapısı büyük bir gürültü ile açılmıştı. Kral Riki büyük bir öfke ile Jake'e bakıyordu.
*Aynı zamanda Kral sarayında Delta ve Jay*
Jay, Jake'in odasından çıktıktan sonra mutfak bölümüne giderek birkaç bir şey hazırlanmasını ve Kral Riki'nin sarayına götürülmesini istemişti. Mutfak alanından çıkıp doğru deltanın sarayına gitmişti.
Delta çoktan üzerini değiştirmiş yeniden hazırlanmıştı. Hafif nemli saçları ile sarayın diğer tarafında kalan yataktan uzakta ki oturma köşkünde dinleniyordu. Çoktan Kral yardımcıları gelmiş odasını temizliyordu bile.
"Gerçekten sende baskılayıcılar alsan iyi olur Riki. Kokun bütün odada ya da sen bilerek salgılıyorsan da feromonlarını geri çek."
"Omega'nın kokusu gitsin diye yaptım."
Jay bu cevaba oldukça şaşırmıştı. Birbirlerine alıştıklarını düşünmüştü.
"Neden?"
"Kokusu gitsin diye Jay. Fazla güzel kokuyor yoksa her an yenımda isterim onu."
Gülerek cevap vermişti bu sefer Jay.
"Birbirinize çabuk alışacağınızı söylemiştim."
"Öyle oldu gerçekten, ona karşı gelmek de mümkün değil zaten o... o çok güzel."
Deltanın eli sol körüklerine begonyalarına gitti o an. Eli yavaşça üzerinden geçerken parlamışlardı. Omega da kendi çiçeklerine dokunuyor olmalıydı.
"Mühürlenmenize fazla zaman kalmadı o zaman?"
"Öyle görünüyor yine de Omegaya sormadan bir şey yapamam ama ruh eşimin o olduğunu herkes bilmeli."
"Haklısın bir tören düzenlemesi yapalım."
Delta o kadar hızlı kalktı ki yerinden Jay bile irkildi.
"Jay! Omega nerde?"
"Başhekim Jake'in yanında."
Herhangi bir cevap vermeden yüzünden okunan sinir ve öfkesi ile başhekimin odasına gidiyordu şimdi. Kapı büyük bir gürültü ile açılırken Kral Riki büyük bir öfke ile Jake'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omegaverse | Heeki
FanfictionEğer iki eş birbirini bulursa onlar hiç istemese de kaderleri onları bir araya getirirdi. Birbirlerinden nefret etmeleri anlamsızdı. Kader çoktan onlar için yeniden yazılıyordu. Yan shipler || SunSun ve JayKe