3

180 24 17
                                    

Kollarım ve yanağım morluklar içindeyken namjoon'u biraz hırpaladım, şimdi ise sınırdaydım ve ileride olan askerlere bakıyordum.

Yutkundum ve saçlarımı dağıtıp koşmaya başladım, tanrım lütfen inansınlar, lütfen.

Onlara yaklaştığımda kılıçlarını çıkardılar, kendimi yere atarak öksürdüm.

"Lütfen yardım edin"

Birinin ayağına tutunduğumda eğilerek bana baktı.

"Ne oldu sana"

Gözlerim doldu ve sesim titredi.

"Beni öldürecekler, yardım edin lütfen"

"Tamam, sakin ol"

Kafasını kaldırıp yanındaki adama baktığında diğeri kafasını salladı.

"Kralın görmesi gerek"

"Ahh pekala"

Bana dönerek kollarımı tutup kaldırdı.

"Gel"

İlerlediğinde konuştuğu adamda geldi, çadır gibi bir şeyin içine girdik, beni oturttu.

"Jimin battaniye veririmisin"

"Al"

Battaniyeyi bana verdiklerinde alarak üstümü örttüm, jimin denen adam bana baktı.

"Açmısın?"

"Hayır, su alabilir miyim"

Kafasını salladı ve yanda duran sürahiden bardağa su doldurup uzattı.

"Kook sen burada dur, ben arabayı hazırlayayım"

"Tamam"

Kook karşıma oturdu.

"Yemek istemediğine emin misin?"

"Evet, teşekkür ederim, yardım ettiğiniz için"

"Sorun değil, neden seni öldürmek istiyorlar?"

"Ben.. Ben babamı öldürmeye çalıştım"

"Babanı mı?"

"K-kral, lütfen beni geri vermeyin"

Kalktığımda kollarımı tutarak oturttu, gözlerim doldu ve yanaklarım ıslandığında kafasını salladı.

"Seni vermeyeceğiz, ağlama"

Mendil uzattığında aldım.

Jimin geldiğinde beni kaldırdı, çadırdan çıktık, ben arabanın içine geçtiğimde onlar karşıma oturdu, jimin bana eğildi.

"Biraz uyu, sabaha anca varırız"

Kafamı salladığımda güldü, uzanarak gözlerimi kapattım ama uyuyabileceğimi sanmıyordum, yorgunluk beni sardığında tek duyduğum kook' un konuşmasıydı.

"Ateş krallığının prensi ymiş"

/

sope : LossHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin