Sabah erkenden uyandırıldım, taehyung dolaba gitti.
"Kahvaltı vakti, bunu giy"
Beyaz bir hanbok çıkardığında esneyerek kalktım, lavaboya giderek işlerimi bitirdim ve hanbok'u alarak giyindim, saçlarımı taradım.
Dışarı çıktığımda jimin ve jungkook bana baktı, ilerlediğimizde jimin bana döndü.
"Sakın onu kışkırtma"
"Ne alaka?"
"Bilmem orasını, sabahları sinirli oluyor, kelleni alır vallah"
Kafamı salladığımda salona girdik, yemeğini yiyordu, taehyung sandelyeyi gösterdiğinde yutkundum ve oturdum.
Tabağıma bir kaç şey koydum, sessizce yedik,kalktığında ona baktım, bana siyah, küçük gözlerini çevirdiğinde yutkundum, bir şey söylemeden gittiğinde kalbim hızlı atışından ağrımıştı.
Yutkunarak bardaktaki suyu içtiğimde taehyung güldü.
"Cesarete bak lan, direkt gözlerine baktı"
Jimin ve jungkook güldüğünde göz devirdim, ben nasıl ona yakın olacaktım?
Bir şeyler düşünmeliydim, taehyung'a baktım.
"Ona bir kaç şey sorucaktım da, ne zaman sakin olur?"
"Öğle yemeğinde konuşabilrsin, erken uyanmayı sevmediği için bir kaç saate anca kendine geliyor"
Kafamı salladım ve kalktım, jungkook bahçeye götürdü beni, üçümüz ilerliyorduk.
İleride güzel çiçekler görünce o tarafa gittim.
"Çok güzeller"
"Onlar lale,anadolu topraklarından getirtildi, bir lale soğanı bir eve eşit miktarda para verildi"
"Ama bu bir çiçek, nasıl o kadar pahalı olabilir ki?"
"Sadece anadoluda bulunuyor, o yüzden pahalı"
"Anladım"
Çok güzel ve bir sürü renk vardı, pembe olana nazik bir şekile dokundum ve geri çektim elimi.
Jungkook ve jimin yanımdan çekilince onlara döndüm, yoongi'yi görünce yutkunmadan edemedim.
Kalktığımda yanımda durdu.
"Ne yapıyorsun?"
"Ç-çiçeklere bakıyordum"
Kafasını salladı, ilerlediğinde peşinden gittim.
"Çok sinirli görünüyorsun "
"Sinirli değilim"
Kafamı salladım, ne konu açabilirdim ki? Konuşunca onu dinledim.
"Neden babanı öldürmeye çalıştın?"
"Beni sürekli aşşağılıyor, bende dayanamadım"
"Aşşağılamak derken?"
Sessiz kaldığımda bana baktı, yutkundum ve ellerimi kenetledim.
"Eşcinselim"
"Bu aşşağılanacak bir şey değil"
"Bilmiyorum"
Kızardığımı hissediyordum, kafamı eğmiş yere bakarken elini çeneme koyarak kafamı kaldırdı.
"Bu utanılıp aşşağılanacak bir şey değil, aklında olsun"
Kafamı sallağımda elini çekti, yürümeye geri döndük, siktir heyecandan kalbim patlayacaktı.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : Loss
Fanfiction"Sen kendine doğru mu diyorsun. Krallığımı yıkıp yaktın, şimdi kelleni alsam ne yapabilirsin ki?" "İsteseniz de yapamayacağınızı bilmemeniz ne komik kralım"