Akşam yemeğinden sonra namjoon beni kenarı çekti, yutkundum ve onu dinledim, etrafa baktıktan sonra bana döndü.
"Babam ne zaman harekete geçeceğini söylüyor"
"Yeni bana güvenmeye başladı"
"Hızlı olsan iyi olur, orduyu hazırlamış"
"Uğraşıyorum, bu benim elimde değil"
"İpleri eline alsan iyi edersin hoseok, sonuçlarına katlanmak istmezsin"
Hırslı gözleri beni yerime sindirirken beni yalnız burakıp gitti.
Kendimi yoongi' ye ve bu aptal rüyaya çok kaptırmıştım, eskiye dönme vaktiydi.
Silkelenip odasına doğru gittim, kapıyı çalmadan içeri girdiğimde kitap okuyordu, bana döndüğünde kitabı elinden alarak kucağına oturdum.
Belime sarıldığında dudaklarını öptüm, karşılık verdiğinde ellerim uzun, sarı saçlarına gitti, çekiştirdiğimde belimdeki kolları sıklaştı.
Saçlarında olan tokayı çıkartarak kenarı attım, ellerimi yakalarına koyarak açtığımda eli belimdeki bağa gitti ve açtı.
Üsündeki parçayı omuzlarından sıyırdığımda beni de soydu, nefessiz kalınca ayrıldık, kafamı boynuna eğerek beyaz tenini öptüm.
Beni geri çektiğinde yutkundum, üstüme gelerek beni uzandırdığında boynuma indi, emerek ısırdığında yutkundum.
Saçlarını sıkıca tutarak kendime bastırdığımda elleri gövdemde dolaştı, soğuk parmakları titrememe neden oluyordu.
/-/-/-/
Eline boşadığımda içime boşaldı, yanıma uzandığında dudaklarını öptüm, belime sarılarak beni kendine çektiğinde boynuna sarıldım, geri çekildiğinde anlımı öptü.
"Yoruldun mu?"
"Hayır"
Sırıttığın da saçlarını okşadım, siyah gözlerine baktım ve elimi yanağına getirdim.
"Sana kapılıyorum, seni istiyorum"
"Bende sana çekiliyorum"
Dudaklarımı öperek sarıldığında gülerek kollarımı boynuna sıkıca sardım, derin bir nefes aldım ve ciğerlerime kokusunu çektim.
Omuzunu okşarken yutkundum, bunu yapmak ve yapmamak arasında kalmıştım.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda kafasını eğip gözlerime baktı, belkide en büyük yanlışı yaparak ona aşık olmuştum ama hiç bu kadar doğru hissetmemiştim.
Sessizce gözlerimize bakıyor ve sanki bütün duygularımızı paylaşıyorduk, dudaklarını öptüm.
"Benden gitme"
Kaşları çatıldı ama kollarını sıklaştırdı.
"Senden gitmeyeceğim, bir şey göstericem ama şuan uyu"
Kafamı salladığımda saçlarımı öptü, gülere gözlerimi kapattım ama uyuyamıyordum.
Bir süre sonra uyuduğunu anladığımda yavaşça kollarından çıktım ve yüzüne son kere bakarak üstümü giyindim.
"Özür dilerim yoongi, seni seviyorum"
Odadan yavaşça çıktım ve derin bir nefes aldım, hadi hoseok ne amaç ile geldiysen o amaca hizmet et başka seçeneğin yok.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : Loss
Fanfiction"Sen kendine doğru mu diyorsun. Krallığımı yıkıp yaktın, şimdi kelleni alsam ne yapabilirsin ki?" "İsteseniz de yapamayacağınızı bilmemeniz ne komik kralım"