Sarsılmam ile uyanınca kalktım, jungkook kolumu tuttu.
"Sakin ol, saraya geldik"
Yutkundum ve derin bir nefes aldım.
"Beni öldürmez değil mi?"
"Elbette hayır, gel hadi"
Arabadan indik, içeri girdiğimizde titremeye başladım, tanrım umarım canımdan olmazdım.
Bir odanın önünde durduk, jimin kapıyı çaldığında onay geldi, içeri girdik, ben jungkook'un arkasındaydım.
Tahtta oturmuş, çok heybetli görünüyordu, yutkunmadan edemedim, keskin kedi gözleri bize döndüğünde jimin konuştu.
"Sınırda kaçan birini bulduk"
"Kaçan?"
Jungkook kolumu tutarak beni öne çıkardığında, gözleri olduğundan daha da sertleşti.
Güzel, beni hatırlıyor, kalkarak beni süzdü.
"Ateş krallığının prensi"
Kibir ile söylemine yutkundum.
"Lütfen bana yardım et"
Alay ile baktı ve önüme gelerek durdu.
"Neden bunu yapayım?"
"Babam beni öldürücek, başka kaçış yolum yok"
"Geri gönderin"
Korkarak kolunu tuttum.
"Lütfen bunu yapma, ne istersen yaparım"
Kolunu çekerek gözlerime iğrenti ile baktı, tanrım korkudan bayılacaktım, diz çöküp hambok'un eteklerini tuttum.
"Lütfen beni gönderme"
İyice kendimi düşük gösteriyordum, tanrım, gözlerini kapatarak sinir ile nefes aldı ve jungkook'a döndü.
"Taehyung'a söyle oda ayarlasın, misafirimiz var"
Jungkook odadan çıktığında güldüm.
"Teşekkür ederim"
Jimin beni uyarınca kalktım, kapı çalındığında izin verdi, içeri jungkook ile bir adam daha girdiğinde ona baktık, yoongi beni gösterdi.
"İyice ilgilenin, misafirimiz"
"Emredersiniz kralım, beni takip edin"
Kafamı salladım, odadan çıktığında arkasından gittim, jimin ve jungkook'da benimle geldiğinde adam onlara baktı.
"Nereden gelmiş?"
"Ateş krallığı prensi"
Şaşkınca bana baktığında gözlerimi kaçırdım, kafasını salladı.
"Kral Min bunu kullanır"
"Taehyung, düzgün konuş"
"Ne, iyi bir strateji"
Jimin kafasını salladığında jungkook bana baktı.
"Biraz boş boğaz, kusura bakma"
"Sorun değil"
Taehyung bana yaklaştı.
"Seni iyice yıkayıp güzel giydirelim, sarayı seveceğine eminim, burada herkes aile gibidir ama krala karşı patavatsızlık yapma, sonuçlarına katlanam gerekir"
Kafamı salladığımda güldü, bir odanın önünde durduk, kapıyı açarak içeri girdi.
"Burası senin odan, artık burada kalıyorsun, jungkook ve jimin yanından ayrılmayacak, bir kaç hizmetçi de görevlendiricem, istediğin gibi dolaşa bilirsin, sakın çekinme"
"Teşekkür ederim"
"Sana yemek hazırlattırıcam, sen yıkan, su hazır"
Kafamı salladığımda çıktılar, gülerek etrafa baktım, pekala buraya alışabilirdim.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : Loss
Fanfiction"Sen kendine doğru mu diyorsun. Krallığımı yıkıp yaktın, şimdi kelleni alsam ne yapabilirsin ki?" "İsteseniz de yapamayacağınızı bilmemeniz ne komik kralım"
